Karbon ayak izi birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür. İki ana parçadan oluşur:
- Birincil ayak izi, evsel enerji tüketimi ve ulaşım dahil olmak üzere fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkan doğrudan CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.
- İkincil ayak izi, kullandığımız ürünlerin tüm yaşam döngüsünden bu ürünlerin imalatı ve en sonunda bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.
Karbon Ayak İzini Azaltmak İçin Ne Yapmalıyız?
- Tatiller: Uçakla gitmeyin.
- Elektrik: Yenilenebilir enerji kullanın.
- Doğal Gaz: Isınma için güneş enerjisi kullanının; bu yolla doğal gaz faturanızı yılda yüzde 70 oranında azaltabilirsiniz.
- Seyahat: Mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını kullanın. Yerel otobüs hizmetlerinizi öğrenin ve kullanın.
- Araba: Paylaşma yolculuk ayak izinizi azaltmak için işe giderken arabanızı paylaşabilirsiniz.
Karbon Ayak İzinde En Büyük Payı Olan Faktörler Şunlardır:
- Enerji tüketimi: Ulaşım, endüstriyel işlemler, elektrik ve fosil yakıt kullanımı yüksek miktarda enerji tüketimine sebep olur.
- Sanayileşme: 20. yüzyılın ortalarından itibaren sanayileşmeyle birlikte karbondioksit salımı kontrolsüz ve çok hızlı bir şekilde arttı ve artmaya devam ediyor.
- Hayvancılık: Artan et tüketimiyle birlikte besi hayvanlarının seri üretime geçmiş olması atmosfere fazla miktarda metan gazı salınımına neden olmaktadır.
- Atık maddeler: Hangi işlem ya da aktivite sonucu olursa olsun, Dünya’daki atık madde miktarı oldukça yüksek bir seviyede. Bu durum aynı zamanda Dünya’nın doğal kaynaklarına ve yaşam alanlarına da zarar veriyor.
- İnsan faaliyetleri: İnsanların günlük hayatlarında birçok işi verimli ve hızlı bir şekilde yapma adına edindikleri alışkanlıklar da karbon ayak izinde büyük bir paya sahip.
Bir şeyler satın aldığınız zaman, bu ürünlerin nerelerde üretildiğini ve üretimde hangi maddelerin kullanıldığını göz önüne alın.
- Şişe suyu
Çoğu Avrupa ve Kuzey Amerika ülkesinde musluk suyunu kullanma konusunda herhangi bir sakınma olmamasına rağmen insanlar şişe suyu alma konusunda ısrar etmektedir. Eğer şişe üzerinde volkanik kaynaklardan geldiği konusunda bir ibare varsa uzak bir yerden ithal edildiğinden emin olabilirsiniz. Suyun nakliyesinin karbon Ayak izini hayal edin. - Uzak mesafelerden gelen yiyecek ve içecekler
Süpermarkete gittiğiniz zaman satın aldığınız yiyeceklerin hangi ülkeden geldiğini anlamak için etiketine bakınız. İngiltere’de sonbaharda Yeni Zelanda elması almaya gerek yoktur ama insanlar buna pek dikkat etmezler. Dünyanın öteki ucundan gelen bir şişe şarabı satın alırken iki kez düşünün; çok daha fazla, ama çok daha az yol katetmiş yerel şarap bulabilirsiniz. Yapacağınız en iyi şey kendi meyve ve sebzelerinizi kendi bahçenizde yetiştirmek olacaktır. Bir elma ağacı diktiğinizde hem bir sürü mevyeye sahip olursunuz hem de bu ağaç atmosferdeki karbon miktarının azaltılmasına katkıda bulunur. - Et tüketimi
Et tüketimini, özellikle kırmızı et tüketimini azaltın. - Uzak ülkelerden gelen elbiseler
Satın almadan önce elbiselerin etiketlerini kontrol edin. Eğer 1000 milden daha uzak bir ülkeden gelmişse başka elbise aramaya devam edin. - Fazla ambalajlanmış ürünler
Gereksiz ambalaja sahip ürün ve hizmetlerden uzak durun. Daha fazla söze gerek var mı?
Karbon Ayak İzi Hesap Makinesi sayesinde kişisel olarak dünyaya bıraktığınız zarar hesaplanabiliyor. Evde ( elektrik, doğalgaz, sıvı yakıt, kömür,LPG), uçuş sırasında ve araba, motosiklet, otobüs vs. kullanırken Dünya’ya ne kadar CO2 salınımı gerçekleştirdiğinizi görebilir ayrıca; yaşam tarzınızla ilgili verdiğiniz bilgilerle bu duruma dolaylı katkınızı da hesaplayabilirsiniz.
Bir De Ülkelerin Karbon Ayak İzine Bakalım
ISO standardı ve Sera Gazı Protokolü, karbon ayak izinin küresel bir sorun olduğuna işaret eder. Bu sayede de karbon salınımı yüksek olan şehirleri ve ülkeleri, yani zararın sorumlularını tanımamızı sağlar.
Karbon ayak izi kavramı, 2000’li yılların ortalarında ekolojik ayak izi araştırmaları sırasında ortaya atıldığından beri şirketler, çevre toplulukları, üniversiteler ve bilim insanları yüzlerce farklı çalışmalar yaptılar. Bu sayede kişilerin, kurumların, şehirlerin, ülkelerin karbon ayak izlerini tahmin etmeye çalıştılar.
Şimdiye kadar yapılan en kapsamlı ve güncel karbon salınımı hesaplamaları ise, raporları 2018 yılında açıklanan ve ABD, Çin, İngiltere, Norveç, İsveç, Japonya gibi dünyanın pek çok ülkesinden bilim insanının ortak çalışması olan Gridded Global Model Of City Footprints (GGMCF) modeli.
Araştırmacılar 13.000’den fazla şehir üzerine çalışmalar yapmış ve sorumlu ilk 500 şehri karbon ayak izi, ülke, nüfus, kişi başına düşen emisyon ve ülke içindeki sıralamalarına göre listelemiş.
Çalışma sonuçlarından ana bulgularını şu şekilde sıralayabiliriz:
Karbon Ayak İzi En Yüksek İlk 10 Şehir Sırasıyla;
- Seul (Güney Kore)
- Guangzhou (Çin)
- New York (ABD)
- Hong Kong (Çin)
- Los Angeles (ABD)
- Şanghay (Çin)
- Singapur (Singapur)
- Şikago (ABD)
- Tokyo (Japonya) ve
- Riyad (Suudi Arabistan)
Araştırmaları yapılan şehirlere göre karbon ayak izi en yüksek ilk 10 ülke ve bu ülkelerin en yüksek salınıma sahip 3 şehri ise;
- Çin (Guangzhou, Hong Kong, Şangay)
- ABD (New York, Los Angeles, Şikago)
- Hindistan (Yeni Delhi, Kolkata ve Mumbai)
- Rusya (Moskova, St. Petersburg, Novosibirsk)
- Japonya (Tokyo, Osaka, Nagoya)
- Almanya (Köln, Berlin, Hamburg)
- Güney Kore (Seul, Pusan, Taegu)
- İran (Tahran, İsfahan, Meşhed)
- Birleşik Krallık (Londra, Manchester, Birmingham)
- Kanada (Toronto, Montreal, Vancouver)
Ekonomik olarak en büyük ve en çok tüketime sahip şehirler, birçok küçük ülkeden daha fazla karbondioksit yayıyor. Dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşarken sadece 100 şehir tüm dünyanın neden olduğu karbon emisyonlarının %18’ini oluşturuyor.
Çoğu ülkede, en yüksek salınıma sahip ilk 3 şehir ulusal emisyoların ¼’ünden fazlasını oluşturuyor. En yüksek salınıma sahip 200 ilden 41’i, toplam ve kişi başına denk gelen emisyonun düşük olduğu ülkelerde bulunuyor. Örnek şehirler olarak Dakka, Kahire ve Lima’yı verebiliriz.
Büyük ve yüksek gelirli şehirler için toplam Kapsam 3 ayak izi kentin doğrudan emisyonundan çok daha yüksek seviyede. Elektrikli olmayan araçları sınırlandırmak, %100 yenilenebilir elektrik gerektiren araçları artırmak gibi radikal de-karbonizasyon önlemleri şehir sınırlarının ötesinde önemli miktarda emisyon azalmasına neden olabilir.
Zengin, yüksek tüketime sahip ve karbon ayak izi de yüksek olan bölgeler, ortalama gelire bağlı olacak küçük bir yatırımla bile büyük oranda emisyon azalmasını sağlayabilir. Şehir düzeyinde alınacak önlemlerle, ulusal ve küresel boyutta anlamlı iyileştirmeler yapılabilir.
Türkiye’de Karbon Ayak İzi
GGMCF’ye göre Türkiye’den 6 şehir, dünyada en yüksek karbon ayak izine sahip 500 il arasına girmiş durumda. Şehirler İstanbul, Ankara, Antalya, Bursa, Kayseri ve Gaziantep olarak belirlenmiştir.
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de karbon ayak izi, ekolojik ayak izinin en büyük bileşeni konumunda. Doğal gaz ve ham petrol gibi fosil yakıtları ana enerji kaynakları olarak kullanan Türkiye aynı zamanda bu kaynakları ithal etmek zorunda. Üstelik enerji kullanımı ve üretimde yurt dışına bağlı olmak cari açığa en çok neden olan unsurlardan bir tanesi. Karbon ayak izini direkt artıran bu etmenlere baktığımızda ülke olarak bu seviyeyi düşürmenin zor olduğunu düşünebiliriz. Ancak bir avantajımız bulunuyor.
Hidrolik, güneş, rüzgar, jeotermal gibi yenilebilir enerjiler, fosil yakıtlara bağlılığı önemli oranda azaltacak belki de tek kaynak. Türkiye ise henüz sadece küçük bir kısmını kullanabilse de, bu kaynakları üretmek için yüksek bir potansiyele sahip.
Bunun yanında küçük bölgelerin şehirleri, şehirlerin ülkeleri, ülkelerin birbirlerini etkileyeceği düşünmemiz gerekir. Dünya olarak birçok açıdan geç kalınmış olsa da bölgesel ve küresel çalışmalarla hem yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek hem de karbon ayak izi azaltma yöntemleriyle geleceğe dair umutlu olmak için hala nedenlerimiz var.
KENDİNE VE GEZEGENE İYİ BAK!!!