Sayın okurlar, bu yazımızda yurt dışına çıkmanın öneminden ve sizlere neler katabileceğinden bahsedeceğiz. Bulunduğumuz konuma bağlı kalarak kendimize sormamız gereken öncelikli soru şudur: “Yurt dışına çıkmak benim için önemli mi?”. Bir mühendis olarak benim kişisel cevabım şudur: Kesinlikle önemli.
Birçoğumuz eğitim hayatımızın büyük bir kısmını kapsayan ilkokul, ortaokul ve lise dönemlerini kendi ülkemizde, kendi ana dilimizde eğitim alarak geçiriyoruz. Bu çok önemli bir nokta. Çünkü; okullarda ileriye gitmek için öğrenmenin şart olduğu temel konuların eğitimini kendi dilimizde alıyoruz ve konuları büyük oranda özümseyebiliyoruz. Bu sayede de birçok alanda temel bilgilere sahip olma imkanını yakalıyoruz. Buraya kadar her şey güzel ve olması gerektiği gibi. Fakat olaylar biraz daha profesyonel boyutlarda düşünmeye gelince çok büyük birkaç eksiğimizin olduğunun farkına varıyoruz: yabancı dil ve farklı yapı ve kültürlerin analizleri.
Ülkemizde 1. yabancı dil olarak görülen ingilizcenin pratik yapılma ihtimali düşük olduğundan tam manası ile öğrenilmesi mümkün olmamakta. Bu konu üzerine daha önce yabancı dil kaynak problemi ve çözümleme önerileri isimli yazımızda belli öneriler sunulduğu için bu yazıda üzerinde durmayacağım. Fakat ikinci konu olan farklı yapı ve kültürlerin analizleri üzerinde fazlası ile durulması gereken çok önemli bir konudur.
Bir mühendis beynin, her daim her bir problem için bir önerisi ve/veya alternatif bir çözümü olmak zorundadır. Bu bağlamda, problem üzerinde kritik yapabilme, alışılmışın dışında öneriler ve çözümlemelerde bulabilme de insanın genel manada sahip olduğu kültür ille ciddi bir şekilde ilişkilidir. Yurt dışına çıkmak, farklı ortamlarda farklı kültürlere ve düşünce yapısına sahip insanlarla iletişim kurmak, onları anlamaya ve onlar gibi düşünmeye çalışmak çok heyecan verici bir durumdur. Ayrıca, kritik ve pratik düşünce yetilerinizin gelişmesine de büyük oranda katkı sağlayacaktır. Çünkü yurt dışındaki seyahatlerde tema “Mecburiyet”tir. Örneğin; gittiğiniz ülkedeki dili mecburen konuşursunuz, o ülkedeki sistem ve şartlara mecburen ayak uydurur, orada ençok tüketilen ve piyasada bulunan ürünleri mecburen tüketirsiniz. Zaten çoğu durumda bu mecburiyet sayesinde bulunduğunuz yerin kültürü hakkında bilgi sahibi olursunuz.
Her ne kadar damarlarınızdaki asil kan sizin bu mecburiyetlere katlanmayıp baş kaldırmanız gerektiğini söylese de çoğu durumda mevcut düzen ve sisteme boyun eğmek zorunda kalırsınız. Bu da sizin tıpkı bir demir ustasının demiri vura vura şekillendirdiği gibi biraz kırılarak, biraz yoğrularak ama neticede güçlenerek şekillenmezini sağlar. Öte yandan, insan yaradılış itibari ile en önemli konuları her zaman en zor kaldığında öğrenir ve yurt dışına çıktığınızda emin olun ki zorda kalacağınız birçok durumla karşılaşacaksınız. Bu hissiyat sizin seyahatten korkmanızı, başka yerlerde bulunma isteğinizin kırılmasını sağlamasın. Aksine, çoğu durumda korku ve endişelerinizin üzerine gittiğiniz zaman başarabileceğinizi bilmeniz gerekmekte!
Vurgulamak istediğim bir diğer konu da seyahatin zamanı ve uzunluğu. Eğer yurtdışı maceranızı eğitim sürecinde tamamlarsanız süreçten oldukça eğlenerek faydalanırsınız. Bu süreçte seyahatin uzunluğu kısmi olarak bireyin kendisine bırakılır. Örneğin, Erasmus ve benzeri programlar ile gidildiğinde “En az” ve “En fazla” kalabileceğiniz süreler belirtilir. Bu sürenin limitlerine bağlı kalarak seyahatinizin süresini kısmi olarak ayarlayabilirsiniz. Fakat, eğer iş hayatına atıldıysanız, çoğu zaman yapacağınız seyahatin süresi işveren tarafından belirlenir. Verilen süre içerisinde istenileni yerine getirmeniz gerekir. Bu bağlamda, seyahat sürecinde iş yükünün ağırlığı da omuzlarınıza bineceği için bu süreyi biraz daha stresli geçirebilirsiniz . Bu yüzden, henüz eğitim hayatınızı tamamlamamışken, eğer finansal durumunuz da el verişli ise mutlaka bir yurt dışı tecrübesi yaşayın. Farklı kültürleri, farklı bölgelerdeki teknolojik gelişmeleri, farklı yapısal ve yaşamsal olguları tecrübe etmek size mutlaka bir şeyler katacaktır.
TEKNOLOJİ İLE KALIN!