Havadan Havaya Füzeler

Kuşkusuz havadan havaya füzeler başta hava hakimiyeti olmak üzere önleme, savunma görevlerinde hayati önemlere sahip donanımlardır. Tarihsel gelişiminde ilkleri, yine makineleşmede aklımıza ilk gelen ülkelerden Almanya’ya dayanmakta. İkinci Dünya Savaşı’nda Ruhrstahl X-4 geliştiren Almanya’nın bu teknolojiyi ortaya çıkarmasındaki en büyük etken ABD’ye ait B-17 bombardıman uçaklarıdır. Savaşta ABD B-17’lerinyle birlikte İngiliz ve yine ABD avcı uçaklarına karşı daha da fazla zayiat vermemek için bu füzeyi geliştirmiş ve bombardıman uçaklarda bir nebze zarar verse de yine çok başarılı olamamış ve üretim sıkıntılarından dolayı bu füzeyi seri üretime alamamıştır.

ruhrstahl x-4Jet uçaklarının tarih sahnesine çıkması kuşkusuz askeri mühimmat teknolojisinde çağ atlamada en büyük rolü üstlendi. Güç, hız kavramlarını elde edilmesiyle bu özelliklerinin nasıl ve ne şekilde en verimli kullanılacağı, düşmana en çok zararın nasıl verilebileceği gibi parametreler mühimmat gelişimini hızlandırdı. Jet uçaklarının sahnede olduğu ilk savaş sayılabilecek Kore Savaşı’nda namlu silah sistemleri kullanılmış ve bu sistemlerinin yeterli seviyeyi sağlayamaması nedeniyle ABD tarafından AIM-4 Falcon füzesi, 1954 yılında geliştirilmiş ve Sovyet bombardıman uçaklarını önlemesi amaçlanmıştır.

aim-4 falconBu füzeler ABD jetlerine takılmış fakat ilk denemesinin acemiliği sayılabilecek bazı hatalara oluşmuş ve AIM-4 istenen kriterleri tam olarak sağlayamamıştı.

Güdümlü füze sistemleri üzerine çalışma yaparak AIM-9 Sidewinder füzesini geliştiren ABD, bu çalışmada Alman teknolojisinden yararlandı ve AIM-9 ile ilk kızılötesi güdümlü füze unvanını elde etti. AIM-4’in faal görevlere alındığı yıllarda deneme atışları yapılan AIM-9, sonraki yıllarda operasyonel faaliyete alınmıştır.

F-16’larda kanat uçlarında bulunan AIM-9 Sidewinder füzeleri

aim-9 sidewinderKızılötesi Güdüm Sistemi

Kızılötesi, ısıl izleri algılayan bir platformdur. Kızılötesi başlıklarla donatılan füzeler tespit edilen hedefin ısıl izlerini izleyerek hedefi bulurlar. Küçük not olarak, F-35’lerde lanse edilen, çok uzun mesafelerden hatta düşman radarları tarafından dahi tespit edilemeden düşman uçağına vurabilecek füze sistemleri bu sınıfa dahil edilemez. Kızılötesi sistemleri ağırlıklı olarak yakın mesafe hava muhaberelerinde yani it dalaşında kullanılabilen sistemlerdir.

Kızılötesi Güdüm sistemini yanıltmak için uçaklarda da aldatıcı donanımlar bulunur. Flare bu olayın tam karşılığıdır. Türkçe karşılığı ani parlama, alevlenme, ışıma olan flare, savaş uçaklarında ısıl izleri değiştirmek ve güdüm sistemini yanıltmak için kullanılır.

ani parlama

Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki gösteri ekiplerinden Solotürk’ü izleyenlerin gösteri sırasında tanık olduğu bir manzarada flare atılmasıdır.

solo türkAIM-120 AMRAAM

Amerikalı üretici Raytheon tarafından 1980’lerin sonunda geliştirilmiş aktif radar güdümlü, birden fazla hedefe kilitlenebilme özelliklerine sahip tarihteki en başarılı füzelerden biridir. Kullanımı günümüz itibariyle devam etmektedir. Füzenin ilk modeli AIM-120A olmakla birlikte B,C ve serinin son versiyonu D bulunmaktadır. Tüm Amerikan ve çoğu Avrupalı uçaklarda kullanılabilen orta menzilli, 3.65 m uzunluğa sahip, aktif radar güdüm sistemi barındıran, katı yakıtlı roket motoruyla itici güç sağlayan bir füzedir. Hava Kuvvetlerimizde bu füzenin kullanıcısıdır. Ayrıca F-35’lere AIM-120 AMRAAM entegrasyonu gerçekleştirilmiştir.

aim-120 amraam tsk f-35-aim-120Radar Güdümlü Füze

Radar güdümünü yüzeysel olarak şu şekilde açıklayacağım. Kızılötesinden farklı olarak bu füzeler hedefini ısıl izler ile değil fırlatıldığı platform üzerindeki radarın kilitlenmesi ve hedefi üzerinde bulunduğu kendi radar sistemi ile takip ederek ulaşması teknolojisidir. Yarı aktif radar sistemlerinde hedef menziline girene kadar fırlatıldığı uçağın sistemini kullanmakta ve bunun sonucunda uçağını radarda açık etmekteydi, bu da doğal olarak bir tehlike oluşturmaktaydı. AIM-120 AMRAAM’da bu sistemler geliştirilerek at-unut fire-and-forget adını aldı. Yarı aktiften farklı olarak fırlatıldığı uçağın radarındaki sinyalleri kullanmak yerine fırlatılmadan önceki dataları kendi veri bilgisayarına aktarmakta ve bu datalar doğrultusunda hedefe doğru ilerleyeren fire-and-forget’a sahip AIM-120, hedef taarruz menziline yaklaştığında ise üzerinde bulunan radarı aktif edip hedefi saptamakta ve füzeyi hedefe yöneltmektedir. Kızılötesi füzelerde bahsettiğimiz üzere bu sistemler uzun mesafeli, uzun menzil hedeflerinde kullanılırlar.

Keyif aldığınız bir makale olduğunu umarım. Yorumlarınızı lütfen belirtiniz.

Sağlıcakla kalın!

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

4 Yorum

Subscribe
Bildir
guest
4 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları göster
Arıcılık Malzemeleri

Yeni Yazılar

Mühendislik Maaşları

Bunları Gördünüz mü?