Yaşasın üniversite bitti ve artık mühendis oldum… Peki ya şimdi? Ülkemiz her yıl on binlerce mühendis mezun etmekte ve her biri alanlarına göre çeşitli sektörlerde iş bulma ümidiyle birçok kurum ve kuruluşa müracaat etmektedir. Üniversite sıraları zamanında kendini iyi yetiştiren insanlar mühendis olduklarında aradan sıyrılıp ”arayan değil aranan mühendis” olmanın avantajıyla istemiş oldukları sektörlerde diğer rakiplerine göre birkaç adım önde başlarlar. Klasikleşmiş olan ”dayın varsa iş bulursun” safsatasını burada telaffuz edip dinamik olan iştahımızı kaçırmak istemiyorum. O yüzden o tür dayılardan uzak durup, duruma profesyonel yönden ve artık bizzat işin içinde olduğum için nasıl bir yol haritası çizilmesi gerektiğini sizlere aktaracağım.
Üniversite Bittikten Sonra Neler Yapılır
Öncelikle bir karar alınmalı ve onun peşinden emin adımlarla ilerlenmeli. Yani hedefiniz akademik olarak mı devam etmek, yoksa sektöre atılıp bizzat işin içinde olmak mı? Bu adımı geçtikten sonra artık yavaş yavaş önünüzü görmeye başlayacaksınız. Yolu akademik seçenler için ALES-YDS maratonu onları beklemektedir ve o arkadaşlara başarılar dileyip ben yolun diğer yarısında olan yani bizzat işin içinde olmak isteyenlerle yazıma devam etmek istiyorum.
Erkekler için diyeceğim en önemli adım ”askerlik”. Çünkü her işletmede sorulan soruların en başında gelmekte olan askerliği yapmış olmanın zorunluluk olduğunu belirtmek isterim. Daha sonra ise kendinizi saha mühendisi olarak mı yoksa AR-GE mühendisi olarak mı görmek istediğinize karar verip iş başvurularınızı bu doğrultuda yapmanız gerekir. ”Ne iş olsa yaparım” kafasını bırakmalısınız. Rotası olmayan bir geminin sağlıklı olarak ilerleyemeyeceğini bilmeniz lazım.
Saha mühendisi olmak isteyen arkadaşlar öncelikle MS Office programlarına yeterli seviyede hakim olmalıdır. Birebir insanlarla iç içe olacağından kendini iyi ifade edebilmeli ve sorumlusu olduğu çalışanlara karşı basit bir yönetici gibi değil ”lider” gibi davranmalıdır. Çalışılan sektörle ilgili en başarılı kuruluşların saha durumundan personelinin teknik seviyesine kadar detaylı şekilde dökümanlar hazırlayıp bunlar üzerinde çalışması gereklidir. Açıkçası işiyle yatıp işiyle kalkmalıdır. Daha çok dinamik yapıda ve soruna pratik çözümlerle gelebilen insanların kolay bir şekilde ilerleyebildikleri bir departmandır.
Yabancı dil olarak kesinlikle belli bir seviyenin üzerinde olmanız şarttır. Çünkü çalışacağınız firma büyük olasılıkla yabancı firmalarla ortak iş yapan firma olacaktır ve sizi denetlemeye gelecek olan firmanın yetkilileriyle görüştüğünüzde mahcup duruma düşmek sanırım istemezsiniz. Merak yetiniz ne kadar ilerdeyse aslında siz o kadar basamak atlayacak mühendissinizdir. Yerinde sayan, sürekli aynı işlerle yoğrulan ve gelişime açık olmayan bir mühendis asla ilerleyemez. Bu bilinçle kendinize sürekli ”değer” katmanız lazım.
AR-GE mühendisi olmak isteyen arkadaşlar saha mühendislerine oranla insani nedenlerle oluşacak problemlerden uzak şekilde mesleğini icra ederler. Başka ifadeyle demek gerekirse, klimanın altında emekli olurlar. Bu departmanda çalışmak isteyen arkadaşların kesinlikle yabancı dili olması gereklidir. Katılacağınız mülakatlarda sizleri bu açıdan biraz yorabilirler şimdiden haber vereyim. Yer alacağınız birçok proje olacağından mutlaka ekip çalışmasına yatkın bir yapı içinde davranmanız gerekecektir. Okul sıralarındaki bireyselliği firmanın kapısında bırakıp, takımdaşlık ruhunun formasını giyerek masanıza doğru yol almanız şart.
Daha çok analitik ve sorunu hızlı şekilde çözebilen insanların rahatlıkla ilerleyebildikleri bir departmandır. Firmanın elbette tasarım, analiz gibi nedenlerle kullandığı programlar olacaktır ve size bu programlarla ilgili seviyeniz sorulacaktır. Uygun görüldüğünüz takdirde ufak bir sınava tabii tutulup söylediklerinizin yaptıklarınızla paralel olup olmadığını göreceklerdir.
Mülakatlarda ise dikkat edilmesi gereken en önemli detaylardan birisi kıyafet seçimidir. Çünkü ilk izlenim çok önemlidir. ”İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, fikirleriyle ağırlanır ve ahlakıyla uğurlanır” cümlesini unutmayalım. Güzel bir kıyafet, kendinizden emin tavırlar ve istekli olarak gitmek güzel bir giriş olacaktır. Sorulan sorulara net cevap vermelisiniz. Asla göz temasını kurmaktan kaçmamalısınız. Çok değil, az ve öz konuşmalısınız…
İş hayatıyla ilgili çok sevdiğim bir söz var. Tam da yeni mezunlar için söylenmiş bir söz gibi. İş hayatı bütün lise ve üniversitelerden daha zor bir okuldur (Thomas Edison). Artık hayat okulunun bizzat içindesiniz ve hoş geldiniz.
Son olarak sadece idealist insanlara bir şey demek istiyorum; bir saat mutlu olmak istiyorsan şekerleme yap, bir gün mutlu olmak istiyorsan balık tut, bir hafta mutlu olmak istiyorsan tatile çık, bir ay mutlu olmak istiyorsan evlen, bir yıl mutlu olmak istiyorsan servete kon ve bir ömür boyu mutlu olmak istiyorsan sevdiğin işi yap… Saygılarımla…