wandering312
MB Üyesi
- Kayıt
- 30 Haziran 2017
- Mesajlar
- 2
- Tepkiler
- 1
- Yaş
- 34
- Üniv
- Karadeniz Teknik Üniversitesi
Yol kenarlarına atılan boş şişeler, ambalajlar, çöpler… Rüzgarın dört bir yana savurduğu kağıt atıkları, karton kutular, poşetler, plastikler… Her yer için söylemiyorum ama ülkemizde atıkların doldurduğu o kadar çok alan var ki! Kime sorsanız sokağa çöp atmıyor, kime sorsanız çevreci. Peki, o zaman bu kadar atık nereden geliyor? Gökten çöp yağmıyor ya! Evet, atığın her türlüsü çevre için büyük bir sorun.
Özellikle de dünyanın dış etkenlerle resmen savaşmak zorunda kaldığı şu günlerde! Yeşil alanların bu kadar çok azaldığı, gezegenimizin bir beton yığınına dönüşmesine ramak kaldığı şu zamanlarda. Bazıları bu durumu önemsiyor, bazıları ise önemsiyormuş gibi görünerek çevreyi kirletenlerden biri olmaya devam ediyor. Dünyamızı daha yaşanır hale getirmek için en basitinden çiçek yetiştirebiliriz.
Kimse sokağa attığı bir çöp parçasının, belki de sona giden yolda atılan büyük bir adım olduğunu fark etmiyor. Ne mi diyorum? Dünya gittikçe kirleniyor, eğer gözümüzü açmazsak yakında çöp yığınları arasında yaşamaya başlayacağız diyorum. Bundan daha da net olamam sanırım.
İşte bu nokta da farkındalığımızı arttırmamız gereken konular arasında en önemlilerden bir tanesi. Yani çevre kirliliği! Yani dünyayı kirletmekten başka bir işe yaramadığı düşünülen atık sorunsalı! Aslına bakarsanız, ülkemizde de bu alanda yapılan çalışmalar var. Ama pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da pek çok Avrupa ülkesinin gerisindeyiz.
İnsanlar daha şişelerin, plastiklerin, kağıtların ve bu gibi atıkların ayrı, evsel atıkların ise ayrı çöplere atılması gerektiğini yeni yeni anlıyor. Bu bağlamda bilinçli kişiler yok demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ama çoğunluğun atık konusuna gereken önemi vermediğini açıkça görüyoruz.Kitap, defter, broşür vs. bunlar sokağa atılamayacak kadar değerli birer geri dönüşüm unsuru. Neyse ki herkes bu kadar duyarsız değil. Bazıları bu alanda hem çevre kirliliğini önlüyor hem de para kazanıyor. Neden mi bahsediyorum? Tabii ki geri dönüşüm işinden!
Özellikle de büyük şehirlerde yaygınlaşan ve hem girişimcisine hem de çevreye katkısı olan bir para kazanma yöntemi geri dönüşüm veya geri kazanım. Önceden sokak sokak gezen ve insanların evindeki eski eşyaları toplayan hurdacılar vardı. Şimdi ise hurdacıların gelişmiş hali olarak gösterilebilecek geri dönüşüm firmaları. Evet, biliyorsunuz ki her gün binlerce, milyonlarca yeni ürün, yeni eşya üretiliyor. Yani dünyanın taşımak zorunda olduğu yük her geçen gün biraz daha çoğalıyor.
Sonuçta dünya bu ürünleri öğütebilecek bir makine değil. Çevreye atılan bir plastik ancak yüzlerce yıl sonra çürüyebiliyor. Evet, plastik bir şişenin doğada çözünmesi için tam 450 yıl geçmesi gerektiğini biliyor muydunuz? Bir cam şişenin doğada çözünebilmesi için ise 1 milyon yıldan fazla süre geçmesi gerektiği tahmin edilmektedir. Çevre kirliliğinin önüne geçilmez ise suda yaşayan balıkların ve diğer canlıların yaşam alanını katlettiğimiz gibi kendimize de nefes alacak bir yer bulamayacağız.
Elimizden düşürmediğimiz asitli içecek, meyve suyu kutuları ise ancak 200-300 yıl sonra çürüyor. Sizin de gördüğünüz gibi etrafa atılan çöpler etrafa atılmaya devam ederse, dünya çok yakında yaşanılmayacak bir hal alacak. Neyse ki geri dönüşüm işiyle uğraşanlar bu soruna bir nebze de olsa çare oluyor. Zira çöplerin % 75’inden fazlası geri dönüştürülebilir şeylerden oluşuyor. Attığınız çöpleri düşünürseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Plastik eşyalar, kırtasiye malzemeleri, oyuncaklar, eski elektronik eşyalar, bozulmuş ev eşyaları, şişeler, kartonlar, kıyafetler, paslanmış metaller…
Özellikle de dünyanın dış etkenlerle resmen savaşmak zorunda kaldığı şu günlerde! Yeşil alanların bu kadar çok azaldığı, gezegenimizin bir beton yığınına dönüşmesine ramak kaldığı şu zamanlarda. Bazıları bu durumu önemsiyor, bazıları ise önemsiyormuş gibi görünerek çevreyi kirletenlerden biri olmaya devam ediyor. Dünyamızı daha yaşanır hale getirmek için en basitinden çiçek yetiştirebiliriz.
Kimse sokağa attığı bir çöp parçasının, belki de sona giden yolda atılan büyük bir adım olduğunu fark etmiyor. Ne mi diyorum? Dünya gittikçe kirleniyor, eğer gözümüzü açmazsak yakında çöp yığınları arasında yaşamaya başlayacağız diyorum. Bundan daha da net olamam sanırım.
İşte bu nokta da farkındalığımızı arttırmamız gereken konular arasında en önemlilerden bir tanesi. Yani çevre kirliliği! Yani dünyayı kirletmekten başka bir işe yaramadığı düşünülen atık sorunsalı! Aslına bakarsanız, ülkemizde de bu alanda yapılan çalışmalar var. Ama pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da pek çok Avrupa ülkesinin gerisindeyiz.
İnsanlar daha şişelerin, plastiklerin, kağıtların ve bu gibi atıkların ayrı, evsel atıkların ise ayrı çöplere atılması gerektiğini yeni yeni anlıyor. Bu bağlamda bilinçli kişiler yok demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ama çoğunluğun atık konusuna gereken önemi vermediğini açıkça görüyoruz.Kitap, defter, broşür vs. bunlar sokağa atılamayacak kadar değerli birer geri dönüşüm unsuru. Neyse ki herkes bu kadar duyarsız değil. Bazıları bu alanda hem çevre kirliliğini önlüyor hem de para kazanıyor. Neden mi bahsediyorum? Tabii ki geri dönüşüm işinden!
Özellikle de büyük şehirlerde yaygınlaşan ve hem girişimcisine hem de çevreye katkısı olan bir para kazanma yöntemi geri dönüşüm veya geri kazanım. Önceden sokak sokak gezen ve insanların evindeki eski eşyaları toplayan hurdacılar vardı. Şimdi ise hurdacıların gelişmiş hali olarak gösterilebilecek geri dönüşüm firmaları. Evet, biliyorsunuz ki her gün binlerce, milyonlarca yeni ürün, yeni eşya üretiliyor. Yani dünyanın taşımak zorunda olduğu yük her geçen gün biraz daha çoğalıyor.
Sonuçta dünya bu ürünleri öğütebilecek bir makine değil. Çevreye atılan bir plastik ancak yüzlerce yıl sonra çürüyebiliyor. Evet, plastik bir şişenin doğada çözünmesi için tam 450 yıl geçmesi gerektiğini biliyor muydunuz? Bir cam şişenin doğada çözünebilmesi için ise 1 milyon yıldan fazla süre geçmesi gerektiği tahmin edilmektedir. Çevre kirliliğinin önüne geçilmez ise suda yaşayan balıkların ve diğer canlıların yaşam alanını katlettiğimiz gibi kendimize de nefes alacak bir yer bulamayacağız.
Elimizden düşürmediğimiz asitli içecek, meyve suyu kutuları ise ancak 200-300 yıl sonra çürüyor. Sizin de gördüğünüz gibi etrafa atılan çöpler etrafa atılmaya devam ederse, dünya çok yakında yaşanılmayacak bir hal alacak. Neyse ki geri dönüşüm işiyle uğraşanlar bu soruna bir nebze de olsa çare oluyor. Zira çöplerin % 75’inden fazlası geri dönüştürülebilir şeylerden oluşuyor. Attığınız çöpleri düşünürseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Plastik eşyalar, kırtasiye malzemeleri, oyuncaklar, eski elektronik eşyalar, bozulmuş ev eşyaları, şişeler, kartonlar, kıyafetler, paslanmış metaller…
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
