İnsanların yerine çevremizdeki fiziksel ortam (sıcaklık, basınç, uzaklık vb.) değişikliklerini algılayan cihazlara “sensör” denir. Bir diğer adı da algılayıcılar yani duyargalardır. Fiziksel ortamla elektrik – elektronik cihazları birbirine bağlayan bir köprü görevi görürler. İlk olarak 1987 yılında “Steinel” tarafından kullanılan sensörün 1987 yılındaki üretilme amacı aydınlatmaydı. Şu an ise sensörler bize enerji harcatmamak için birçok problemin üstesinden çabucak geliyor.
Peki hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştıran sensörler hangi mantıkla çalışır ve çeşitleri nelerdir? Sensörler de insanların duyu organları gibi hata yaparlar mı? Sensörler günlük hayatımıza ne ölçüde girebilmiştir? Sensörler maliyet – yaptığı görev açısından üretimi ve kullanımı gerekli malzemelerden mi?
Sensör Çeşitleri
Pasif Infrared (PIR): Vücudun sıcaklık radyasyonunu algılayan optik tarama sistemi anlamına gelmektedir. Infrared sensör vücut sıcaklığının yaydığı radyasyonu algılar. Fresnel lensi ise algılama alanında pasif ve aktif noktalar oluşturur. Bu yolla hareket eden sıcaklıkların aktif ve pasif noktalar arasından geçişleri sırasında oluşan voltaj değişiklikleri ile algılama gerçekleşir. Lensteki anahtarlama noktalarının sıklığına göre çok küçük hareketler dahi algılanabilir.
Steinel PIR Sensörler
Multi-Lens ve Multi-Sensör teknolojilerinin kullanılması sayesinde son derece keskin bir hassasiyete ve göz alıcı bir menzile sahiptirler.
Yüksek frekans (radar) teknolojisi: Aktif hareket algılayıcısı
Yüksek frekans sensörler sizin algılanmasını istediğiniz alanı aktif bir şekilde sürekli tarar. Sensörün 5.8 ghz bandında yaptığı yüksek frekans dalgalar ulaştığı noktada ya emilir ya da bir yankı oluşturur. Bu yankı sensörün alıcısına ulaştığı anda objelerle alıcı arasındaki mesafe, yankı süreleri sayesinde hesaplanır ve kaydedilir. Objelerin veya insanların kısacası algılama alanındaki her nesnenin hareketi yankı süresinde değişiklik yaratacağı için algılama bu değişiklik sayesinde gerçekleşir. Üstelik bu sıcaklık, yürüyüş yönü gibi etkenlerden bağımsız olarak son derece net ve hassas şekilde gerçekleşir. İnce duvarların, alçıpan, ahşap ve cam gibi yapıların arkasından hareketleri algılayabilir.
Sensörlerin günlük hayatımıza ne derecede girdiğine bakacak olursak :
Günümüzde kullandığımız veya gittiğimiz yerlerin çoğunda sensörlerin yardımından faydalanılıyor. Akıllı telefonlar – tabletler, SmartTV’ler, bilgisayarlar, arabalar , kapılar , aydınlatma sistemleri, hatta kapasitif sensörler klozetlere kadar girmiş durumda.
Akıllı Telefon – Tablet – TV Sensörleri :
Kalp Atışı Hızı Sensörü: Kalp atış sensörü sayesinde kalp atışı hızınızı kolaylıkla takip edebilirsiniz. Cihazların arka kamerasının hemen altında bulunan sensörün üzerine parmaklarınızı koyarak gerçekleştirebileceğiniz gibi bu sayede kalp atışı hızınızı ölçebilir, cihazınıza ölçümleri kayıt edebilir, egzersiz öncesi ve sonrasında kalp atışı hızlarınızı karşılaştırabilirsiniz.
Parmak izi Sensörü: Akıllı telefonunun güvenlik düzeyini bir üst seviyeye taşıyan bu sensör sayesinde cihazınıza farklı parmak izleri kaydedebilirsiniz. Bu sayede de cihazınız üzerinde parmak izi okuyucu sensörüne parmak izinizi okutarak telefonun ana ekran kilidini kolaylıkla açabilirsiniz. Bunun yanında mobil ödeme ve dosyalara kişisel kilit koyma işlemlerinizde kullanabileceğiniz gibi online ödeme servisi üzerinden yapacağınız parasal işlemlerinizi de güvenli bir şekilde yerine getirebilirsiniz.
Barometre: Yüksek bir yere (dağa) tırmanırken kullanabileceğiniz bu sensör, aktivite esnasında yaktığınız kalori miktarını hatasız bir şekilde hesaplayabilir.
Hall Sensörü: Cihazın katlanabilen kapak durumunu algılayan sensör, kapağı açtığınızda ekran ışığının aktif olmasını, kapandığında ise ışığın otomatik olarak kapanmasını sağlar.
RGB Ortam Işığı Sensörü: Cihaz ekranını otomatik olarak aydınlatabildiği gibi karanlık ortamlarda kısarak gözlerin rahatsız olmasını engeller.
El Hareketi Sensörü: Telefonunuza dokunmadan, sadece elinizi hareket ettirerek telefon ile etkileşimde bulunmanızı sağlar.
Yakınlık Sensörü: Telefon görüşmesi yaptığınız sırada ekranı kapatarak, güç tüketimini azami oranda azaltır.
Jiroskop: Telefon ekranını yukarı ya da aşağı eğerek kolaylıkla metinleri okuyabilmenizi sağlar.
Hareket Sensörü: Telefonunuzda bulunan Adımölçer uygulamasıyla entegre çalışabilen bu sensör, zinde kalmak konusunda size yardımcı olabilecek farklı özellikler sunmaktadır.
Jeomanyetik Sensör: Kuzey, Güney, Batı ve Doğu gibi yönleri hatasız olarak saptayabilen bu sensör, haritadan faydalanarak hatasız yön tayini yapabilmektedir.
Smart Interaction: Akıllı televizyonları sesiniz veya elinizin hareketleri ile kontrol edebileceğiniz, kumanda nerde? sorusunu geçmişte bırakacak başarılı bir çalışma.
Arabaların olmazsa olması: Park – Far – Yağmur Sensörü
Günümüzdeki yeni otomobillerin çoğunda bu üç sensör bulunuyor. Sürücünün hata riskini azaltmanın yanı sıra, sürücü araç kullanırken silecekleri veya farları açmakla bu görevleri araca bırakıyor. Park sensörleri ise amatör şoförlerin ortak problemi olan park etme problemini neredeyse ortadan kaldırıyor.
Otomatik Kapılar – Aydınlatma Sistemleri
AVM’lerin, cafelerin, hastanelerin, otellerin, havalimanlarının vazgeçilmezi olan otomatik kapılar da sensörlerin sağladığı bilgiye dayanarak kapıları açıp kapatıyor. Engelli yayaları da hesaba kattığımızda, otomatik kapıların önemini daha kolay kavrarız. En az kolay geçiş kadar önemli bir konu daha; hijyen. Kapıyı açmak için hijyenik olmayan kapı kollarına dokunmanıza gerek kalmıyor. Dolayısıyla, otomatik kapıların sağlık sektörüne de dolaylı yoldan katkısı büyüktür. Bir diğer katkısı ise içerideki sıcak veya soğuk havanın içeride tutulması. Böylelikle ısıtma – soğutma masrafları kontrol dışı etkenlerden korunmuş oluyor.
Algılama (radar) sistemi; objeyi algılar-algılamaz programlamaya göre gerekli düşük voltajlı elektrik sinyali kontrol paneline gönderir ve belli işlemlerden sonra kapı açılır. Aydınlatma sistemlerinde de durum aynı şekilde. Sensörlü lambanın sensörü hareket eden nesneyi (sıcaklık veya hareket yönünden) saptayarak kontrol paneline gönderir ve oluşan potansiyel farktan dolayı ışık açılır.
Fiyatlarına ve sağladıkları kolaylıklara bakıldığında sensörler gerçekten fiyat-performans açısından uygun ve kullanımı gerekli cihazlar. Otomatik kapılarda bahsedildiği gibi sensörlü kapı sadece müşterinin kapıyı açmak için enerji harcamaması değildir. Otomatik kapılar engellilere bir kolaylıktır, normal bir kapıya günde yüzlerce kişinin dokunmasından dolayı hijyen yönünden zayıftır, aynı zamanda işyeri sahibi için de içerdeki havanın sıcaklığını da kolaylıkla dengeleyebilir. Kısacası bir duyu organı gibi görev yapan sensörler hayatımıza girdikçe, çoğu şeyden tasarruf sağlayabiliriz.