Uzay çöplüğü, yörüngede dolanan uzay araçları ve uydu parçalarından oluşan artık malzeme, parça ve diğer atıklardan oluşan bir kirlilik problemidir. Uzay çöplüğü, uzay araçlarının ve uyduların fırlatılması ve işletilmesi sırasında ortaya çıkan parçaların birikmesi sonucu oluşur. Bu malzemeler, yörüngede dolanır ve diğer uzay araçlarına ve uydulara çarparak ciddi hasarlara neden olabilir. Uzay çöplüğü, özellikle uzay faaliyetlerinin hızla arttığı günümüzde, uzayda seyahat eden insanlar ve ekipmanlar için büyük bir risk oluşturmaktadır.
Uzay çöplüğü, uzay ajansları ve özel şirketler tarafından ciddi bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Uzay ajansları, fırlatma ve işletme sırasında oluşan atıkların miktarını azaltmak için çeşitli tedbirler almaktadır. Bunlar arasında, uzay araçlarındaki parçaların yeniden kullanımı, yörüngedeki atıkların kontrolü ve uzay araçlarının yörüngeden çıkarılması yer alır. Bununla birlikte, uzay çöplüğünün etkisi hala büyük ölçüde bilinmemektedir ve uzay ajansları, bu konuda daha fazla araştırma yapmak ve çözümler geliştirmek için çalışmaktadır.
1957 yılında Sputnik 1 adlı uydunun fırlatılmasıyla birlikte uzay serüvenimiz başladı. İnsanlık farklı amaçlarla uzaya birçok araç gönderdi. Yapay uydular ise günümüzde TV yayınları, cep telefonları ve haberleşme başta olmak üzere sıkça kullanılıyor. Ancak, her teknolojik cihazda olduğu gibi uyduların da belli bir ömrü var. Kullanım süresi dolan uydu, o saatten sonra bir uzay çöpüdür. Tanım olarak dünya yörüngesinde bulunan ama kullanımda olmayan her türlü araç uzay çöpü ya da uzay enkazı olarak adlandırılır. Ayrıca atmosferde bulunan küçük meteor parçaları hatta uzay araçlarından kopan mikroskobik boya parçaları bile uzay çöpü olarak sayılmaktadır.
1960’lı yıllarda kullanım süresi dolan uydular, dünyanın yörüngesine oturtulur ve kendi halinde dönmesine izin verilirdi. Günümüzde uyduların ve uzay istasyonlarının sayısının artmasıyla birlikte uzay çöpleri dikkat edilmesi gereken bir konu haline geldi. Pasif halde bulunan uyduların, kullanımda olan uydulara çarpması istenmeyen bir durumdur.
Araştırma amaçlı dünya dışına gönderilen uzay mekikleri de uzay çöplerinin artmasına neden olmaktadır. Bilindiği gibi uzay mekikleri modüllerden oluşur. Atmosferden çıkarken bu modülleri sırayla bırakır. Bu modüller de genellikle dünya yörüngesine oturur ve diğer uzay araçları için tehlike oluşturabilir.
NASA’nın 2013 yılında yaptığı açıklamaya göre dünya yörüngesine 500 binden fazla uzay çöpü bulunmaktadır. Dönüş hızları ise saatte yaklaşık 17.500 mildir (28.000 km). 2013 yılından itibaren uçuş güvenliğini artırmak amacıyla bu parçalar izlenmeye alındı. Şu anda 21 binden fazla uzay enkazının konumu takip edilmekte ve uzay aracı fırlatma işlemleri buna göre yapılmaktadır.
Uzay Enkazları Nedeniyle Meydana Gelen Kazalar
1996 yılında Cerise adlı Fransız uydusu bir başka Fransız uydusundan kopan bir parça ile çarpıştı. Bu, uzayda meydana gelen ilk kaza olarak bilinir. Bu çarpışma sonucunda Cerise uydusunun anteni koptu ancak çalışmaya devam etti.
2009 yılında ise Iridium 33 adlı bir haberleşme uydusu pasif halde bulunan Kosmos 2251 adlı uydu ile çarpıştı. Çarpışma sonucu iki uydu da parçalandı ve 2600 küçük parça uzay çöplüğüne katılmış oldu.
Uzay Enkazlarını Azaltma Çalışmaları
Meydana gelen bu kazalar sonucunda bilim insanları uzay enkazlarını azaltma çalışmalarına başladılar. Bu denemelerin hepsi başarıya ulaşmadı. Örneğin; 2007 yılında Çin, pasif durumda olan eski bir uydusunu füzeyle vurdu. Ancak bu deneme uydunun 3000 küçük parçaya ayrılmasına neden oldu.
Günümüzde en çok kullanılan yöntem ise uyduları yeryüzüne indirmektir. Ömrünün sonuna gelen uydu yörüngeden çıkarılarak dünyaya doğru düşer. Bu düşüş sırasında sürtünme nedeniyle küçük parçalara ayrılır. Bu parçalar ise okyanusa ya da yerleşimin olmadığı boş arazilere düşer. Ancak bu yöntem yıllar önce kullanımdan çıkmış uydular ya da uydu parçaları için kullanılamaz. Bu yüzden bilim insanları ve mühendisler yeni bir proje üzerinde çalışıyorlar.
RemoveDebris (RemDeb) adlı bu projede birden fazla yöntem kullanılması planlanıyor. Bunlardan ilki uzay çöpünün bir ağ yardımıyla yakalanması. Uzay çöpü yakalandıktan sonra ağ birkaç ay içinde düşüşe geçiyor ve atmosferden geçerken küçük parçalara ayrılıyor. Ağ yöntemi geçtiğimiz günlerde denendi ve başarıyla sonuçlandı. Bu çalışmalar sayesinde çöplüğe dönmüş yörüngemizin biraz da olsa temizleneceği düşünülüyor.