Öyle bir gelecek hayal edin ki dünyadaki tüm bilgiye göz açıp kapayıncaya kadar erişiminiz olsun. Nasıl mı? Elbette bir yapay zeka aracılığıyla. Siz sadece aklınızdaki soruya yoğunlaşın, bırakın yanıtlar size akmaya başlasın. Bu gerçek olabilse, bireyler arası iletişim, eğitim, iş dünyası, hepsi olağanüstü bir dönüşüme uğrardı, değil mi?
Böyle bir gelecek belki de çok uzak değil.Uluslararası bir girişimle California Berkeley Üniversitesi liderliğinde yürütülen araştırma, nanoteknolojideki gelişimlerin üssel katlanmayla inanılmaz bir hıza ulaştığını ve bunun nano-ilaç, yapay zeka, bilişsel bilimler alanlarına yansıtacağı etkiyle,bu yüzyılı inanılmaz bir başarıya götüreceğini gösterdi. Evet, insan beyni ve bulut işbirliğinden bahsediyoruz ki bu da zaten az önce hayalini kurduğumuz şeye ulaşmanın en olası yolu. Yani beyin hücrelerini engin bir bulut-bilişim ağına bağlayabiliriz. Hem de gerçek zamanlı olarak!
Beyindeki Nanobotlar
Fütürist, yazar ve mucit Ray Kurzweil’in öne sürdüğü B/CI (Beyin-Bulut İşbirliği: Brain Cloud Interference) konsepti, nöral nanobotların yaratılabileceği üzerinde duruyordu. İnsan beynindeki neokorteksin, buluttaki sentetik neokortekse bağlanması olarak özetlenebilecek bu etkileşim, yepyeni bir dev beyin yaratıyor.
Neokorteks, beynimizin en son evrimleşen katmanı. Aynı zamanda bizi daha zeki, daha bilinçli yapan da o. Araştırma ekibinden Robert Freitas, nöral nanobotların doğrudan, gerçek zamanlı izleme yapabileceklerini, böylece beyne dışarıdan iletilen ve beyinden dışarıya aktarılan sinyallerin kontrol edilebileceğini söylüyor.
“Bu teknoloji damarlarda yolculuk edip kan-beyin bariyerini aşabiliyor. Böylece kendisini kusursuz bir şekilde konumlandırabilir. Hatta beyin hücrelerine bile sızabilir.” diyor Freitas;” Hepsi kendi konumlarına yerleştiklerinde, şifreli verileri kablosuz aktarma gücüne sahip olacaklar. Beyne iletilen ve beyinden çıkan tüm veriler şifrelenecek, alıcıya anlık aktarımla ulaştırılabilecek. Bu esnada beyni yakından izliyor ve bir yandan da verileri çözümlüyor olacaklar.”
Araştırmacıların dile getirdiği üzere,buluttaki korteks tıpkı Matrix üçlemesinde tanık olduğumuz gibi, istenilen enformasyonu beyne hızla yükleyebilir. “Nöral nanobotların aracılığıyla kurulan insan B/CI sistemi, bireylerin buluttaki bilgilere, dolayısıyla da tüm insanlığın kolektif verilerine anında erişebilmesini sağlıyor. Bu bağlantı, insanın öğrenme kapasitesini ve zekasını önemli ölçüde geliştirecek” diyor Dr. Nuno Martins.
B/CI teknolojisi uzak gelecekte küresel bir dev beyne de dönüşebilir. Böyle bir beyin, sisteme bağlı her bir bireyin beyin ağlarını ve yapay zekayı birbirine bağlayabileceği gibi, bireysel düşüncenin yanına ayrıca henüz tahayyül edemediğimiz bir yapı olarak kolektif düşünceyi etkileyebilir.
Martins bu durumu şöyle açıklıyor; “Henüz tam olarak o derece gelişmiş bir yapıdan bahsedemiyoruz ama deneysel bir sistem olan BeyinNet’in çoktan test edilmiş olduğunu hatırlatmak isterim. Düşünceyle harekete geçirilen enformasyonun insan beyni ve bulut arasında takas edildiği bu sistem elektrik sinyallerini kullanıyor. İleticinin kafatası aracılığıyla kayda geçirilen sinyaller, alıcıya manyetik uyarılarla ulaştırılıp ikisi arasında bir işbirliği yaratılmasını sağlıyor.”
“Nöral nanobotların gelişimi sayesinde, geleceğin süper beyinlerine kavuşabileceğimizi düşünüyoruz. Bu beyinler, anlık olarak, çok sayıda insanın ve makinenin düşüncelerini, hatta düşünme becerilerini bambaşka bir boyuta taşıyabilir. Bu türden bir ortaklaşa biliş gücüyle uygarlığa dair her şeyi hızla güncellemek de mümkün olur. Örneğin kusursuz bir demokrasi ya da güçlendirilmiş bir empati becerisi geliştirilebileceği gibi, nihai hedef olarak kültürel çeşitliliği koruyacak uygar bir küresel toplum hayaline de erişmek mümkün.”