Doğumdan ölüme kadar evreler geçirir insan. Hayatının her döneminde farklı birine dönüşür. Her kazandığı bilgi ve tecrübe ile yeni düşünceye sahip olur ve onu savunur. Peki aslında insan nedir? Sadece dünya üzerindeki yaşamını devam ettirmeye çalışan, zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için hayatla mücadele eden, yaşama alışmaya çalışan bir varlık mıdır?
Çoğu felsefeci, insanın düşünebilen, sorgulayan, toplumla birlikte yaşamaya çalışan bir hayvan olduğunu savunur, insanın hayvani yönünü ortaya koyduğunu söyler. Gerçekten insan varlığını sürdürmek, hedeflerine kavuşmak, lider koltuğuna oturmak için hayvani yönünü ortaya koyan bir canlı mıdır?
İnsan, yeryüzündeki en yüce varlık olarak yaratılmış; düşündüğünü elde edebilen, bilgi üretebilen, keşfedebilen, üreyebilen, bunların yanında en güçlü silah olan dille düşüncesini harekete geçiren bir varlıktır. İnsan sevmek üzerine yaratılmış, doğduğumuz anda annemizle bir bağımız olur ve onu koşulsuz severiz, nefreti bilmeyiz doğduğumuzda ama şefkati biliriz, hissederiz. En iyi yaptığımız şey sevebilmekken biz arzu ve isteklerimizin doğrultusunda, hayat standartları dediğimiz o refah düzeyde yaşayabilmek için gözümüzü karartıyoruz ve insanlığımızı unutup sadece yaşamaya, en iyi seviye hangisiyse ona ulaşmak için alttakinin sırtına basarak yukarı tırmanmaya çalışıyoruz, işte burada hayvanlaşıyoruz.
Duygularımızı empati kurarak kullanmıyoruz, azmimizi ve kazanılacak olan şeyi düşünerek hırçınlaşıyoruz, hedefe ulaştıkça da daha doyumsuz oluyoruz. Halbuki sevmeyi öğrensek; bir ağacı, gökyüzünü, denizin dalgasını, kışın ilk karını, sevmekle insanlaştığımızı görsek, o zaman en büyük sanatçı olduğumuzu keşfedeceğiz. Sevmekle iyi olduğumuzu, paylaştıkça çoğaldığımızı, daha güzel işler yaptığımızı göreceğiz. Gelecek nesillere şiddet ve savaşın hüküm sürdüğü değil de, bahar dalı gibi üstü tomurcuklarla dolu ucundan açmaya yüz tutmuş, güneşli günlerin hakim olduğu dünya bırakarak ölümsüzleşeceğiz. Sevmenin bize iyilik yapmayı öğrettiğini, iyilik yaparak mutlu olduğumuzu ve mutluluğun paylaştıkça çoğaldığını, gülümsemenin bulaşıcı olduğunu göreceğiz.
İyi ve kötü biri olmanın kendi irademizde olduğunu unutmayarak, güzel tercihlerin bize güzel kapılar açtığının farkına varmalıyız.
Bugün olduğumuzdan daha iyi, daha başarılı, daha mutlu bir insan olmak dileğiyle …