Şahsımın kültürüyle ve bazı cümlelerimle ilgili hakkımda bazı ithamlarda bulunulmuş. Ayrıca dolaylı yoldan saygısız olduğum belirtilmiştir. Öncelikle bu konulara bir açıklık getirelim. @
Seçkin Şenol isimli üye rahatsızlık duyduğu cümleleri belirtmemiştir. Ancak @
Crocs takma adını kullanan üyemiz cümleler konusunda bilgi verdiği için hakaret ve haksız ithamlarla dolu bu son yazılara cevap verme gereği duyduğumu belirtmek isterim. Ayrıca bu ithamlarınızın geçersiz ve haksız olduğunu öğrendiğinizde benden özür dilemenizi bekliyorum.
Anladığım kadarıyla zeka, zekilik cahillik, cehalet gibi kelimeleri içeren cümlelerle ilgili bir probleminiz var. Bu konuda cehalet kelimesini hiç kullanmadım daha önce başka bir konuda kullanmıştım. İnsanların bu konudaki hassasiyetini anlayabilirim. Günlük hayatımızda kurduğumuz, bu kelimelerin dahil olduğu cümlelerin çoğu hakaret amacını taşımaktadır. Ancak hatırlatmama gerek var ki bilim de bazı konuların nedenleri ile ilgili açıklama yaparken bu kelimeleri içeren cümleler oluşturabilir. Ben cümlelerimi kurarken genel geçer doğruları referans alan bazı cümleler kurmaktayım. Bu durum konumla ilgili bazı gerçeklerin neden kolayca anlaşılamadığıyla ilgili sorulara cevap bulabilme isteğimden kaynaklanmaktadır.
Örneğin;
“Bazı insanlar cahildir.”
“Bazı insanlar diğerlerine göre daha zekidir.”
Benim cümlelerim bu doğruları referans alarak bu konudaki teorilerimi açıklamaktadır ancak sizinkiler doğrudan beni hedef alan hakaret ve ithamlardır.
1. “Bu konuda sağlam argümanlarım var ancak sizin bu konudaki cehaletinizden korktuğum için daha fazla bu konuya değinmeyeceğim.” (Bu cümle başka bir konuda yazılmıştır.)
2. “Belki onlardan daha zeki olduğundandır.
3. “Ayrıca bunlar bana mucizevi sana çok normal geliyorsa emin ol bu senin konuda daha bilgili olduğunu ve senin daha zeki olduğunu ispatlamaz.”
4. “Keşke zeki olsan da senden bir şeyler öğrenebilsek.”
Sizi rahatsız etmiş olabilecek önceki 12 yazımdaki toplam bu 4 cümledir. Benim cümlelerim belirli olasılıkları belirtmektedir.
1. Cümle belirli bir konudaki (konu devridaim makinaları) bazı kişilerin olası bir cehaletinden duyduğum korkuyu ifade etmek istemiştir.
2. Cümle söz konusu şahsa yapılmış zekasıyla ilgili bir kinayeyi değil bir mühendisin, zeki olması gereken bir bilim adamından daha zeki olabileceği ihtimalini göz ardı etmeden bu durumu değerlendiren bir cümledir. Bazı insanlar sivri bir fikir ortaya koyduğunuzda yada ilginç bir şeyden bahsettiğinizde sen bilim adamlarından daha mı iyi bileceksin gibi bağnaz yaklaşımlar gösterebiliyor. Bu konuda benim öyle olmadığımı ve bu konudaki hassasiyetimi ifade etmek için kurulan bir cümledir. Bunu tüm samimiyetimle söylüyorum.
3. Cümlenin ki buradaki en sert cümlede bile söz konusu kişinin zeki olmadığı değil bir durumun kendisinin zeki olduğunu ispatlıyamayacağı belirtilmiştir.
4. Cümlemde ise bir şeyler öğrenebilme ihtimalimi bana cevap yazan birinin zeki olma ihtimaline bağlamışım.
Zeki olup olmadığınız konusunda bir öngörüde dahi bulunmadım. Ancak siz bana bol bol hakaret ettiniz ve ithamlarda bulundunuz. O halde sizin bakışınızla siz de kendinize hakaret etmiş oldunuz. Buna alınganlık diyoruz.
Ayrıca uyarıldığım söylenmiş. Anormal derecede önemli, sıra dışı yazılarımı okuyan ve doğru anlayan bir arkadaşımız aslında sizi uyarmak ve yanlış anladığınızı belirtmek için uyarıyı kendince bir adaletle ortaya sunmuştur. Akabinde bana yönelttiğiniz “ne içtiysen bize de söyle” bu soruya cevap vermemem sizin samimiyetinize güvenmediğimdendir. Fark ettiysen konuya cevap verme gereği bile duymadım. Çünkü konudaki anlattığım bilgilerle hiç ilgilenmediniz. Bence yazılarımın hakaret içermediğinin farkındasınız ancak tezlerinizi çürüten bu yazıları entellektüelleştirerek ve yazarına çamur atarak değersizleştirme gayretindesiniz. Çoğunluğa güvenip herkesin sizin yaptığınız hataya düşeceğini ve bana çamur atılmaya devam edileceğini sanıyorsunuz.
İlgili konunun linkini burada paylaşıyorum.
Çok ilginç motorlar (Lütfen okumadan ve düşünmeden yazmayalım)
“Bazı insanlar cahildir.”,
“Bazı insanlar diğerlerine göre daha zekidir.” cümlelerinin genel geçer doğru olduğuna itirazlarınız olabilir ve bunu haklı buluyorum. Her türlü bilgi ispat gerektirir ve bilimin temelini bu bilgiler oluşturur.
Bunu anlayabilmek için zekanın nüfusa dağılımı ile ilgili grafiği inceleyebiliriz.
Üniversitede okurken tıpçı bir arkadaşım toplumdaki gereksiz tartışmaların ve anlaşmazlıkların bir çoğunun toplumdaki zeka dağılımıyla ilgisi olduğunu söylemişti ve bunu bana çok detaylı anlatmıştı. O zamanlardan beri bu konulardaki yazıları okumaktayım zeka ve cahillik kelimelerini içeren cümleleri bu nedenle daha fazla kullanıyor olabilirim.
Yazılarımın tansiyonunun yüksek olduğunu söyleseydiniz buna hak verirdim. Yazılarıma bu konuyu bir ortamda yüz yüze yaparken sahip olabileceğimiz duyguları da ekliyorum. Ancak siz yine de ekranın başında yazarken benim hop oturup hop kalktığımı sanmayın. Yazılarımı oluştururken büyük bir sükunet içerisindeyim. İstanbul’un hava durumunu tartışmıyoruz yada alelade bir konuda örneğin “güneş panellerini kurarken kuru akü mü kullanalım yoksa jel akü mü?” gibi bir konuyu tartışmıyoruz. Dolayısıyla sizde oluşturduğum bu tansiyonu nötrlemek için yazılarımın sonuna müzik klipleri ekliyorum. Müziğin pozitif etkisini doğru kabul edersek bunun işe yarayacağını düşünüyorum. Tabi isteyen dinler istemeyen dinlemez. (Yeri gelmişken bundan da bahsedeyim)
Bilimde devridaim konusundaki bir gelişmenin tüm insanlığı derinden etkileyeceğini hepimiz biliyoruz. Ülkeler daha fazla petrol rezervine sahip olabilmek için savaşlara dolayısıyla insanların ölümüne neden oluyor. Son 50 yılda petrol ve enerji için toplam 70 trilyon dolar harcanmış bu harcamalar giderek artıyor. Bu parayı hayalinizde canlandırabiliyor musunuz? Dünya ortalamasına göre yaklaşık kişi başı 10.000 dolar düşüyor. Bu gelişmekte olan bir ülke için özellikle enerji ve petrol fiyatının diğer ülkelere göre çok yüksek olduğu ülkemizde 50.000 doları bulabiliyor. Bu konuda otomobilinizdeki ve evinizdeki böyle bir sistem için toplam 20.000 dolar harcasanız cebinize 30.000 dolar para kalır. Lütfen bu konudaki fikirlere daha ılımlı yaklaşalım.
Ayrıca bilim literatürümüzde Con Ahmetlerin yaptığı devridaim makinelerinin çalışmayacağı bunun termodinamik yasalarına aykırı olduğu dolayısıyla bu kişilerin bilgisiz ve cahil oldukları konusunda özellikle termodinamik ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Henüz ispatlanamamış olmasına rağmen böyle bir bilginin neden kitaplarımızda yer aldığı konusu bende şüphe uyandırıyor. Petrol devleri ve enerji kartellerinin para iştahları söz konusu olduğunda bu durum bizim gibi ülkelerin üniversitelerinde okutulan kitapları etkileyebilir mi? Bu şirketler bilinçli olarak bu konuda yapılan çalışmaları engelliyor ve bilgileri değiştiriyor olabilirler mi? Bu cümlelerin çok iddialı ve paronoya içerdiğini düşünebilirsiniz ancak son zamanların en gözde konularından olan sosyal mühendislik konusunda çalışma yapanlar bu dalın yaptığı çalışmaların insanlar üzerinde çok büyük etkisi olabileceği konusunda bizi uyarıyor. Özellikle psikoloji bilimini de kapsayan sübliminal mesajlar ve komplo teorileriyle ilgili içeriklere internette mutlaka denk gelmişsinizdir. Çoğu şehir efsanesi olsa da bunlardan bazılarının doğru olabileceği gerçeğini göz ardı etmeyelim.
Hakaretlere cevap vermediğime dikkat çekmek istiyorum. Bu alanın konuyu başlatan kişiye ait olmadığını düşünüyorsanız bu konuyu tartışmaya devam edebilirim. Ayrıca kendisinin hakaretlerinden sonra teşekkürünü kabul etmiyorum. Aslında konu
@Crocs arkadaşın son cevabından sonra tamda benim arzu ettiğim bir noktaya gelmişti. Yazıyı daha fazla uzatmak istemiyorum. Kendisi tartışmaya devam etmek isterse son yazdığı cümleler ile ilgili yazmaya devam etmek isterim.
Ayrıca 30 terabayttan oluşan neredeyse insanlık tarihinin tüm bilgisini 280 dilde hazırlamış bir platformu, kuşe kağıda basılmış reklam kaygısı taşıyan dergilerinizden ve akademik kaygılarla hazırlanan kitaplarınızdan daha değersiz görmeniz beni çok şaşırttı. Okul yıllarımızın başında bilimde doğru kabul edilen bilgi hangisiyse onun kitaplarımızda bulunması lüks bir talep değilken ilerleyen yıllarda bilimsel bilgilerin hangisinin doğru olduğu belirlenemeyebiliyor. Dolayısıyla bu karşıt ve farklı tezlerin ve teorilerin hepsini birden öğrenmek durumunda kalabiliyoruz. Bilimsel bilgi bu farklı fikirlerin çatışmasından doğar. Ben bunu en iyi yansıtan bilgi platformunun Wikipedia olduğunu düşünüyorum ve bir an önce İngilizce içeriklerin yirmide biri olan Türkçe içeriklerin artırılması konusunda sizi bu platforma yazar olarak davet ediyorum. Doğrusunu bildiğiniz bilgileri buraya ekleyin ki bizlerde okuduğunuz dergilere ve kitaplara para vermek zorunda kalmayalım.
Umarım tansiyonu “eğitim cüzdana sığmaz” naralarıyla zamanında ekranlarda boy gösteren üniversiteli gençler kadar yükseltmemişimdir.