Bu yazım da bilgisayar dünyası‘nın yakından tanıdığı ve özgür yazılım dünyasına yaptığı katkılarla tanınan Linus Torvalds‘ın hayatına değineceğiz. Linus Benedict Torvalds 28 Aralık 1969’da Finlandiya’nın başkenti ve en büyük şehri olan Helsinki’de dünyaya geldi. Ailesi ona ünlü fizik kimyager ve Nobel Ödülü sahibi olan Linus Pauling’in adını verdiler. Anne ve babası’nın isimleri Nils ve Anna Torvalds’dır. Babası bir radyo gazetecisi annesi ise fince (Fince Finlandiya’nın iki resmi dilinden birisidir.) gazetesin’de bir çevirmendi.
Linus Torvalds, ailesi’nin o küçük yaştayken ayrılmasına rağmen mutlu bir çocukluk yaşadı. Annesi ve babası ayrıldıktan sonra genelde annesiyle, bazen de büyükanne ve büyük babasıyla beraber yaşadı. Linus erken yaşlar da okuma alışkanlığı edinmişti ve bundaki en büyük etken belkide ailesindeki çoğu insanın gazeteci olmasıydı. Anne tarafından dedesi olan Leo Toerngvist Helsinki Üniversitesi‘nde istatistik profesörüydü. Linus üzerinde etkisi büyüktü. 1970’lerin ortalarında, Toerngvist, Linus’a Commadore VIC20 model bir bilgisayar aldı. Fakat Linus bu bilgisayardan sıkılmıştı çünkü kullanabileceği çok az program vardı.
Yeni programlar yazmak için çalışmalara başlamıştı tüm ilgisi neredeyse buydu. 12 yaşlarında basit oyunlar yazmaya başlamıştı. Daha sonraları zor ama daha güçlü olan assembly (makine diline en yakın programlama dilidir.) dilini öğrendi ve kullanmaya başlamıştı. Linus matematik ve programlamayı çok seviyordu en büyük iki tutkusuydu. Babası, sosyal aktivetelere katılması ve spor faaliyetleriyle ilgilenmesi için çok çaba sarfetmişti.
Linus kararını çoktan vermişti programlamaya olan ilgisinden diğer aktivite vb durumlarında ikilem de bile kalmamıştı.
Peki Linus’un büyük başarısı Linux nasıl doğdu;
1987’de Linus birikimlerini bir Sinclair QL almak için kullandı. Sinclair Ql ev kullanımı için geliştirilmiş olan dünya’nın ilk 32-bitlik bilgisayarıydı. 7.5 Mhz hızında Motorola 68008 işlemciye ve 128 KB RAM’e sahipti. Fakat, yazma korumasına sahip ROM‘da bulunan işletim sisteminden dolayı bilgisayarın yeniden programlanmaya kapalı olduğunu gördükten sonra sevinci kursağında kaldı.
Linus, 1988 yılında ailesinin izinden giderek Finlandiya’nın en kaliteli eğitim kurumu olan Helsinki Üniversitesi‘ne kayıt yaptırdı. O zamana kadar bilgisayar programcılığıyla uğraştığı için doğal olarak bilgisayar mühendisliği/bilimleri branşını seçti.
Üniversitedeyken çok ciddi yazılım projelerinde görevler aldı. Daha sonraları Linux işletim sisteminin çekirdeğini (kernel) yazacağı C programla diliyle 1990 yılında tanıştı. 1991 yılına 33Mhz Intel 386 işlemci kullanan ve 4MB’lık hafızaya sahip yeni bir IBM alarak girdi.
Bu işlemci, Intel’in önceki çiplerine kıyaslandığında daha iyi bir işlemci ailesinin bir temsilcisiydi. Linus donanımdan memnun olmasına rağmen, bir süre sonra bilgisayarla birlikte gelen MS-DOS işletim sistemi yüzünden hayal kırıklığına uğramıştı. Çünkü bu işletim sistemi 386 çiplerinin gelişmiş yeteneklerini kullanabilmek için yeterince gelişmiş değildi.
Daha sonra kendi bilgisayarına üniversitenin bilgisayarlarından aşina olduğu Unix tabanlı bir işletim sistemi kurmaya karar verdi. Fakat aradığı sürümler çok pahalıydı ve aradığını bulamadı. En sonunda MINIX‘i tercih etmişti. MINIX, işletim sistemi uzmanı Andrew Tanenbaum tarafından Hollanda’daki üniversite öğrencilerine UNIX’i öğretmek amacıyla yazılmış bir işletim sistemiydi. MINIX kullanmya başlayan Linus Torvalds, üniversitenin UNIX sistemine ve İnternet’e bağlanmak için kullandığı terminal sisteminin çok kullanışlı olmadığını farketti.
Bu yüzden kendisi bir terminal programı yazdı. Fakat ilerleyen zamanlarda bunun’da yetersizliği ve diğer sistemlerin kullanışlı olmaması vb sorunlarla yüz yüze geldikçe yeni bir işletim sistemi yaratmaya karar verdi.
17 Eylül 1991 tarihinde, Linux’un ilk sürümü olan 0.01’i İnternet’te yayınladı. Linus Torvalds geliştirmekte olduğu bu işletim sistemine önceleri Linux (Linus’un Minix’i) adını vermeyi düşünmüştü, fakat bunun çok egoist bir davranış olacağına karar vererek sonradan free (özgür), freak (garip, acayip) ve Minix’in karışımından oluşan bir kelime olan Freax’ta karar kıldı. Fakat arkadaşı Lemmke, FTP’de Linux adı altında bir dizin oluşturmuştu bile. Bu yüzden sistemin adı Linux olarak yayıldı.
Bu gelişmelerden sonra Linus’un aklını lisans konusu meşgul etmeye başladı. Sistemin kodlarını tamamen dağıtan FSF lisansıyla ünlü özgür yazılım savunucusu ve programcı Richard Stallman‘ın geliştirdiği GPL (GNU General Public License) lisansı arasında seçim yapmakta zorlanırken, büyük buluşma gerçekleşti.
MIT’de çalışan Richard M. Stallman GNU Projesi’ni 1983’te başlatmıştı. Yazılımın, bilginin topluma ait olması, özgür olması gerektiğini savunan bir insandı ve 1990 yılında işletim sisteminin çekirdeği haricinde tüm görsel arayüzlerini bitirmişti. İhtiyacı olan çekirdek için araştırmalara başladı ve belli bir zaman sonunda nihayet Linus Torvalds’ın geliştirdiği çekirdeği duydu.
Eğer Linux, GPL lisansıyla korunursa, açık kaynak kodlu bir işletim sistemi olacak, kodlarına erişilebilecek, geliştirilmeye ve serbestçe yeniden dağıtılmaya açık olacaktı. Ve beklenen oldu, GNU projesi ve Linus Torvalds’ın Linux projesi birleşerek özgür yazılım projelerinin en büyüğü olan GNU/LINUX‘u meydana getirdi.
GPL lisansı sayesinde dünyanın dört bir yanından birçok yazılımcı Linux’u geliştirmeye başladı. Bu hareket bana göre dünyanın en hızlı ve en etkili özgür yazılım hareketidir. Kendimde bilgisayarımda çift işletim sistemi kullanıyorum Linux’un UBUNTU dağıtımı herkese tavsiye ederim. Bir hayli uzun bir yazı oldu ama böylesine bir fikrin mucidi için az olsa da sizleri sıkmamak adına elimden geldiğince daha özet hale getirdim.
Yazımı bitirken Linus’un bir kaç özlü sözünü paylaşmak isterim.
Gerçek açık kaynak, kendi kaderini kontrol etmek hakkına sahiptir. / Linus Torvalds
Teknik olmayan soruların bazen hiç bir cevabı yoktur. / Linus Torvalds
Kaynaklar:
- linfo.org/linus.html