Merhaba arkadaşlar bu yazımda siz üyelerimize kütleçekimsel merceklenme hakkında bilgi vermek istedim. Aşağıdaki gördüğünüz fotoğrafta garip bir şeyler sezdiniz mi? Fotoğraftaki kavisli şekilde duran mavi çizgiler tam olarak bahsettiğimiz konu kütleçekimsel merceklenme ile alakalı. Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilen bu fotoğraftaki bu garipliğin ne olduğunu bundan yaklaşık bir asır önce yaşayan Einstein keşfetmişti diyebiliriz. O gördüğünüz birden fazla çizgi aslında tek bir galaksiye ait. Evrende bulunan muazzam kütleli dev galaksiler Einstein’in de keşfettiği gibi kütleye sahip her cismin uzayı bükmesi sayesinde arkasındaki galaksilerden gelen ışıkları da etkileyip adeta bir mercek görevi görüyor.
(Uzayın bükülmesi konusunu Newton’un Kütle Çekim Kuvveti doğru mu adlı yazımda daha ayrıntılı inceleyebilirsiniz.)
Kısaca yukarıdaki gördüğünüz örnekte kütleye sahip bir cisim uzayı bükerek ışığın izlediği yolu değiştirebiliyor. Söz konusu galaksiler olunca bu büyük kütleli yapılar da arkalarındaki galaksilerden gelen ışığı aynı etkiyle bükerek üstteki resimdeki gibi durumlara yol açıyor.
Aşağıdaki resimde sanki bir galaksinin dört çekirdeği varmış gibi bir izlenim oluşturuyor zihinlerimizde. Ama gördüğünüz Einstein haçı olarak da bilinen bu fotoğraftaki dört nokta dev bir galaksinin tam arkasında hizalanmış bir kuasardan(çok parlak bir galaksi türü) gelen ışığın kütleçekimsel merceklenme etkisiyle oluşmuş dört farklı görüntüsü.
Not: Bu fotoğraflar Einstein’in keşfettiği genel görelilik kuramıyla beraber uzayın bükülmesini kanıtlayan ilk kanıtlar değildi elbet. İlk adımlardan birisi İngiltere Kraliyet Gökbilim Cemiyeti tarafından atıldı. 6 Kasım 1919’da bir Güneş tutulması sırasında çekilen fotoğraflar bu yeni kuramı ilk kanıtlayanlardandı. Düşünce oldukça basitti tutulma sırasında Ay güneş ışığının dünyaya gelmesini büyük ölçüde engelleyecekti bu şekilde güneşe yakın yerlerden gelen diğer yıldızların ışıkları güneşin tam yanından geçerken sapmaya uğrayacaktı. Çekilen fotoğraflarda yapılan incelemelerde güneşin yakınındaki yıldızlardan gelen ışıklar gerçekten sapmaya uğramıştı. Genel göreliliğin sınanması bununla da kalmadı aynı zamanda tarihin en uzun deneyine sebep oldu. Yaklaşık 40 yıl süren ve 750 milyon dolar harcanan Kütleçekim Sondası B Projesi’nde sadece kuramı doğrulamakla kalmadı aynı zamanda Einstein’in denklemlerini de doğrulamış oldu. Bu keşifle beraber yürütülen proje sayesinde geliştirilen teknoloji birçok alanda karşımıza çıkar. En basiti GPS teknolojisi bu sayede gelişmiştir. Eğer kütlenin uzay ve zamanı bükmesi dikkate alınmasaydı bu gün birkaç metre hata payıyla bize istediğimiz konumu gösteren GPS teknolojisi gelişemezdi.