Bu incelememde sizler için Orhan Pamuk tarafından yazılan Kara Kitap kitabının özetini yazacağım. Yazarların bir kısmını başarıya doğru götüren etkenin bizim için günlük hayatta sıradanmışçasına duyduğumuz olayları altında yatan sebepleriyle şaşırtıcı boyutuna ulaştırarak aktarmalarıdır. Orhan Pamuk’un yazdığı Kara Kitap, yalnızca tek tip okuyucuya seslenmeden geniş bir yelpazeyle okuyucu kitlesine seslenir. Bir yandan sıradanlığın getirdiği tedirginlik diğer yandan hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı üzerinedir.
Orhan Pamuk’un en iyi eserlerinden biri olan Kara Kitap, romanda Galip adındaki bir kahramnın yakınlarını İstanbul’un ıssız köşelerinde aramasıyla birlikte başlamaktadır. Kayıplar arasındaki karısı Rüya’da vardır fakat Rüya’yı hiçbir yerde bulamaz. Son çare olarak akrabası olan Celal’in köşe yazılarında bulmaya çalışır. Fakat bu köşe yazılarının içerisinde birçok şeyden bahseder. Fakat Rüya’nın nerede olduğuna ilişkin bir ayrıntıya yer verilmez.
Orhan Pamuk’un uslubunun bu bölümden sonra açığa çıktığını söylemek mümkün hale gelir. Ve buna bağlı olarak karakterin arayışı üzerine yorumlar getirilmeye başlanır. Galip’in arayışı farklı anlamları çağrıştırır ve daha çok milleti de ilgilendirebilecek bir düşünceyi ortaya çıkarır.
Orhan Pamuk’un burada karakterler arasındaki bağlantıyı kurması kitaba ayrı boyut kazandırmakla kalmaz, okuyucu için kahramanların yerini değiştirerek farklı perspektiften bakmasını sağlar. Kitabın içerisine daha çok girildiği takdirde de, benlik sorunuyla karşılaşılır. Bu benlik sorunun altında yatanları irdeledikçe milletin hayatta kalış şeklini de ele alır. Bunu yaparak karakterlerin bakış açısını sorgular ve arayışın farklı bir boyutundan bize günlük hayatın akışını gösterir.
Kitabın içerisinde yer alan bazı bölümlerin hayranlık uyandırıcı etkisinin yanında kitabın bu bölümleri sunarken zorlayabileceği de bir gerçek. Fakat bu zorlanışın dilinden olmadığını, daha çok ifade ettiği anlam üzerine kurulu olduğunu da belirtmek gerekir.
Türk edebiyatı için özel bir yeri olan Kara Kitap, Türk toplumunun yapısındaki karmaşayı gün yüzüne çıkartması ve arayışın boyutlarını irdeleyerek muazzam bir atmosfer yaratıyor.
“Bir Amerikan filmi gelir, bütün gençler kara gözlük alırdı, bir gazete haberi çıkar bütün kadınlar dudak kremi, bütün erkekler imamlara yakışır takkelerden isterdi, ama çoğu zaman, istekler hiç anlaşılmayan bir şekilde bir veba gibi yayılırdı.”
