Bugün teknoloji ve bilim alanında mühendis olarak çokça faydalı yazılar yazıldı ve yazılmakta. Ben ise bu sefer farklı bir bakış açısı ve konu hakkında yazmayı gerekli görüyorum. Bir mühendisin en önemli görevlerinden biri; soruna teknik bir bakış açısı ile bakarak çözüme ulaşmak için gerekli çalışmalar yapmak. Mühendislik eğitimimi alırken, hatta sektöre girdiğimden beri teknik konuların dışında karşılaştığım yegane sorunlardan birisi bu sektörde kadına olan bakış açısı. Hepimizin ister istemez toplumumuzda duyduğu “kadın eli ile erkek işine karışma”, “mühendislik erkek işi”, “ o kadar erkek ile sanayide çalışacaksın da ne olacak”, “mühendislikte ağır iş, erkek işi” ve dahası, bu garipsediğim cümleler bu yazıyı yazmama sebep oldu.
İnsanoğlunun teknolojide çığır aştığı günümüzde hala kadının ikinci planda tutulması akıl alır gibi değil. Daha da ilginç olan ise Türk ve Müslüman bir toplumda bu kabul edilemez davranışın süregelmesi. Aslında bu yazımda sadece mühendis kadınlardan değil, tüm toplumda kadının öneminden bahsedeceğim. Peki gel gelelim neden bu toplumda böyle bir hadisenin yaşanması ilginç. Geçmişten günümüze dünyaca tanınan önemli kişilerimizin söylemlerinden hep beraber bir kendimize hatırlatmalar yapalım.
– Han’ım kelimesi: Türklerde kadınlar çok önemlidir. Cengiz Han(Moğol İmparatorluğu Han’ı, Hüküm 1206-1227)bir gün kendisine bağlı beylikleri toplar ve bir toplantı yapar. Cengiz Han bunca beyliğin Han’ıdır. O sırada otağa Cengiz Han’ın eşi girer. Cengiz Han da: “Ben Cengiz Han, sizin Han’ınızım. Sizler hep bana bağlısınız ancak benim de bağlı olduğum bir kişi var. O da benim Han’ımdır der ve eşini gösterir.” Aslında bu kadar açık. Hanım olarak aldığımız kişi bizlerin Han’ıdır.
– İslam dini peygamberi, Tanrının son elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.) ne diyor?: Hanımlarınızı üzmeyin. Onlar, allahü Tealanın size emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin![Müslim]
En üstün mümin, hanımına, en iyi, en lütüfkar davranan güzel ahlaklı kimsedir. [Tirmizi] Cennet annelerin ayağı altındadır.
– Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise yaptığı devrimlerle bunu günümüzde en iyi anlatan örnek. Bakalım Paşa ne diyor:
Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir. İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin? Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
– 20-30 yaş arası gençlerin en azından adını duyduğu önemli iş adamı Sakıp Sabancı: 48 öğütünden biri olan “Eşini iyi seçemeyen, işini de iyi seçemez.”diyerek her iki cinsiyet için aslında hayatlarında ne kadar önemli olduklarını anlatmakta.
– Daha da günümüze gelecek olursak bozkırın tezenesi halk ozanımız Neşet Ertaş ise: “Kadınlar insandır, biz insanoğlu.” sözüyle aslında kadının varlığının önemini çok net bir şekilde dile getirmiştir.
Yukarıdaki örnekler dünyanın her bir yerinden dahası gösterilerek çoğaltılabilir. Ancak burada esas değinmek istediğim konu bizler geçmişimizde bu kadar güzel anlatımlar varken neden hala bir gelişmemişlik seviyesi olan, kadını ikinci planda tutmayı devam ettiriyoruz. Biz mühendisler dünyanın farklı yerlerinden farklı insanlarla iletişim kuruyor ve yine bunu kendi ülkemizde farklı farklı kişilerle paylaşıyoruz. Günümüzde artık bu anlamsız davranışın ortadan kaybolasına faydalı olacağımıza inandığım için bu yazıyı öncelikle siz değerli meslektaşlarım ve mühendis adayları ile paylaşıyorum. Sanayide eli yağlı, hastanede boynunda steteskoplu, yollarda şöfor, çağdaş bir eğitmen, anne ve dik duran, yıkılmayan kadınlara her yerde alışmalıyız. Tek ihtiyac’ımız “SEVGİ”.