- Kayıt
- 8 Şubat 2015
- Mesajlar
- 146
- Tepkiler
- 213
- Meslek
- Makine Yüksek Mühendisi
- Üniv
- KTÜ, Marmara Üniversitesi
Ezgi hanım dediklerinize aynen bende katılıyorum, doğa insanın varlığını sürdürmesi için vazgeçilmez bir unsurdur. Enerji olmuş doğa kaybedilmiş olsa, bize bir yarar sağlamaz sonuçta. Dediğiniz gibi gelişmiş ülkeler doğayı hiçe sayıp paraya para katmak için her türlü işleri yapmışlar, ellerindeki yetmemiş zayıf gördükleri ülkelere giderek onları sömürmüşlerdir. Bu da bir tarafın aşırı güçlü diğer tarafında onlara bağımlı olmasına neden olmuştur.
Enerjiye olan talep sanayinin gelişmesine de paralele olarak artmaktadır ne yazık ki. Bunlarında bir şekilde karşılanması gerekiyor. Bugün bırakın yeni alternatif enerji teknolojilerinin araştırılmasına baraj yapımı gibi eski bir enerji dönüşüm yöntemi için bile yeterince yerli kaynağımız ve araştırmamız yok. Baraj için inşaat konusunda belki yeterli bilgimiz olabilir ancak mekaniksel olarak yeterli seviyede değiliz henüz. Çoğu türbin yurt dışından gelmekteydi. Yeni yeni yerli türbinler üretmeye ve satmaya başladık. Ben teşviklerin artmasıyla daha fazla gelişeceği yönünde düşünüyorum. Yabancı firmaların ülkemizde kurduğu santraller için de üniversitelerden görevliler oluşturulup inceleme ve teknolojiyi öğrenme gibi çalışmaları daha fazla yapmaları gereklidir.
Yakın zamanda kocaeli taraflarına silikon vadisi kurulacağı haberleri duyuldu. Böyle bir yatırımın olması güneş panel teknolojisinden, elektronik komponentlere ve bilgisayar teknolojilerine kadar birçok Arge çalışmasına imkan verecektir. Bu ne ölçüde başarılı olacak onu zaman gösterecek ancak bir şeylerin yapılması konusunda ufakta olsa adımlar atılmıyor diyemeyiz. Bunun dışında rüzgar enerjisi ve güneş enerjileri sistemleri ile alakalı bir çok yerli firma Arge çalışmasından üretim ve planlamaya kadar bir çok çalışma yürütülüyor. Bu tür işler birazda teşviklere ve ranta bağlıdır. (Buradaki rant, bir işin sonunda yüksek miktarlarda kazancın olması, neredeyse hiç risk veya zararın olmayacağı, sürdürülebilirliğinin fazla olduğu kaynak anlamındadır. Başka ifade ile getiri diyebiliriz) Yerli firmalar için vergi oranının az olması, arazilerin hibe veya cazip krediler ile verilmesi, arge için destek sağlama ve benzeri olanakların sağlanası ile ekonomik rant sağlanabilir. Böylece yatırımların daha cazip hale getirilmesi yerli teknolojiler üretmede bir şeyleri daha hızlı yapmaya başlayabiliriz. Bizde ne yazık ki tersi yapıldı yabancı firmalardan daha fazla vergi alarak sanki halkın yerli teknolojiyi daha cazip göreceğini ve ona yöneleceği düşünüldü ancak uygulamada halk alıştığından vazgeçmedi. Sonuçta daha pahalıya aynı ürün alınıyor.
Arge çalışması ülkemizde yavaş yavaş başlamış olsa da bir de şu yönden bakalım olaya. Amerika gibi ülkelerde yüksek teknolojik bilgiye sahip olmalarına rağmen ürünlerini daha ucuza, ağır sanayisi, insan sağlığına önem vermeyen çin/tayland gibi ülkelere yaptırıyorlar. Bugün etrafınızdaki çoğu meteryal PRC damgalıdır ancak markası USA dir. Onların mantığı şu, biz düşünelim onlar bizim yerimize daha ucuza her türlü pis ortamda, zararlı yerlerde üretsinler, benim halkım hasta olmasın onlar bizden değil nasılsa... Asya'dan tutun birçok yerden giderler onlar adına çalışırsın. Geri dönüp ülkesine teknoloji getiren kaç ülke var? Bugün Almanlar bile güneş paneli hakkında çok iyi Argeleri olmasına karşın çin'den ithal ediyorlar. Burada ekonomiksel faktörde ürünlerin gelişmesinde önemli faktör oluyor ne yazıkki. Bunu daha önce ilk yerli uçak fabrikasının neden kapandığı konusu çok güzel örnek teşkil ediyor diye düşünüyorum.
Ülkemizdeki arge gelişe dursun siz birşeyde farkındalık yaratmadığınız sürece her türlü bağımlı kalırsınız. Başkası bulur siz arge diyip o bulunmuş olanı kopyalamaya çalışırsınız. Onu öğrenmek için para harcar, boş yatırım yaparsınız. Misal olarak fizyon araştırması yapmak yerine füzyona araştırma yapıldığını varsayalım ve bunu geliştirmiş olalım. Sonuçta daha temiz enerji bulunmuş, sonsuz bir kaynak olacaktır. Bunu öğrenmek için çeşitli ülkelerden araştırmacılar senin üniversitene gelecek, yayın yapacak. Şart koşacaksın Türkçe olsun. (Bugün yazılan tezler,dergi ve kitapların bilimsel dili ingilizcedir. Bunları almak için kütüphaneler para öder ve veritabanlarına erişim izni alır. Üniversitelerin en büyük para harcadığı kısım burasıdır. "Senin yazdıklarını yine sana para ile satıyorlar"). Böyle bir teknoloji sizde ve kimseye bağımlı değilsiniz bilakis çoğu kaynak tükeniyorken sizde sonsuz bir kaynak var. Bunlar her ne kadar hayali olsa da daha gerçekçi teknolojilerde yok değil. Alternatif enerji konusunda yeni bir çok kavram vardır. En yeni uygulanmaya bağlayan kaya gazı enerjisidir...
Teknolojinin sürdürülebilir olması bir çok faktöre bağlıdır bu yüzden. Gerek ekonomik gerek bilim-araştırma gerek arz/talep olsun bunların hepsi birden bir döngüyü tamamlamadığında sizin dilediğiniz gibi temiz bir kaynak yaratmak zordur.
Enerjiye olan talep sanayinin gelişmesine de paralele olarak artmaktadır ne yazık ki. Bunlarında bir şekilde karşılanması gerekiyor. Bugün bırakın yeni alternatif enerji teknolojilerinin araştırılmasına baraj yapımı gibi eski bir enerji dönüşüm yöntemi için bile yeterince yerli kaynağımız ve araştırmamız yok. Baraj için inşaat konusunda belki yeterli bilgimiz olabilir ancak mekaniksel olarak yeterli seviyede değiliz henüz. Çoğu türbin yurt dışından gelmekteydi. Yeni yeni yerli türbinler üretmeye ve satmaya başladık. Ben teşviklerin artmasıyla daha fazla gelişeceği yönünde düşünüyorum. Yabancı firmaların ülkemizde kurduğu santraller için de üniversitelerden görevliler oluşturulup inceleme ve teknolojiyi öğrenme gibi çalışmaları daha fazla yapmaları gereklidir.
Yakın zamanda kocaeli taraflarına silikon vadisi kurulacağı haberleri duyuldu. Böyle bir yatırımın olması güneş panel teknolojisinden, elektronik komponentlere ve bilgisayar teknolojilerine kadar birçok Arge çalışmasına imkan verecektir. Bu ne ölçüde başarılı olacak onu zaman gösterecek ancak bir şeylerin yapılması konusunda ufakta olsa adımlar atılmıyor diyemeyiz. Bunun dışında rüzgar enerjisi ve güneş enerjileri sistemleri ile alakalı bir çok yerli firma Arge çalışmasından üretim ve planlamaya kadar bir çok çalışma yürütülüyor. Bu tür işler birazda teşviklere ve ranta bağlıdır. (Buradaki rant, bir işin sonunda yüksek miktarlarda kazancın olması, neredeyse hiç risk veya zararın olmayacağı, sürdürülebilirliğinin fazla olduğu kaynak anlamındadır. Başka ifade ile getiri diyebiliriz) Yerli firmalar için vergi oranının az olması, arazilerin hibe veya cazip krediler ile verilmesi, arge için destek sağlama ve benzeri olanakların sağlanası ile ekonomik rant sağlanabilir. Böylece yatırımların daha cazip hale getirilmesi yerli teknolojiler üretmede bir şeyleri daha hızlı yapmaya başlayabiliriz. Bizde ne yazık ki tersi yapıldı yabancı firmalardan daha fazla vergi alarak sanki halkın yerli teknolojiyi daha cazip göreceğini ve ona yöneleceği düşünüldü ancak uygulamada halk alıştığından vazgeçmedi. Sonuçta daha pahalıya aynı ürün alınıyor.
Arge çalışması ülkemizde yavaş yavaş başlamış olsa da bir de şu yönden bakalım olaya. Amerika gibi ülkelerde yüksek teknolojik bilgiye sahip olmalarına rağmen ürünlerini daha ucuza, ağır sanayisi, insan sağlığına önem vermeyen çin/tayland gibi ülkelere yaptırıyorlar. Bugün etrafınızdaki çoğu meteryal PRC damgalıdır ancak markası USA dir. Onların mantığı şu, biz düşünelim onlar bizim yerimize daha ucuza her türlü pis ortamda, zararlı yerlerde üretsinler, benim halkım hasta olmasın onlar bizden değil nasılsa... Asya'dan tutun birçok yerden giderler onlar adına çalışırsın. Geri dönüp ülkesine teknoloji getiren kaç ülke var? Bugün Almanlar bile güneş paneli hakkında çok iyi Argeleri olmasına karşın çin'den ithal ediyorlar. Burada ekonomiksel faktörde ürünlerin gelişmesinde önemli faktör oluyor ne yazıkki. Bunu daha önce ilk yerli uçak fabrikasının neden kapandığı konusu çok güzel örnek teşkil ediyor diye düşünüyorum.
Ülkemizdeki arge gelişe dursun siz birşeyde farkındalık yaratmadığınız sürece her türlü bağımlı kalırsınız. Başkası bulur siz arge diyip o bulunmuş olanı kopyalamaya çalışırsınız. Onu öğrenmek için para harcar, boş yatırım yaparsınız. Misal olarak fizyon araştırması yapmak yerine füzyona araştırma yapıldığını varsayalım ve bunu geliştirmiş olalım. Sonuçta daha temiz enerji bulunmuş, sonsuz bir kaynak olacaktır. Bunu öğrenmek için çeşitli ülkelerden araştırmacılar senin üniversitene gelecek, yayın yapacak. Şart koşacaksın Türkçe olsun. (Bugün yazılan tezler,dergi ve kitapların bilimsel dili ingilizcedir. Bunları almak için kütüphaneler para öder ve veritabanlarına erişim izni alır. Üniversitelerin en büyük para harcadığı kısım burasıdır. "Senin yazdıklarını yine sana para ile satıyorlar"). Böyle bir teknoloji sizde ve kimseye bağımlı değilsiniz bilakis çoğu kaynak tükeniyorken sizde sonsuz bir kaynak var. Bunlar her ne kadar hayali olsa da daha gerçekçi teknolojilerde yok değil. Alternatif enerji konusunda yeni bir çok kavram vardır. En yeni uygulanmaya bağlayan kaya gazı enerjisidir...
Teknolojinin sürdürülebilir olması bir çok faktöre bağlıdır bu yüzden. Gerek ekonomik gerek bilim-araştırma gerek arz/talep olsun bunların hepsi birden bir döngüyü tamamlamadığında sizin dilediğiniz gibi temiz bir kaynak yaratmak zordur.