Merhaba arkadaşlar bugün sizlere nükleer reaktör nedir ve kurulan ilk nükleer reaktör ün çalışma prensibini anlatacağım. 235U çekirdeği fisyona uğradığında, olay başına ortalama olarak yaklaşık 2,5 nötron yayınladığını görmüştük. Bu nötronlar, diğer nükleonları fisyona maruz bırakmak için tetikleyebilir (Şekil 45.3). Hesaplamalar, zincirleme reaksiyonun, kontrol edilmemesi durumunda (yani reaksiyon yavaşça gerçekleşmezse), çok büyük enerji yayımı ile birlikte, şiddetli patlamalara neden olabileceğini göstermiştir. Bu 1945 de kontrolsüz fisyon reaksiyonu ile patlatılan ilk nükleer bomba tipinin arkasındaki prensiptir. Ancak reaksiyon kontrol edildiğinde, açığa çıkan enerji uygun bir şekilde kullanılabilir. Örneğin Amerika Birleşik Devletlerinde kullanılan elektriğin %20 si nükleer enerji santrallerinden elde edilmekte ve Fransa, Japonya, Almanya gibi diğer birçok ülke nükleer enerjiyi büyük oranlarda kullanmaktadırlar.
Bir nükleer reaktör, kendi kendine yeten zincirleme reaksiyon olarak bilinen reaksiyonu devam ettirmek için düzenlenmiş bir sistemdir. Bu önemli olay, ilk defa 1942’de Şikago Üniversitesinde Fermi tarafından doğal uranyum ile gerçekleştirilmiştir. Bugün çalışır durumdaki pek çok reaktör de uranyumu yakıt olarak kullanır. Doğal uranyum, sadece 238U izotopunun % 99,3’ünü ve 235U izotopunun %0,7’sini içerir. Bu bir reaktörün çalışmasında önemlidir. Çünkü 238U izotopu hemen hemen hiç fisyon yapmaz. Bunun yerine, neptünyum ile plutonyum üretmek üzere nötronları soğurmaya eğilimlidir. Bu nedenle, reaktör yakıtları, 235U izotopunun yüzde birkaçını içermesi için suni olarak zenginleştirilmek zorundadır.
Kendi kendine devam eden bir zincir reaksiyonu gerçekleştirmek için, ortalama olarak 235U fisyonundan atılan nötronlardan birisinin diğer 235U çekirdeği tarafından yakalanması ve onun fisyona uğramasına sebep olması gerekir. Reaktör işleyişinin seviyesini belirten yararlı bir parametre, tekrar üretme sabiti K dır. Bu sabit, başka bir olaya sebep olacak her bir fisyon olayında ortaya çıkan ortalama nötron sayısı olarak tanımlanır. Gördüğümüz gibi K, uranyumun bölünmesinde maximum 2,5 değerine sahip olabilir. Bununla birlikte, pratikte K biraz sonra tartışacağımız değişik faktörlerden dolayı bu değerden küçüktür.
Kendi kendine devam eden bir zincirleme reaksiyon K = 1 olduğunda gerçekleştirilir. Bu şart altında reaktörün kritik olduğu söylenir. K < 1 ise reaktör kritik altıdır ve reaksiyon durur. K>1 ise reaktörün kritik değerin üstünde olduğu söylenir ve reaksiyon hızlıdır (kaçaktır). Bir kamu şirketi için güç sağlamada kullanılan bir nükleer reaktörde, K nın 1 den az yüksek bir değerde tutulması gerekir.
Herhangi bir reaktörde, fisyonda üretilen nötronların bir kısmı diğer fisyon olaylarını başlatmadan önce özden dışarıya sızarlar. Sızma miktarı çok büyük ise reaktör işlemeyecektir. Reaktör küçük ise kayıp yüzdesi büyüktür. Çünkü sızma, yüzey alanının hacime oranının bir fonksiyonudur. Dolayısıyla, reaktör dizaynının kritik bir özelliği, yüzey alanının hacme oranından, doğru olanı seçmektir.
Fisyon olaylarında açığa çıkan nötronlar çok yüksek enerjilerdedir, kinetik enerjileri yaklaşık 2 MeV dir. Bu nötronları, diğer 235U çekirdekleri tarafından yakalanabilmeleri için termal enerjilere yavaşlatılmaları gereklidir. Çünkü nötronun yakalanma olasılığı enerjinin azalmasıyla artmaktadır. Nötronları yavaşlatma işlemi, yakıtı, yavaşlatıcı bir madde ile kuşatarak gerçekleştirilir.
Kurulan İlk Nükleer Reaktör ün Çalışma Prensibi
Şekil 45.3 Dünya’nın ilk reaktörünün görünüşü. Savaş zamanındaki gizlilikten dolayı reaktörün tamamının fotoğrafı yoktur. Reaktör uranyum serpiştirilmiş grafit katmanlarından oluşmuştur. Kendiliğinden bir zincir reaksiyon ilk olarak 2 Kasım 1942 de gerçekleştirildi. Başarı, telefonla şu mesaj verilerek hemen Washington’a bildirildi: “İtalyan denizci Yeni Dünya’da karaya çıktı ve oradaki halkı oldukça yakın buldu.” Tarihi olay, Şikago Üniversitesinin içindeki batı standının altında bulunan raket avlusundaki uydurma bir laboratuvarda gerçekleştirildi. İtalyan denizci Fermi’yi temsil ediyordu. (Courtesy of Chicago Historical Society)
Kurulan ilk nükleer reaktör de, Fermi yakıt elemanları arasına grafit (karbon) tuğlaları yerleştirdi. Karbon çekirdekleri, nötronlardan kütlece 12 kat daha fazladır, fakat karbon çekirdekleriyle oluşan pek çok çarpışmadan sonra, nötron, 235U ile fisyon yapma olasılığını arttırmak için yeterince yavaşlatılır. Bu tasarımda, karbon yavaşlatıcıdır; Pek çok modern reaktör, moderatör (yavaşlatıcı) olarak su kullanırlar.
Yavaşlatma işleminde, nötronlar fisyona uğramayan çekirdekler tarafından da yakalanabilirler. Bu tip en yaygın olay, 238U çekirdeği tarafından nötron yakalamadır. 238U çekirdeği tarafından nötron yakalama olasılığı nötronlar yüksek kinetik enerjiye sahip olduklarında çok yüksek, düşük kinetik enerjiye sahip olduklarında çok düşüktür. Böylece nötronların moderatör tarafından yavaşlatılması, 235U çekirdeği ile reaksiyona hazır hale getirmek ve çekirdeği tarafından yakalanma şanslarını azaltmak gibi, iki amaca hizmet eder.