Merhaba. Zeytin ve zeytinyağı ithal ederiz; bahsettiğiniz cahil ve dar kafalardan arınmadığımız sürece, daha pek çok -en kalitelisini- üretebildiğimiz her şey gibi. Zeytin alanlarının bekası defalarca direkten döndü, başka ne olmasını bekliyorsunuz ki?
Zeytinin anavatanı Yukarı Mezopotamya'dır. Güney Doğu Anadolu'da bölgenin bir parçasıdır fakat ülkemizde zeytin ve zeytinyağı üretimi daha çok Ege ve Marmara bölgelerinde sürmektedir. Dünyada zeytin ve zeytinyağı üretiminde, diğer Akdeniz ülkeleriyle beraber, önde gelen üreticilerindeniz. Gereken değeri ve doğru üretim modellerini koruyan İspanya, İtalya, Yunanistan gibi ülkelerin gerisindeyiz, Suriye -savaş başlamadan önce- bizim seviyemizde üretim yapmaktaydı.
Fakat biz genel olarak tarım alanlarımızı ve çiftçimizi korumuyoruz. Örnek olarak; Aydın'da bütün verimli topraklar termal enerji santrallerine evrildi. O arazide kurulu olmasa da; denetimsiz, belli grupların tekelinde, nemalanılan ve daha fazla kazanma hırsıyla çevreye saygı gösterilmeyen üretim şekli sebebiyle bütün tarım arazilerini etkiliyor. Toprak altına filtre edilerek verilmesi gereken buhar havaya salınıyor. Salınan buhar yüzünden bölgenin nem dengesi değişti. İncir dalında eriyip akıyor. Üzümler olgunlaşmadan erimeye başlıyor. Zeytin daha ermeden bozulmaya dalında kurtlanmaya başlıyor. Yağ üretimi düştüğü gibi kalitede düştü. Diğer illerimizde de üretime gereken değer ve destek verilmiyor.
İşte bu ahval ve şerait içinde, bakanlıktan tatmin edici bir cevap beklemek manasızdır.
Üretimi ve üreticiyi korumayan her sektörde manzara benzerdir. Zirai üretimi ayağa kaldırmadığımız sürece ithalat kalemleri sürekli artış gösterecektir. Üretimsiz kalkınmamız imkansız.