Erken gelen perşembe; milyonlarca insanın öldüğü 1. Dünya savaşında en karlı çıkan ülke ABD olmuştur. Savaştan önce birçok ülkeye borcu olan ABD yaptığı hamleler ile dünya ekonomisinin %40’ını oluşturur hale gelmişti.
Ekonominin Canlandığı Yıllar
1920’li yıllar ekonominin canlandığı piyasanın hareketlendiği her bahçede arabanın her tencerede tavuğun olduğu yıllardı. Bankalardaki hisseler yüklesen borsa ile değerlerine değer katarken halk lüks hayatın sarhoşluğunda idi. Hükümet ise bu sarhoşluğun kalıcılığına kendini o kadar kaptırmıştı ki 1. Dünya savaşı sırasında verdiği kredilerin geri dönüşünü umursamak şöyle dursun, Amerikan ekonomisinin yarısını oluşturan 200 holdingin birinin dahi batmasıyla yaşanabilecek krizi görmez olmuştu. Hükümetin güvendiği özelleşmiş yatırımlar, yetersiz olan bankaların ve ekonominin altındaki boşluktan başka bir değeri olmayan kanunların önemini çok sonra anlayacaklardır.
3 Ekim 1929’a gelindiğinde durmaya başlayan borsanın hisse senetlerinin üzerindeki düşürücü etkisi görülmeye başlamıştı. 23 Ekim 1929 Çarşamba günü 2,5 milyon hisse senedinin satılmasıyla krizin ilk fitili de ateşlenmişti. 4 Ekim 1929 perşembe günü 13 milyon hissenin satılmasıyla altüst olan bankaların aldıkları tüm zamansız önlemlere rağmen kriz başlamıştı.
Beklenen Krizin Beklenmeyen Sonuçları
Ekonomisi sanayiye dayanan Amerika’da çıkan kriz, oluşturulan o özel ekonomiyi altüst ederken devlet müdahalesini zorunlu kılmıştı. İşsizliğin ve evsizliğin önüne dahi geçilemezken insanların zenginliğin verdiği sarhoşluktan uyanması acı olmuştu. Birçok insan kendini öldürmüş, ruh sağlıklarını kaybetmişti. 4000’e yakın banka kapanmıştı.
Türkiye’de bu krizden etkilenmiş Amerika ve birçok ülke gibi devletçilik ilkesine geçmiş ve ihracatı kısıtlamıştı. Ekonomisi tarım olan Rusya krizden çok etkilenmemişti.
Birçok genel kültür kitabından kara perşembe olarak yer alacak olay ancak milyonlarca insanın ölümüne neden olan 2. Dünya savaşında etkisini kaybedecektir.
Konu ile ilgili güzel bir belgesel