Kadın matematikçilerden birçoğunun hayatı çok zor ve çetrefilli koşullarda geçmiştir. Onlar bu zorluklara boyun eğmemiş, azimleri ve kararlılığı ile dünya tarihine oturmuşlardır. Sophie Germain işte bu zorluklara boyun eğmemiş harika matematikçidir. Sophie Germain kimdir ve hayatı.
Zengin bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir. 1776 yılında Paris yakınlarında bulunan Saint Denis’de ailesi ile hayatına başlar. Henüz 13 yaşındayken küçük bir çizgi roman olarak Arşimed’in hayatını okuyan Sophie Germain, ondan çok etkilenir. Yaptığı çalışmalar onda bir parıltı oluşturarak hayatını matematikçi olmaya adamak ister.
Evde babasının isteği üzerine aldırdığı yabancı dil kitaplarına çalışır. Belli ki küçük yaşlarında ne kadar parlak bir bilim kadını olacağını hissettiriyordu. Latince ve Yunanca öğrenen Sophie ilginç bir yaşam sürdürmeye devam etti. Ailesi akşam uyuduktan sonra Newton ve Euler’in eserlerini okuyarak onların felsefik düşüncelerini benimser. Babası ne kadar oturup konuşsa da, başka bir işle uğraşmasını söylemesine rağmen Sophie’nın inatçı ruhuyla baş edemeyip beyaz bayrağı kaldırmıştır. İlk ateş burda başlamıştı.
Matematikteki zekasını ilk keşfeden dönemin en önemli matematikçilerden Lagrange’dir. Lagrange kadın ya da erkek olması farketmeksizin genç beyinlere önem vermekteydi. Ama sizin de bildiğiniz üzere o dönemler kadınlara değer neredeyse 0 düzeyindeydi. Bu ise onu o kadar çok etkileyecekti ki yaşamı alt üst olacaktı.
Lagrange için hazırladığı bir ödevi onun bu tavrından olumlu tavrından bir haber olarak, ismini değiştirerek ona gönderdi. Artık matematik dünyasında kadın olan Sophie, erkek olan M.LeBlanc olarak değiştirir. Ödevden o kadar etkilenir ki Lagrange bu kişinin ileride büyük bir deha olabileceğini düşünür. Ama maalesef Lagrange daha sonraları M. LeBlack’ın bir kadın olduğunu (Sophie) öğrenir.
Sophie Germain’i matematik alanında etkileyen diğer isim hemen hemen tüm çevreler tarafından kabul edilen matematiğin prensi olarak görülen Gauss idi. Sophie yine ismini değiştirerek aynı isimle Gauss’a çalışmaları hakkında mektuplar gönderdi. Kaygılarından dolayı gönderdiği mektubun alt kısımına M. LeBlanc olarak imza attı. Ama çok geçmeden Gauss da erkek ismiyle gönderilen bu matematiksel çalışmaların hepsinin Sophie adında bir kadından gönderildiğini öğrendi. Üstelik bunu çok yakın arkadaşı olan ve aynı zamanda Sophie’nin akrabası olan bir generalden…
Peki Sophie Germain hangi çalışmalar üzerinde çalışıyordu. Germain, sayılar teorisinin meşhur problemlerinden biri olarak kabul edilen Fermat’ın Son Teoremi üzerinde çalışmaları ile meşhurdu. O dönemin matematik bilgileri nedeniyle döneminde pek anlaşılamamış olsa da 100 yıl sonra Analiz ve Diferansiyel denklemlerin önemli bilim insanlarından Kummer onun yaptığı çalışmalardan esinlenerek ve teşekkür ederek çalışmalarına başlamıştır.
Dönemin en önemli matematik yarışmalarına katılmıştır. Bazılarına da kadın olduğu için alınmamıştır. Özellikle istatistikte önemli çalışmalar yapan Poisson gibi matematikçilerle yarışmıştır. Fakat katıldığı yarışmalarda da kadın olduğundan dolayı elenmiştir. Sophie Germain o dönemdeki insanlara neden erkek ismiyle bir yaşam sürdürdüğünü de jüri önünde anlatmıştır.
Poisson, Laplace ve Prony gibi önemli matematikçilerin jüri başkanlığı yaptığı makale yarışmasında hiçbir hata yokken elenen Sophie’nin yazdığı makaleler tam 55 yıl sonra Prony tarafından tekrar düzenlenip yayınlanmıştır. Üstelik hiçbir gerekçe bile vermeden reddetmek insanı çileden çıkarmaya yetiyordu.
55 yaşında bu hayata dayanamadan kanserden dolayı öldü. Zamanında dışlanan bir kadın matematik öncüsü olan Sophie Germain zamanından 200 yıl sonra değerlendi. Hayat böyle işte acımasız ve gaddar… Öldükten sonra ailesine verilen ölüm kağıdında mesleğinde matematikçi yerine rant sahibi olarak nitelendirilen “rantiye” yazıldı… Acı verici….
Gauss, Lagrange, Hamilton, Poisson gibi matematikçileri kadın matematikçilerden ayırmak gerekir. Zira kadınların yaptığı matematik o dönemlerde bir erkeğin yaptığı matematiğin ölçülemez derecede daha fazlasına eşitti. Çünkü kadınları o dönemde hiç kimse (bazı matematikçiler hariç) matematikçi ya da bilim insanı olarak görmüyordu….
Ruhun Şad olsun…