Matematiksel boş inanışlar; yüzyıllar boyunca insanlar bazı inanışlara sahipti ve sahip olmaya da devam ediyor. Bu inanışlardan biz sadece matematik ile olan kısmıyla ilgineceğiz. Eskiden beri sayılar insanları etkisi altına almış ve birçok totem uydurulmuştur. Sayıları tanrı olarak gören toplumlardan, matematiği bilmeyen kadınlarla evlenilmeyen kabilelere, saymayı bilmeyen insanları evlere misafir etmeyen mahalleden bahsedeceğiz. Bazı sayıların toplumlarda ne kadar da batıl inançlara neden olduğunu inceleyeceğiz.
Sayıların nasıl çıktığı hakkında çok çeşit söylentiler vardır. Bana sorarsanız ben koyunlarını otlatan çobanın bir taşa attığı her çentiğin sayıların başlangıcı olduğu yönünde düşünüyorum. O kadar hayvanı sayabilmek için illa ki bir işaretin kaydedilmesi gerekiyordu. Sizler bu konu hakkında değişik düşüncelere sahip olabilirsiniz. Ama gerçek anlamda sayı sistemini yapanların Mısırlılar olduğunu, özellikle hiyeraglif yazılarında sayılarla uğraşıldığı apaçık bellidir. Sayılar icat mı edildi yoksa keşfedildi mi gibi sorular matematikçileri ikiye bölmektedir. Fakat sayıların doğada var olduğunu ve biz matematikçilerin de onları keşfettiğini düşünüyorum.
Birçok kabilede sayılar 1,2,3,4 gibi matematiksel terimlerle de kullanılmasa da sayı sistemi işine yarayacak bir düzen oluşturmuşlardır. Amazonda yaşayan son yıllarda popüler olan eski bir kabile (video olarak inceleme yapılmış bir çok kaynak bulabilirsiniz) sayıları suyun içinden çıkardıkları kamışlarla birebir eşleme yöntemi ile yapmışlardır. Yani her eşya için bir kamış, her hayvan için bir kamış çubuğu gibi… Sayılar ilk çıktığı zaman tek olan nesneler için 1, iki tane olan nesneler için 2 ve daha çok olan için çok demişlerdir. Anlayacağımız 2’den sonrası biraz karışık.
Yazımızda asıl anlatmak istediğim sayıların inanışları nasıl etkilediği yönündedir. Hemen aklınıza gelen sayı 13’tür. Hristiyanlar tarafından nefretle karşılanan ve hayatların çıkardıkları bir sayı. Bunun nedeni hakkında birçok düşünüştür. Bazı inanışlar 13’ü uğursuz kabul etmesinin sebebi Hz. İsa ayın 13. gününde çarmıha gerilmiştir. Diğer bir inanış ise Cuma gününe rastlanan 13. gün leke olarak benimsenir ve o gün birçok insan evinden çıkmaz. Bu gün ile ilgili “13. Cuma” adlı bir korku filmide çekilmiştir.
9 rakamı ise Taylandlılar tarafından uğurlu bir sayı olup bunun sebebinin 9 sayısının telaffuz şekli gelişmek kelimesi ile aynı biçimde söylenmesinden gelmektedir. Japonlar ise 9 sayısını lanet kelimesi ile eşdeğer görmektedir. Onlara göre 9 numaralı evler genellikle olmuyor.
3 rakamı Ruslar tarafından uğurlu bir sayı kabul edilir. Onlar bir insanla selamlaşırken üç kere öpüşür, bir çiçek verirken de üç çiçek vermektedirler. 3’ün uğurlu olmasının sebebi kutsal ruh, baba, oğul üçlemesinden dolayıdır.
Müslüman ülkelerde ise 5 sayısı kutsal sayılardan biridir. Günde beş vakit namaz, islamın şartı beş gibi etkenler neden olmaktadır.
4 sayısı ise Asya ülkelerinde batıdaki 13 sayısı ile aynı değerdedir. 4 sayısı ölüm kelimesi ile aynı şekilde söylendiğinden dolayı uğursuzluk belirtir. 4 sayısı geçen telefon numaraları alınmaz, plaka kodlarında 4 harfi genellikle verilmez.
İtalyanlar ise 17 sayısından deli gibi korkmaktadırlar. 17 sayısının Roma rakamlarıyla yazılışı XVII şeklindedir. Neden böyle bir şey yaptıklarını çözemesek de bu rakamlarla biraz oynayıp “VIXI” anagramını elde etmişlerdir. VIXI, Latince’den İtalyanca’ya çevrildiğinde “Öldüm, yaşamım bitti.” anlamına gelir. Diğer kültürlerdeki gibi uğursuz sayıdan kaçmak için bir çok yerde 17 sayısını es geçerler. (Asansör, otel, kat vb..) Bütün üstüne İtalyan havacılık şirketi Alitalia Havayolu’nun Boeing uçaklarında da 17 numaralı koltuk yoktur. Ayrıca Renault‘un R17 modelini İtalya’da R177 olarak satışa sunmuştur.
Afganlarda ise 39 sayısı uğursuz olarak kabul edilir. Nedeni öyle belirli ya da felaket sebeblerinden kaynaklanmıyor. 39 sayısı okunurken afganca “kadın satıcısı” anlamına geliyor. Burada yaşayan halk bu sayıyı hayatlarından çıkarmıştır. Bu sayı kullanılmamaktadır. Garip
Bu sayılar size ne etti de bu kadar dışladınız demekten başka bir çare de kalmıyor aslında
Matematik ile….