Merhaba arkadaşlar bu yazımızda sizlere Plüton bir gezegen midir sorusuna cevap arayacağız. Buna ilaveten Plüton-Kharon sistemini, Uranüs ve Neptünu anlatacağım. Plüton bir gezegen midir sorusunu cevaplamadan önce Plüton-Kharon sistemini sizlere anlatacağım. Plüton, Kharon’dan sadece iki kat daha büyüktür ve uydu gezegene çok yakın, çembersel bir yörünge üzerinde döner.
Dünya, Kharon’un yörünge düzlemi yakınında bulunduğunda Plüton’un, önünden geçtiği ve üç saat sonra gezegenin arkasında kaybolduğu görüldü. Bu olgu Plüton’un, Güneş çevresindeki 248 yıllık dönüşü sırasında yalnız iki kere gerçekleşir. 1985 1989 döneminde bu konum saptandı. XXII. yüzyıldan önce bir daha tekrarlanmayacak olan bu olaydan, Plüton-Kharon sisteminin yörüngesel boyutlarını ve belirgin niteliklerini bulmak için yararlanıldı.
Plüton Bir Gezegen midir, Yoksa Bir Uydu mu?
Plüton, Uranüs’ün en büyük uydusundan biraz daha büyüktür. Çapı, Ay’ın çapının üçte ikisi kadardır. Yoğunluğunun yüksek oluşu, önemli oranda kayaç içerdiğini göstermektedir. Plüton gerçekten de sıradışı bir gezegendir. Çok küçük ve çok soğuk olan bu gezegen, çok seyreltik bir atmosferle çevrelenmiştir. Plüton, iki buçuk yüzyıldan bu yana en sıcak dönemini, 5 eylül 1989 tarihinde Güneş’e en yakın olduğu noktadan geçeli beri yaşamaktadır. Bu dönemde, yüzeyinde donmuş metanın buharlaşması sonucunda doğan atmosferinin daha yoğun olması gerekir.
Ne var ki, Güneş’e en yakın noktadan geçişinden az önce, bir yıldızın gezegen atmosferi tarafından örtülmesi sırasında ölçülen basıncın, Dünya’daki basınçtan 100000 kat daha düşük olduğu saptandı. Plüton’un bir başka özelliği, 1978 yılında keşfedilen bir uydusu oluşudur: bu uyduya Kharon adı verilmiştir. Plüton bu uydudan büyüktür ve uydunun gezegene uzaklığı, yaklaşık 19000 kilometredir. Uzun süre Plüton’un daha büyük ve yoğunluğunun daha düşük olduğu sanıldı; çünkü teleskopla bakıldığında, gezegen ve uydusu tek bir gök cismi gibi görünüyordu. Daha ileri gözdem teknikleri, gerçekte çift bir cismin söz konusu olduğunu ortaya koydu. Plüton ve Kharon, birbirine sıkı sıkıya bağlıdır ve gezegenin kendi çevresinde dönüş dönemi, uydunun dönüş dönemine eşittir.
Plüton’un, eğik ve son derece eliptik yörüngesi, küçük çapı ve bileşimi, bir yoruma göre bu gezegenin, Neptün’ün eski bir uydusu olabileceği varsayımını doğurmaktadır; bir başka yoruma göre de, Plüton ve Kharon, Neptün ile bütünleşmek yerine, Güneş çevresinde yörüngede kalmış kayaç bloklarıdır. Bir rezonans olayı, bunların oluşum halindeki Neptün’e daha çok yaklaşmasını engellemiştir. Şu an için, bu iki kuram arasında kesin bir karar vermeyi sağlayacak hiçbir ipucu yoktur.
Uranüs ve Neptün
Uranüs ve Neptün, Dünya’dan hemen hemen dört kez daha büyük ve 15 kez daha ağırdır. Bunlar Jüpiter ve Satürn’e çok benzer. Her ikisi de, atmosferlerinin temel bileşenleri olan, çok miktarda hidrojen ve helyum içerir. Bununla birlikte, hidrojen helyum bölgesinde maksimum basınçlar, 200 milyon atmosferlik kritik değeri aşmadığından, bu gezegenlerde metal halde hidrojen bulunmadığı sanılmaktadır. Bu gezegenlerin üçte ikisinin merkezi bir çekirdekten oluşması muhtemeldir; bu çekirdek temel bileşeni kayaç olan bir kalp ve büyük oranda buz içeren bir dış bölümden oluşur; bu dış bölüm belki de oluşumun başlangıcında buz halindeki elementlerden meydana gelmiştir.
Gerçekten de başlangıç bulutsusundan kaynaklanan buzların, çekirdek kendi ağırlığının etkisiyle sıkışarak ısındığında, erimeleri olasıdır. Bu iki gezegenin, manyetik alanlarının dönüşünden yola çıkılarak ölçülen, kendi çevrelerinde dönme dönemleri birbirine çok yakındır bu süre Uranüs için yaklaşık 17 saat ve Neptün için yaklaşık 16 saattir. Gene de atmosfer, bulutlar düzeyinde tek bir blok halinde dönmez. Nitekim, Uranüs’te yüksek enlemlerde atmosferin dönüşü 14 saatte tamamlanırken, ekvatorda, gezegenin derin katmanlarına oranla daha yavaştır. Benzer etkiler Neptün’de de gözlemlenmiştir.
Voyager 2 sondasının çektiği Uranüs fotoğraflarında, çok az kontrast görülür. Neptün’ün fotoğraftan çok daha ilgi çekicidir. Söz konusu bu fotoğraflarda, Jüpiter’in büyük kırmızı lekesiyle benzerlikler gösteren büyük, koyu bir leke ve daha küçük boyutlu, birtakım beyaz bulutlar görülmektedir. Bu bulutların görüntüsü gezegenin bir dönüşünden öbürüne çok değişmektedir ve bu nedenle, bir kısmı yok olurken, yenilerinin ortaya çıktığı sanılmaktadır. Diskin tümünü kaplayan bulutlu katmanın 100 km üstünde yer alan bu beyaz bulutların, yoğunlaşmış metan olabileceği düşünülmektedir. Neptün atmosferinin yükseklerde neden bu denli burgaçlar gösterdiği anlaşılamamıştır.
Uranüs ve Neptün, Güneş’ten çok uzakta yer alır; bunların çok soğuk olan atmosferleri mevsim değişimlerine pek duyarlı değildir. Nitekim, Voyager 2, Uranüs yakınından geçtiği sırada, 21 yıldan beri gölgede kalan kutupta da, aynı süredir Güneş tarafından aydınlatılan kutupta da aynı sıcaklığı ölçtü.