İnsanoğlu her zaman bir arayış içinde olmuştur. Doğasında hep bir sorgulama ispatlama ve yaşama içgüdüsü ile hayallerine umut kapısı açmıştır. Bu sayede gelişen teknoloji ile birlikte çalışmalarına hız kazandırmıştır. Fakat insan gücünün yetmediği ya da hızının ulaşamadığı noktalarda makinelere ihtiyaç duyulmuştur. Bu konumuzda kompresörler ile pompalar arasındaki çalışma ve kullanım alanlarındaki farklardan bahsedilecektir.
Kompresör:
Havayı veya diğer gazları atmosfer basıncından daha yüksek basınçlara sıkıştırmak için kullanılan motorlu makinelere kompresör denir. Başka bir tanım kullanırsak atmosferden aldığı havayı sıkıştırarak basınç elde eden makinelerdir.1829 yılında William Mann basınçlı hava kompresör makinesinin patentini almıştır.
Pompa: Herhangi bir akışkanı bir yerden başka bir yere aktarmaya, basmaya yarayan, çeşitli biçimlerde olabilen makinelere pompa denir. Pompalar kullanım alanlarına göre farklılık gösterir. Örneğin pompa ile bir kapa akışkanı aktarabilirken, bir kapta boşluk oluşturmak için o kaptaki havayı emmesinde de kullanılabilir. Çok farklı türlere sahip olduklarından icat edilmesi ya da patentinin alınması konusunda net bilgiye sahip olmamakla birlikte M.Ö. 3. Yüzyılda Arşiment tarafından tasarlandığı bilinmektedir.
Kompresör ile Pompa Arasındaki Farklar
- Pompalar akışkan olarak sıvı kullanılabilirken kompresörlerde sadece gaz akışkan olarak kullanılabilir.
- Pompalarda güç aktarımı mevcutken kompresörlerde kapalı kaplarda güç depolaması da mevcuttur.
- Kompresörlerin ulaşamadığı güçlere pompalar ile ulaşılabilmektedir.
- Sıvılarda sıkıştırma önemsenmeyecek kadar az olduğunda basıncı direk pompanın itme kuvvetiyle karşılarken, gazlarda basıncı sıkıştırarak elde etmek mümkündür.