RFID’in açılımı RF (Radio Frequency) yani radyo frekansı ile ID (Identification) tanımlama kelimelerinden oluşmuştur. İsminden de anlaşılacağı üzerine radyo dalgalarını kullanarak sabit veya hareketli bir nesneyi tanıma yöntemidir. Kullanılabileceği alanlar oldukça geniştir; kütüphanedeki bir kitaptan tutun, kargoculuk, arabalara yapıştırdığımız hgs etiketleride RFID teknolojisinin meyvesidir, hatta marketlerdeki çıkış kapılarının yanında bulunan sensörlerde aslında RFID okuyucularıdır. Bulunuşu ikinci dünya savaşında radar teknolojileriyle birlikte ortaya çıkar.
Peki Nasıl Çalışır?
RFID teknolojisinde kullanılan temel olarak iki tane cihaz vardır; okuyucu ve etiket. Çalışma prensibi olarak okuyucu radyo dalgaları yollar, etikette bu dalgayla temasa geçtiğinde geri bildirim yollar. Ve okuyucu böylelikle alanına giren nesneyi ve nesnenin kaydedilmiş özelliklerinin gözükmesini sağlar ve kullanıcıya gerekli olan bildirimi yapar. Etiketler kendi aralarında üçe ayrılır; aktif, pasif ve yarı pasif.
Aktif yada pasifliği kullanılan güç kaynağına göre ayrılır. Üzerinde güç kaynağı olanlar aktiftirlerdir, olmayanlar ise pasif olarak adlandırılır ve enerjiyi gelen dalgalardan karşılar. Pasif etiketler maliyet bakımından daha ucuz olduğu için daha çok tercih edilir.
RFID okuyucusu içinde sinyal jenaratörü ve sinyal alıcısı bulunur, jenaratör ürettiği sinyalleri anten vasıtasıyla dışarı yollar, sinyal alıcısı ise geri bildirim olarak gelen sinyalleri alır ve verileri genelde bir mikrokontrolcüye aktarır. Mikrokontrolcü bu verileri saklar yada gerekli işlemleri uygular.
RFID etiketi içinde; aktarıcı (Transponder), doğrultucu devre, kontrolcü ve hafızadan oluşur. Aktarıcı okuyucudan gelen sinyali algılar ve geri bildirim gönderir. Pasif etiketlerde gelen radyo dalgalarındaki enerji kapasitörlerde depolanır ve bu enerjiyi kullanarak sinyal gönderir.
Çalışma frekansları olarak da üçe ayrılır diyebiliriz; düşük frekans (125-134 kHz), yüksek frekans (13.56 MHz), ve ultra yüksek frekans(860-960 MHz) olarak.