Malumunuz 2017 YGS-LYS serüveninin tercih dönemi ve ardından sonuçların açıklandığı yerleştirme dönemi tamamlandı. Sonuç olarak birçok genç ve hevesli arkadaşımız azim ve istikrar ile çalışmanın meyvesi olarak mühendislik fakültesine yerleşti. Kimileri ise istediği bölüm-üniversite gelmediğinden sınava bir kez daha hazırlanma kararı alarak çalışmalara tekrar başladı. Peki mühendislik fakültesini kazanmak, başarılı bir şekilde lisans eğitimini tamamlayıp “Mühendis” ünvanını almak yeterli mi?
Ülkemizde her yıl binlerce öğrenci üniversitelerin mühendislik fakültelerinden bir şekilde mezun oluyorlar. Fakat mezun olan mühendis adaylarının önemli bir kısmı yalnızca mezun olmaya odaklı bir şekilde eğitimini tamamladığı için mezuniyetten sonra ne yapması gerektiğini tam olarak bilmiyor. Bu süreç içerisinde bulunduğu dönemde oluşan stres ve baskı ile istikrarlı karar verme yetisini yitirerek heves kırıklığı içerisinde çözüm arayışına giriyor. Dolayısı ile istemediği bir alan/işte çok cüz-i miktarlarda çalışmak zorunda kalıyor. Bu bağlamda, mühendislik alanında bir iş sahibi olan kişi bilir ki; üretimi yapılan bir ürünün üretim süreci tamamlandığında açığa belli başlı problemler çıkabilir.
Bu problemlerin henüz üretim aşamasında dinamik değerlendirmeleri yapılmalı ve karşılaşılabilecek problemlere şimdiden alternatif çözümler üretilmelidir. Konumuza paralel olarak, fakülteden henüz mezun olmamış mühendis adaylarının her şeyden önce mezun olduklarında karşılaşabilecekleri problemlere çözüm olarak hayata geçirebilecekleri bir A, bir B ve bir de C planı olmak zorunda. İdealist bir mühendisin sistemin zorbalığına ve karmaşasına boyun eğmeden prensipli bir biçimde planlarını uygulama, karşısına çıkan her duvarın üstünden bir şekilde atlama, her krizden ders çıkartıp kendini geliştirme zorunluluğu vardır. Tarihe isminizin yazılmasını istiyorsanız mücadele etmek zorundasınız. Denemek zorundasınız. Yoksa her daim sistemin karmaşasına, eksikliğine, yetersizliğine küfreden fakat sistemi iyileştirmek için kılını kıpırdatmayan “sözde mühendislerin” sofrasında çay içerken bulursunuz kendinizi.
Yani sayın okurlar, mevzu “mühendis” ünvanını almak ile bitmiyor. Asli olan idealist, prensip ve vizyon sahibi bir mühendis olabilmek. Asli olan hayallerin peşinden koşarken yorulmamak. Her düştüğünde bir öncekinden daha hızlı bir biçimde ayağa kalkabilmek. İşin yalnızca maddi getirisine odaklanmadan günümüz biliminin geldiği noktaları daha yukarıya taşıyabilmek. En önemlisi, küçük – büyük demeden herkesi bilinçlendirip mevcut sistemdeki açıklığı, eksikliği giderebilmek, en azından denemektir.
Teknoloji ile kalın!