Bu yazım diğer yazılarımdan farklı olarak bir konuyu açıklamaktan ziyade o konudaki terimleri tanıtabildiğim ölçüde tanıtmak olacaktır. Konumuz Hi-Fi ve araştırmaktan en çok zevk aldığım konu olduğu için yeterli veriyi size sağlayabileceğime inanıyorum. Hi-Fi çok geniş bir alana hitap ediyor, inanıyorum ki bini aşkın terim var. Bu sebeple en bilinen terimleri açıklamakta fayda görüyorum. Değinmediğim bazı terimler olacak, onların anlamını daha önceki yazılarımda bulabilirsiniz. Bir sözlük edasıyla ilerleyeceğim, merak ettiğiniz terimlere direkt bakabilirsiniz.
Amplifikatör: Ses sinyalini dijitalden analoğa çevirecek cihazdan aldıktan sonra belirli bir seviyede yükselten cihaza denir. İdeal bir amplifikatör sanılanın aksine ses kalitesini arttırma amacı taşımaz, asıl amacı aldığı sesi minimum bozulmada yükseltmektir. Ortalama amplifikatörler ses sinyali üzerinde kırpılmalara sebep verebilir. Güç (Power) ve ön (Pre) amplifikatör olmak üzere iki çeşitleri vardır, güç amplifikatörü sadece güç katı ihtiva ederken, ön amplifikatör ton (Ekolayzır) katı gibi çeşitli kaynaklar içerebilir ve kaynaklardan (CD çalar gibi) seçim yapılmasını sağlayabilir.
Analog: Analog olandan kasıt insanın algılayabildiğidir. Sinyal olarak düşündüğümüzde dijital olmayan her türlü sinyali bu sınıfa sokabiliriz. Kulağımıza gelen ses gibi. Algılayabildiğimiz her şeyin analog olduğu söylenebilir. Gördüğümüz gök kuşağındaki her renk veya bir cismin ağırlığı gibi. Analog bir sinyalin dijital sinyalden temel farkı matematiksel olarak sürekli olmasıdır.
Bas: Bastan kastımız bas, yani düşük frekans seslerdir. Temel olarak insanın duyma aralığı da düşünüldüğünde 20 Hz ve 200 Hz arasındaki seslerin bas ses olduğu söylenebilir. Her ne kadar 200 Hz – 500 Hz arasında da bir tok ses durumu olsa da, bu sesler daha çok orta bas (Midbass) sınıfına girer.
CD: Üzerinde içerdiği veri lazer sayesinde okunabilen ve dijital veri taşıyan bir saklama birimi. Günümüzde ses dosyalarını saklamak için kullanılan en yaygın saklama birimidir ama DVD Audio ve Blu-ray Audio gibi saklama ortamları da bulunmaktadır.
Dijital: Dijital olandan kasıt bilgisayarın algılayabileceği, ikili tabanda işleyen verilerdir. Bilgisayarınızda işlenen her verinin dijital, dış dünyaya aktarılan verilerin de analog olduğu söylenebilir. Dijitalden analoğa aktarılan veriler, en kaba tabiriyle Dijital (Sayısal) – Analog dönüştürücü (DAC) tarafından çevrilir, tam tersi ise Analog – Dijital çevirici, (ADC) ile sağlanır. Dijital veriye Hi-Fi tabanında örnek verecek olursak, buna MP3, FLAC, DSD gibi örnekler verilebilir. Daha detaylısını bir önceki yazımda bulabilirsiniz.
Ekolayzır: Her ne kadar sesin doğallığına etki ettiği durumlar çokça olsa da, dengeleme işlemini yapar. Belirli frekanslar için frekansın desibel değerini arttırıp, azaltabilirsiniz. Her ne kadar frekans çubuğunun altında belirli bir frekans değeri de yazsa, belirli bir frekans aralığına hitap edersiniz. Bu işin ehli olan kişiler tarafından belirli bir bütçenin üzerindeki sistemlerde kullanılmaması gerektiği söylenir ama kişisel zevkinize kimse karışamaz.
Frekans Eğrisi: Hi-Fi dünyasında frekansın tanımlanması büyük önem taşır. Bir kulaklığı veya bir hoparlörü alırken onun genel ses karakteri hakkında belirli bir seviyede fikir alabilmek için frekans eğrisine bakarsınız. Eğriler belirli frekanslar için baskın olsa da, genelde iyi bir kulaklık için bile en ufak frekans bölgesinde dahi oynamalar görülebilir. Sesi işleyen müzik çalar gibi bir cihazda ise, bu eğrilerin mümkün olduğu düz olması beklenir. Aşağıda HD 800 gibi bir kulaklık için frekans eğrisi verilmiştir.
Mid sesler: Orta frekansı temsil eden seslerdir. Genel olarak insan sesleri bu aralıkta yer alır. Frekans bandı olarak ise 500 Hz – 2 kHz arasını söyleyebiliriz.
Pikap: Plak dediğimiz, çoğumuzun nostalji yapabileceği ve tamamen analog ses içeren bu saklama birimlerini çalan cihaza denir. Ucunda ufak bir iğne içerir, bu iğne sayesinde plak üzerindeki son derece ufak girinti çıkıntılarla beraber ses okunur. CD’den daha kaliteli olduğunu söyleyenler mevcuttur, daha cana yakın (Sıcak) çalmasından dolayı bu kabul görebilir ama son gelişen son dijital ses teknolojileri ile artık en iyisi olarak referans gösterilmesi beklenmemelidir.
RMS: Root Mean Square, yani karekök ortalama ismini alan bu terim, bir cihazın çıkabileceği pik değerin, ortalama değerine oranını ifade eder. Hoparlörde RMS değerine bakmak her zaman daha iyidir.
Sinyal – Gürültü oranı: Adı üzerinde ses sinyalinin arka plandaki gürültüye oranıdır, desibel cinsinden ifade edilir. Örneğin, 10 tabanında 20log(Cihazın çalabileceği maksimum verinin bit değeri) bu oranın hesaplanmasında kullanılır. Örneğin cihaz 16 bit ise (Logaritma hesabına göre 96 çıkıyor ve buna “Dinamik Aralık” da denir) ve sinyallerin görece karmaşık karşılaştırmasından çıkan değeri (1.76) bit değerinden gelecek değere eklersek, ideal bir 16 bit müzik çaların 98 dB SNR (Kısaltılması) değerine sahip olması beklenir. (Sinüs işaretin maksimum değeri ile ortalama değeri arasında 2’nin karekökü kadar bir fark vardır, 16 bitlik dijital sinyalin yapısından gelen 3’ün karekökü değerinin sinüs sinyalinden gelen değere bölünmesi sonucunda elde edilen değerin 10 tabanında 20log değeri alınmasıyla 1.76 elde edilir) Görece daha karmaşık bir denklem olarak, örnekleme frekansı, cihazın sahip olduğu frekans aralığının 2 katına bölünür ve bunun 10 tabanındaki logaritma değerinin 10 katı alınır. Böylece nihai SNR sonucuna ulaşılır. 16 bitlik bir cihazın 95 dB SNR değeri çok parlak değilken, 100 dB olması çok daha iyidir. Kastımız ses yüksekliği değil. Dilerim bu karmaşık hesaplama ilgilileri memnun eder. Pratikte 124 dB SNR değeri geçilemez.
Tiz: En yüksek frekanstaki seslerdir. Genel olarak 2 kHz ve 8 kHz arasındaki sesler tiz sesler sınıfına girer. 8 kHz’ten sonrası aşırı sinir bozucu seviyede tiz sesleri oluşturduğu için her ne kadar insanlar duysa da, bana kalırsa bir önemi yoktur, zira ortalama bir müzikteki enstrümanlar bu değere genel olarak ulaşmaz.
Toplam Harmonik Bozulma: Temel sinyalin dışında ufak da olsa gerilim salınmaları gerçekleşebilir ve sesten hoşnutsuz kalmamıza sebebiyet verebilir. İyi cihazlarda bu salınımlar minimum seviyeye iner, milyonda 1 gibi. SNR’dan farkı, SNR sinyal üzerindeki bozulmaları ölçerken, THD (Kısaltması) ek gerilimlerin ölçümüdür. Benim bildiğim bu şekilde. Sizin anlayacağınız doğru sesi elde etmek oldukça meşakkatli bir iş. Okuyan herkese teşekkür ederim, yeterli bilgiyi verdiğimi düşünüyorum ama merak ettiğiniz diğer terimleri veya sormak istediğiniz terimleri sorabilirsiniz.