Görme engeli bulunan insanlar matematik problemlerini çözebilir mi? Görmeden de matematik problemi çözülebilir mi? Bilim insanları görme engeli bulunan bireylerin, beynin özel bir bölgesinde matematik problemlerinin tıkır tıkır çözülebildiğini gösterdi.
Johns Hopkins Üniversitesi’nden psikolojik ve beyin bilimleri yüksek lisans öğrencisi olan Shipra Kanjlia “Atlantic” adlı dergiye verdiği röportajda her insanın beynindeki sayısal düşünceleri besleyen bölgesinin beyinin benzer alanlarla desteklendiğini gösteren araştırmalar yaptı. Yani bir siyasetçinin beyni ile bir bilim insanının beyni, bir çiçekçinin beyni ile ev hanımının beyni arasında matematik problemlerinin çözümünün ilk anlaşılmaya çalıştırıldığı zamanda, beyinlerinin aynı bölgesinin aktifleştiği gözlemlenmiştir. Bu ise bir insanın matematik ile ilgilenmesinin doğuştan gelen bir yetenek değil de sonraları çalışma ya da uğraşma neticesinde meydana gelen bir olgular bütünü olduğunun göstergesiydi.
Kanjlia bu çalışmada matematik korkusu ve matematiğe karşı herhangi duygusu olan doğuştan görme yetisini kaybetmiş 17 insan ve sonradan gözlerine bir bant çekilmiş yapay olarak görme duyusunun alındığı 19 insan ile MRI cihazının da yardımıyla bu sonuçlara ulaşmıştır.
Katılımcılar için sonuç çok şaşırtıcıydı. Gözleri doğuştan görme yetisini kaybetmiş bireylerin beynindeki sayısal mantık bölgesi ile sonradan bant ile gözleri kapatılmış bireylerin beynindeki bölgelerin çalışma biçimleri aynıydı. Bu noktada araştırma bitmemişti. Araştırmacı Kanjlia, matematikten kaygı duyan yapay görme yetisi olmayan birey ile doğuştan görme yetisi olmayan bireyin beyinlerinin aynı loblarında hareketlenme oluşuyordu fakat asıl şaşırtan şey ise bu değildi. Makaleyi asıl anlamda dünya çapında bir araştırma haline getiren olay ise konjenital olarak görme yetisi olmayan katılımcılar da(doğuştan görme yetisi olmayan), bu alana ek olarak görsel korteksin ve yapıların algılandığı bölümde de hareketlenme olması idi. Yani yapay olarak görme yetisi kaybedilen bireylerin yalnızca sayısal mantık alanı çalışırken görme yetisi doğuştan olmayan insanların iki bölgesinin çalıştığı gözlemlenmiş bu araştırmalar daha sonraları “Populer Science” dergisinde de yayınlanmıştır.
National Academy of Sciences’da yayınlanan çalışmaya gore ise görme yetisi olmayan gönüllüler cebir problemlerinin zorluk derecesine gore ne kadar çok zorlanırlarsa görsel korteks o kadar güçlü hale geliyor. Fakat gözleri sonradan kapatılmış gönüllüler için bu problemlerin zorluk seviye görsel korteksi hiç etkilememiştir.
Pittsburgh Üniversitesi’nden psikoloji asistanı Melissa Libertus, “Bu yapının çok farklı şeyler için tekrar kullanılabileceğini görmek çok şaşırtıcı bize beynimizin ne kadar plastik olduğunu, ne kadar esnek olduğunu gösteriyor. Zihinden işlem yapan görme yetisi olmayan birayler diğer insanlardan daha hızlı sonuca ulaşmaktadır” şeklinde konuşmuştur.
Eskiden beyni araştıran araştırmacılar görme korteksinin işitme ve dokunma gibi diğer duyusal girdileri işlemek üzere yeniden kablolanabileceğini bulmuşlardı. Bununla birlikte, cebir yapma yeteneği, beyinlerin görsel kortekste bilim insanları tarafından düşünüldüğünde daha fazla görevi yerine getirebileceğini düşündürüyorken bu araştırma sayesinde bu duyuların hiçbir ilgisinin olmadığı gün yüzüne çıkmıştır.
Bu bulgular, doğarken görme yetisi olmayan bireyler için matematikte daha iyi olduğu anlamına gelmiyor, ancak beynin yüksek işlevlere katılmada kaynak yönetiminde çok iyi olduğunu gösteriyor, Raporlarda matematikte çok başarılı olan insanların beyinlerinin sadece sayısal mantık kısmını değil görsel hafıza kısmı olarak nitelendirilen görsel korteks bölgesini de iyi kullandığı sonucuna varılıyor.