Kanser tedavisinde; CERN hızlandırıcıları ile proton terapi. Günümüzde yaygın bir şekilde insan sağlığını etkileyen morbiditesi ve mortalitesi yüksek hastalık gruplarının başında kanser türleri gelmektedir. Kanser temelde tanım olarak bir tane hücrenin çoğalma kontrolünü kaybetmesi ile gelişen ve kontrolsüz çoğalma evrelerini tamamladıktan sonra çevre dokulara ve insanın fizyo-patolojik sistemine zarar veren bir tümör dokusunun oluşmasıdır. Her geçen gün kanser araştırmaları üzerine yeni ve etkili tedavi metotları bulunmaya çalışılmakta, teknoloji, bilim ve tıp ortak çalışma ekseninde yeni çareler aranmaktadır.
Halihazırda kullanılan radyoterapi, kemoterapi, cerrahi rezeksiyon, hormonal ve biyolojik tedavi metotları ile tümör dokunun parçalanması esas alınmaktadır. Bu amaç doğrultusunda uygulanan tedavi yöntemlerinin ciddi ölçüde zararlı yan etkileri olmasına rağmen kanserle mücadelede takip edilmesi zorunlu hale gelen ve alternatifi olmayan tedavi uygulamalarıdır. Tedavi sürecinde kanserli dokuyu parçalarken, kullandığımız tedavi yöntemlerinin oldukça agresif ve etkili olmasından dolayı hastaların sağlıklı çevre dokuları da ciddi ölçüde zarar görmektedir.
Artık klasik diyebileceğimiz kanser tedavi metotlarının başında gelen radyoterapi, iyonlaştırıcı ışın kullanarak hedef tümör dokuyu parçalama esasına dayanır. Radyoterapi uygulamasında dokuya x veya gama ışınları veyahut hızlandırılmış atom altı parçacıklar belirli dozda ayarlanmış bir enerji ile gönderilmektedir. Hedef dokuya çarptırılan iyonizan parçacıklar hücrelerin DNA yapısını bozarak mitotik evre döngüsünden çıkarmakta ve apoptozis sürecini başlatarak programlanmış hücre ölümünü gerçekleştirmektedir. Bu mekanizmayı gerçekleştiren gama veya x ışınları aynı zamanda çevre dokudaki sağlıklı hücreler üzerine de aynı etkiyi oluşturmaktadır.
Kanser hastalığı ve tedavi süreci üzerine klasik metotları özetledikten sonra, parçacık hızlandırma mantığı ile çalışan ve radyoterapi tedavisini bir adım öteye taşıyan “Proton Terapi” yöntemini açıklayalım.
Bu tedavi yönteminin temeli 1929’da Kaliforniya Üniversitesi’nde Ernest O. Lawrence tarafından icat edilen siklotron projesine dayanmaktadır. 20. Yüzyılın ilk yıllarında icat edilmiş olan bu cihaz aslında bir çeşit parçacık hızlandırıcıdır. Yüklü parçacıkları; yüksek frekansa sahip alternatif gerilim kullanarak hızlandıran ve parçacık hızlandırıcıların atası kabul edilen bu sistem, uygulanan gerilimin dikine bir manyetik alan oluşturması ile parçacıkların dairesel bir yol izleyerek hız kazanmasını sağlar. İlk başlarda nükleer fizik araştırmalarında kullanılan bu sistem 2007 yılında CERN Nükleer Araştırma Merkezinde kurulan Hızlandırıcıların ve Detektörlerin Medikal Uygulamaları (ADAM SA) departmanı öncülüğünde; 1992 yılında TERA Foundation şirketinin hızlandırılırmış partiküller ile yeni radyoterapi teknikleri üzerine yaptığı çalışmalarda ilham alarak “Proton Hızlandırıcılar” geliştirilmiştir.
Siklotron projesinde ilham alan ve devasa parçacık hızlandırıcıların desteğini alan proton hızlandırıcılar, bir proton parçacığını yaklaşık 40 MeV enerji seviyesine çıkararak dokuya nüfuz olmasını olanaklı kılmıştır. Bu gelişme ile birlikte “Proton Terapi” diye anılan; tümör dokuyu çok iyi bir şekilde, çevre dokulara sapma ve sıçrama yapmaksızın hedef alan, iyileşme ve remisyon süresini önemli ölçüde azaltan bir radyoterapi yöntemi ortaya çıkmıştır. Sadece tümörlü dokuyu hedef aldığı için hem çok etkili bir yöntem olup hem de sağlıklı dokulara bir zararı ve etkisi bulunmamaktadır.
CERN Nükleer Araştırma Merkezi dünya çapında bu sistemi uygulayan hastane ve sağlık kuruluşları ile ortaklık anlaşmaları imzalayarak bu sistemlerin kurulması ve uygulamaya geçilmesi için desteklerini sunmaktadır. Ne var ki böyle bir sistemin kurulum maliyeti yaklaşık 150 milyon dolar olup dünya çapında sayılı sağlık kuruluşunda Proton Terapi Laboratuvarları mevcuttur. Şuan ki maliyeti ile ülkemize taşınması zor görünen bu teknolojinin ilerleyen yıllarda geliştirilen, maliyeti ve boyutu küçültülmüş proton hızlandırıcıların keşfi ile bizim de bu teknolojiye sahip sağlık kuruluşlarına sahip olmamız dileğiyle.