Oktay Sinanoğlu Dünyada yaptığı işlerle bilime çok büyük katkıları olan insanların her zaman hak ettiği değeri görmediği, bazen kişisel tercihleri yüzünden hor görüldüğü bazense ait olduğu toplumdan dolayı gördüğü tavır aslında çok iyi işler yapan bilim insanlarını tanımamızda hep bir engel olmuştur. Ülkemizde ise dünya tarafından tanındığı halde ne yazık ki değeri öldükten sonra anlaşılanlar listesine girmiş biridir Oktay Sinanoğlu.
Oktay Sinanoğlu Kimdir?
Oktay Sinanoğlu’nun bilinmeyen serüveni İkinci Dünya Savaşı yüzünden babasının başkonsolusluk yaptığı İtalya’dan Türkiye’ye geri dönmesiyle başladı. Atatürk’ün kurduğu TED Yenişehir Koleji’ne burslu girerek birincilikle bitirdi. Okulun verdiği bursla kimya mühendisliği okumak üzere ABD’ye gönderildi. Okulun ABD’ye gönderme gayesinin devşirme olduğunu her seferinde dile getirmiştir Sinanoğlu. Onun ABD’ye gidiş amacı ise “Türkiye’de kalırsam Amerika’nın kölesi olurum ama gidersem kendimi geliştirir Amerika’nın efendisi olur geri döner, mücadele ederim.” olmuştur.
Sinanoğlu’nun bu sözünü daha da açmak istersek; O sadece gençliğinde değil ileri ki hayatında da Türklüğü ve Türk dilini yüceltmek adına bir çok çalışma yapmıştır. Her zaman kendisini Türk milletinin kültürüne, diline, tarihine ve değerlerine sımsıkı bağlı hissedip ona göre davranmıştır. Bu değerleri milletimizin kendisine iletmeyi ve dış dünyaya tanıtmayı bir borç bilip bu prensiplerinden vazgeçmeyip ilerlemiştir. Bu düşüncelerle gittiği Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya mühendisliğini birincilikle bitirdi.
Oktay Sinanoğlu Hayatı
Berkeley’deki birinciliğinin ardından 1957 yılında önemli bilim adamlarının yetiştirildiği MIT’de (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) Oktay Sinanoğlu Yüksek Kimya Mühendisi olmuştur. Bu sayede “Alfred Sloan” ödülünü aldı. 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını çözdüğü için 28 yaşında tam profesör ünvanını aldı ve Yale Üniversitesi’nde bu sanıyı kazanan en genç profesör oldu. Artık Sinanoğlu Dünyanın en prestijli üniversiteleri olan Yale ve Harvard gibi üniversitelerde ders verip farklı ülkelerden konferans vermek üzere çağrılmaya başlanmıştır. Dünyanın en önemli fizik, kimya, matematik dergilerinde makaleleri yayınlanıp National Science Foundation ve Ulusal Bilim Vakfı’nın araştırma projelerine katılmıştır.
Oktay Sinanoğlu kısa zamanda Kuantum Fiziği ve Kimyası, Moleküler Biyoloji ve Matematik alanlarında yüzlerce teorem geliştirdi. Dünya bilim literatürüne eşi benzeri az görülür biçimde katkılarda bulundu. ABD, Batı ve Doğu Almanya, Fransa , İsveç, Japonya, Hindistan, Rusya ve Meksika ve daha pek çok ülkeye bilimsel araştırmalar ve projeler için gitti. Üst düzeyde bilimsel ve devlet nişanları aldı. Devlet başkanlarının şeref konuğu oldu. Konferanslar verdi ve bilimsel toplantılara katıldı. Nobele aday gösterildi; öğrencisi Nobel ödülünü kazandı. Aynı zamanda bu çalışmalarının yanında onlarca ödül aldı.
Oktay Sinanoğlu Çalışmaları
Yurt dışında büyük işler başaran Oktay Sinanoğlu ülkemizde de büyük işler yapmaya devam etmiştir. Boğaziçi Üniversitesi’nde ilk defa uluslar arası bir yaz okulu düzenlemiştir. Bu yaz okulunda dünyanın birçok yerinden bilim adamlarını getirerek çeşitli alışverişlerle bilimsel anlamda yeniliklerin Türkiye’de adım atılmasına olanak sağlamıştır. ODTÜ ve Boğaziçi’nin kurucuları arasındandır. Aynı zamanda ODTÜ’de Kuramsal Kimya bölümünü kurup danışman profesör olarak çalışmıştır. Ardından Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya bölümünde profesör ve rektör danışmanlığı yapmıştır.
Bu çalışmalarının yanında Oktay Sinanoğlu bilim ve teknoloji dilinin Türkçe olması gerektiği üzerine sık sık konuşmalar yapmıştır. Eğitim dilinin resmi dil olması gerektiğini, yabancı dillerin takviyeli olarak ve gerektiği kadar verilmesini savunup bunla ilgili çalışmalar yapmıştır. Matematiksel açıdan da Türkçe’nin en iyi bilim dalı olduğunu savunmuştur. Sinanoğlu’nun bu tarz milliyetçi görüşler yaymasındaki en büyük neden; Dünyada sözü geçen bazı ülkelerin özel çıkarlarını alet ederek Türkiye’nin bilimsel gelişmesini önlemeye ve baltalamaya çalışmalarıdır.
Türkçe’nin iyi bir bilim dili olmasına rağmen ingilizce veya başka dillerin eğitim dili haline getirilmesi amaçlanmıştır. Batı, Türkiye’yi eski günlerdeki gibi büyük bir güç olarak görmek istememektedir. Bu yüzden Türk milletinin köküne, diline ve kültürüne saldırmaktadır. Oktay Sinanoğlu bu gerçekleri yurt dışında yaşayıp tecrübe ederek ülkemizde sık sık dile getirerek bu durumu düzeltmeye çalışmıştır. Görüldüğü gibi de Amerika’nın kölesi değil efendisi olarak geri dönmüştür. 80 yıllık ömrüne büyük başarılar sığdıran Sinanoğlu 19 Nisan 2015’de vefat etmiştir.
Bu büyük insanı yedi düvelin tanıyıp ülkemizde hak ettiği değeri bulamamasının ne kadar acı olduğu ortada. Umarım bundan sonra kıymetini bilir, dilimiz ve milletimiz için onun yapıp ve yapmak istediklerini ilerletip gerçekleştirir, sahip çıkarız.