Tekstil sanayisi insanlığın temel ihtiyaçlarının (barınma-korunma-beslenme) makineleşme sürecine geçmesiyle oluşmuş başlıca sanayi kollarından biridir. Üretimin hammaddesi sentetik ürünler olup; bu ürünler hayvansal, bitkisel ve mineral liflerinden oluşur. Kullanımı yaygın bitkisel lifler: keten, pamuk, lüt ve kenevir; hayvansal lifler: ipek, yün ve tiftik; mineral lifi ise asbest diye bilinen ve kullanımı hayvansal ve bitkisel olanlara göre daha az olan bir lif çeşididir.
Tekstil, bu hammaddeler kullanılarak üretilen ürünleri, yan maddelerini ve bunların kullanım alanlarına göre çeşitliliğini sağlayan kavramlar bütünüdür. Öyleyse tekstil sanayisi nedir? Sanayi devrimi öncesinde el dokumacılığı ve el işçiliği ile var olan tekstil oluşumu, bu devrimin getirdiği makineleşme sonrasında fabrikasyon sistemine ve seri üretimine geçerek tekstil sanayisini oluşturmuştur.
Makineleşmenin getirisiyle geniş kullanım ve uygulama alanlarına sahip olan bu alanın imalatı yalnızca giyim sektörü ile sınırla olmayıp, aksesuar ve dekorasyon malzemelerini de etki alanında tutar.
Tekstil sanayi kendi içinde tüketim alanlarına göre gruplandığında 2 kategoriye indirgenir. Bu kategoriler: hazır giyim ve ev tekstili olarak adlandırılır. Hazır giyim ya da fabrikasyon giyim, giyecek ve bununla ilgili kişisel ürünleri kapsar. Ev tekstili ise daha çok genel kullanıma yönelik konut dekorasyonunda kullanılan: perde, halı, çarşaf, yorgan, havlu ve benzeri ürünleri içerir. Bu sektör korunma temel ihtiyacının yanı sıra, gelişimi sebebiyle moda tasarımı, giyim uzmanı, tekstil mühendisi ve benzeri mesleklerin oluşumda da etkili olmuştur.
Günümüzde bu alanın gelişiminin mesleki desteğinin de etkisiyle tekstil sanayi ürünleri yalnızca ihtiyaç anlamında değil, aynı zamanda sosyal statü ve farklılaşma göstermek amacıyla da tüketilmektedir.
İlginizi çekebilir: