4. sınıfın sonları, hocalarımızla kaynaşma sağlanmış. Genel muhabbet havasında geçen dersimizde şu soru geldi. “Hocam çok zor bir eğitim sürecinden geçtik. Diğer fakülteler ve bölümlerden farklı olarak hep ders işledik ders çalıştık. Fakat biz mezun olunca ne yapacağız bunu bilmiyoruz.” Aslında aşağı yukarı bütün sınıfın bu konuyla ilgili kafasında soru işareti vardı. Mühendislik göz önünde olmayan bir meslek dalı olması nedeniyle, ne işle meşgul olunduğunu bilinmeyen bir meslek dalı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Üniversitelerimizde genel mühendislik eğitimi verildiğinden dolayı, opsiyonlaşma şansı olmayan bölümler kafasında belli bir branşa karşı ilgi yoksa mezun olunca nerede iş olursa olsun mantığıyla çalışma hayatına atılmaktadırlar. Mühendislik çok geniş bir çalışma alanına sahip olmasına rağmen sanayi mühendis ve sanayici mühendis ilişkileri nedeniyle, istihdamda yeterince hakkını alamayan bir meslek dalı haline gelmektedir. Son yıllarda üniversitelerin devreye girmesi, kanunların zorunlu istihdamı sağlaması nedeniyle bu konuda belli bir mesafe kat edilmiştir.
Çalışmak istediğimiz sektörü belirlemek en önemli adımdır. Öğrencilik yıllarında çalışmak istediğimiz sektörler hakkında bilgi sahibi olmak, sektördeki firmaların ne ürettiğini bilmek, teknolojileri hakkında bilgi sahibi olmak bize çalışma hayatında avantaj sağlayacaktır. Bunu yapabilmenin tek yolu seminer, panel, fuar gibi teknik etkinliklere katılım sağlamaktır. Bu gibi etkinlikler bizlere mühendislik anlamında dünyada neler olup bittiğini, ne tip uygulamalar olduğunu ve ne tür çalışmalar yapıldığını bizlere gösterir.
Bu konuda esas yazımızın ana teması olan “Sektörel Uzmanlık” konusu, bu istihdamın zorunlu tasarruflar dışında sanayici mühendis ilişkilerindeki bağı kuvvetlendirerek bu mesleğe olan saygı ve güven hak ettiği yeri bulacaktır.
Sektörel uzmanlık konusu; aslında bilim çevreleri tarafından çokta yabancı olunmayan bir konu. Tıp eğitiminde genel tıp eğitim almış bir pratisyen doktorun seçtiği bir konuda eğitim ve uygulama ile bilgi ve tecrübelerini üst seviyeye çıkararak o branşla ilgili uzman doktor hizmeti vermektedir. Mühendislik eğitiminde sektörel uzmanlaşma konusu henüz ülkemizde uygulaması olmayan bir konudur. Mevcut staj uygulamaları yetersiz kalmakta ve iş hayatına atılabilen mühendisin çalıştığı sektör ile bilgi ve tecrübesi yetersiz olduğundan sektörel uzmanlık uzun yıllar almaktadır. İstediği sektörlerde istihdam edinebilme fırsatı yakalayamamak bu konuda en temel sıkıntılardandır. Bir örnek vermek gerekirse soğutma sistemleri sektöründe iş hayatına başlayan bir mühendisin, bir sonraki durağı talaşlı imalat olduğu takdirde her yeni anabilim dalı yeni bir başlangıç demek olduğundan iş hayatı verimsiz dönemlerle birbirini kovalamakta ve sorunun kendisinde olduğunu düşünerek meslekten iyice soğumaktadır. Oysa aynı sektörde farklı işler yapsa dahi birbirine yakın sektörlerde çalışmak her zaman sektörel uzmanlaşma zamanını kısaltmaktadır.
Bu konuda tecrübe edinmiş bir mühendis olarak, aynı veya birbiri ile iç içe yada yakın sektörlerde çalışması ile belli bir mesafe kat etme süresi ortalama beş yıldır.
Bugün esas çalışma konusu; proje, tasarım, imalat, montaj demontaj, ar-ge,üretimde verimlilik, enerji verimliliği, maliyet analizleri, bakım onarım, otomasyon, yazılım vb. işler olmasına rağmen mühendisler, firmaların devlete karşı ödevlerine karşılık istihdam edilmektedir. Son yılarda iş sağlığı güvenliği, kalite yönetim sistemleri, çevre birimleri, peryodik muayene kontrolleri konusunda düşük maaşlarla çalıştırılmakta ve esas çalışma alanlarından uzak tutulmaktadırlar.
Belli üniversitelerde bu konu ile ilgili çalışmalar yapılıyor olması bizi sevindirmekte ve daha da ileri giderek sektörlere özel eğitim yapan bölümler veya opsiyonlaşmalar yapılarak, mühendislerin çalışma hayatında daha kısa sürelerde verimli olması sağlanmalıdır.
Bir diğer önemli husus da iş hayatı mühendisler için teknik, proje vs. işleri yapmaktan ibaret değildir. Sorumluluk alma, ekip çalışması ve yöneticilik gibi özelliklerimizin gelişmiş olması gerekmektedir. Eğer doğuştan belli kabiliyetleriniz yoksa bu konularda alınacak eğitimler önem arz etmektedir. Küçük yaşlardan kurduğumuz oyunlar, eğitim hayatımızda sosyal faaliyetlerin düzenleyicisi olmak, öğrenci kulüplerinde görevler almak vs. iş hayatının küçük bir simülasyonudur. Burada karşılaşacağımız zorlukların daha büyükleri iş hayatımızda karşımıza çıkacak ve bize tecrübe katacaktır.