Bu yazımda hem gerçek anlamda kaliteyi yaşatan sistemlerden bahsedecek ve hem de yanlış bilinen doğruları düzelteceğim. Halkımızda bir ses sistemi bas ses veriyorsa, gücü de iyiyse iyidir ön yargısı var. Halbuki bir ses sistemi isterse 50000 Watt olsun, ortalama güçte ama kaliteli bir amfiyle beslenen Hi-Fi ses sistemiyle kalite yönünden başa çıkamaz. Yılların tecrübesinden bahsediyoruz. Neredeyse vakum tüplerinin çıkışından beri gelişen Hoparlör dünyası bugün gelişimini daha çok ufak sistemlerde göstermektedir.
Tıpkı telefonların bilgisayarlar kadar, hatta daha hızlı gelişmesi gibi. Monitör hoparlörlerin yeterince kaliteli olması buna örnek verilebilir. Öyle binayı dolduracak kadar büyük Hi-Fi hoparlörlerin halen daha iyi olduğu aşikar ama bu mikro seviyede gelişimin şaşırtıcı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Maddeler halinde ses sistemlerini tanıyalım;
- Üst düzey ses sistemlerinin bileşenleri
- Rekor fiyatlı ses sistemleri gerekli midir?
- Ses karakteristiği nedir?
- Ses sistemini neye göre seçmeli?
- Son notlar ve sonuç
Üst Düzey Ses Sistemlerinin Bileşenleri
Evet, bir kablo, fiş ve jack. Tabii ki bu kadar değil. Size elimden geldiğince ses sistemlerini tanıtacağım. Başlangıç olarak tüm parçaların isimlerini bir tanıyalım. DAC, pre amplifier, varsa ekolayzır katı, temel amfi katı, hoparlörler (Stereo veya çoklu kanallı), Receiver ve tabii ki kablolama. (Hoparlörlerle temel sistemler arası, sistemler ile DAC veya Receiver arası ve elbette güç kablolaması)
Hi-Fi dünyasında o kadar çok bileşen ve o kadar çok detay var ki, bir insanın hepsini bilmesi belki de tüm ömrünü alabilir. Bu yüzden hatam olursa şimdiden affola ama öyle bir şey yapacağımı sanmamakla beraber, bu kadar derin bir deryadan sadece bir makale içerisinde en fazla yüzeysel olarak bahsetmek mümkün.
DAC ile başlayalım.
Bu bir DAC. Arkasında sol tarafta çıkışları görmektesiniz. Kırmızı Beyaz RCA çıkış ve Dengelenmiş Çıkış. Dengelenmiş çıkış, RCA’ya nazaran oldukça fark yaratabilir, nedeni de temelde stereo ayrımda yatmaktadır. Stereo ayrımın çok daha net bir şekilde ayırt edilebilmesini sağlamaktadır ve bu yüzden RCA çıkışlar her ne kadar daha popüler de olsa, Hi-Fi dünyasında fazla yeri olmamalıdır. Sağ tarafta ise girişler mevcut. Güç girişi, optik giriş ve standarttan biraz farklı USB girişi gibi.
Bir de Receiver denilen yapıyı tanıyalım. Genelde çoklu (Surround) ses sistemlerinde kullanılmaktadır ve kaynaktan (DAC olabilir) gelen sesi hoparlörlere aktarırlar. Belirli bir seviyeye kadar olan ses sistemlerinde düzen böyle işler. Daha üst düzey ses sistemleri ilginç de olsa genelde stereo olduğu için daha farklı yapıda oluşturulurlar. Amfi katları vesaire daha özelleştirilmiştir.
İşte bir Receiver. Oldukça basit, ne kadar da anlaşılır, öyle değil mi? Şaka bir yana detaylı incelemek lazım. Sol taraf civarında dikkatlice bakarsanız girişler (Optik ve Koaksiyel) bulunmaktadır. Bu alıcının çoğunu hoparlör çıkışları oluşturmaktadır. Ayrıca 7.1’e kadar bilenlere ilginç de gelse, 9.2 kanallı sistemler mevcuttur. İşte bu kadar bağlantı olmasının sebebi bu yüzdendir.
Bu ise bir vakum tüplü amfi. Halen vakum tüpler, transistörlerdeki bazı kapasitans değerlerinin gürültü oluşturması nedeniyle amfi yapımlarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Buradaki örnek çok pahalı olmasa da, değeri milyonlara yaklaşan, hatta bazı durumlarda geçen amfiler de bulunmaktadır.
İşte monitör görünümlü de olsa, muhtemelen işini gerçekten iyi yapan Hi-Fi stereo hoparlörler. Görünüşü göze hoş geliyor ama bu yeterli değil. Vokal seslerini duyduğumuzda, insanın nefesini çekişini dahi iyi derecede duymak isteyen insanlar var. O gitar sesi geldiğinde parmağın telden kayarken çıkardığı o sesi çok net duymak isteyen insanlar var.
Hatta stüdyodaki mikro gürültüleri, ayrıntısı zor olan ve diğer enstrümanların altında ezilen o küçük tınıları diğer seslerden tamamen bağımsız şekilde duymak isteyen insanlar var ve böyleleri için birkaç bin liralık basit ses sistemleri asla yeterli gelmeyecektir. Diğer konumuza geçmeden önce belirtmeliyim ki, kablolama sesin karakteristiğine dahi etki eder. Kalitesinde, sesin pürüzsüzlüğünde ve daha pek çok etmende ufak ya da daha büyük katkıları olabilir. Her ne kadar güç kablolarına dahi binlerce dolar yatırılabilse bile ülkemizdeki topraklama düşünüldüğünde fazla eli açık davranmamak lazım.
Rekor fiyatlı ses sistemleri gerekli midir?
Bu gördüğünüz hoparlörlerin fiyatı 5 milyon Sterlin. Rekor fiyatı bu düzeyde idi. Bu fiyat çoğu kişinin ömrü boyunca kazanacağı toplam paradan dahi kat kat fazla. Gerekli mi? “Parası olan düdüğü çalar” veya “Zenginin malı…” diye başlayan deyimleri kullansak da, hayır, gerekli değil. Temel sebep hoparlörlerin altın kaplı olması. Bunun 50’de 1’i fiyata sahip hoparlörler de muazzam ses verebilir, hatta ses karakteristikleri benzerse aradaki fark çok da belirgin olmaz, yine hatta bazı insanlar aradaki farkı anlamayabilir bile. İşte amacı ses olanların hedefi de bu olmalıdır, para babalarının yaptığı gibi fetiş lükse dönüşmemeli Hi-Fi.
Ses karakteristiği nedir?
Sesin analog olarak aktarılan belirli bir sinyali vardır. Dijital ekipmanlardan işlendikten sonra veya doğrudan plak gibi ekipmanlara kayıtlı ses sinyalinin her zaman düz halde yansıtıldığı söylenemez. Bazen daha baslı gelir, bazen daha tiz veya sesin karakteristiği çok daha farklı olabilir. Aynı şey stereo ayrım için de geçerli veya surround ayrım. Sesin ne kadar etrafa yayıldığı yine farklı bir karakteristik meselesidir. Ayrıntıların ne kadar ön plana çıkabildiği (Her sistem karakteristiğine bağlı olarak farklı ayrıntıları ön plana çıkarabilir) ve sesin temizliği de dahil pek çok konu yine karakteristik meselesidir.
Ses sistemini neye göre seçmeli?
Elbette isteyen istediği sesi arzulamakta özgür. Güç ve bas istiyorlarsa bu onların tercihi ama Hi-Fi dünyasında daha makul şiddette baslar daha doğru ses cevabı için daha uygundur. Monitör hoparlörler ile müzik dünyasına giriş yapabilirsiniz. Görece cüzi fiyatlara bu istediğinizi gerçekleştirebilirsiniz. Profesyonel olmanıza da gerek yok. Daha pahalı ses sistemleri için, mesela çoklu kanallı ses sistemleri gibi, biraz daha işin ehli olmanız gerekebilir. Artık en üst düzey için ise, önce başkasından yardım alabilseniz de, daha sonrasında kendi profesyonelliğinizi konuşturmalısınız. Bütçe de önemli ne yazık ki.
Son notlar ve sonuç
İlk yazımla beraber bu yazım bir bütün haline gelse de, ben burada işin en ince detayına girmedim. Genele sunulan bir yazı genele sunulacak gibi yazılmalıdır. Benden elektrostatik amfilerin devre incelemesini yazmamı isteyenler oldu. Günü gelir o kadarını da öğrenirim ama buradaki okuyuculara anlaşılır sunmak fazla mümkün olmayacaktır, o yüzden ne istediğini bilmekte fayda var. Dilerim yazımdan memnun kalmışsınızdır, temel olgulara elimden geldiğince değindim. Daha sonra yine görüşmek üzere.