Global anlamda komplo teorilerine esin kaynağı olan bir tesis UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alabilir mi? Eğer alırsa, Alaska’da iyonosfer üzerinde çalışan ve iddia edenlere göre ölümcül tayfunlara sebep olan Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı’ nın kapanmasını engelleyecek tek yol budur.
Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nın aksine, HAARP tesisi, alışılmamış bir şekilde hem askeri hem de sivil hizmette kullanılıyordu. 80’lerin ortalarında tasarlandı, ama Soğuk Savaş’ın bittiği ve inşaatın başladığı 1993 yılında tesis kendini net bir hedefi olmayan bir konumda buldu.
Tehlikeli İklim Kontrol Silahı Haarp Kapatılıyor
Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, DARPA ve Alaska Üniversitesi tarafından ortaklaşa finanse edilen, 290 milyon dolarlık tesis, yaklaşık 120 dönümlük bir alan üzerinde aralıklı 180 çapraz dipoller şeklinde yayılmış koordinat dizilerinden oluşmuştur. Toplamda, bu tesis 3600 kW’a kadar yayın gücü üretebilir. Bu da bilim adamlarına dünyadan 100 ile 600 km yukardaki yüklü parçacıkların nasıl davrandığına ilişkin temel fizik araştırmaları yapma fırsatı sağlamaktadır.
HAARP’ın bilinen amaçlarının arasında teşhis etmek, araştırmak ve mümkünse gelecekte Savunma Bakanlığı’nın komuta, kontrol ve iletişim yeteneklerini geliştirmek için hizmet vermek vardır. İncelenecek araştırma konuları arasında çok düşük ve son derece düşük frekanslı dalgalar kuşağı, jeomanyetik alandaki düzensizlikler kuşağı, elektron ivmelendirme ve atmosferin üst katmanlarındaki olayların incelemesi konuları bulunmaktadır. Ama, bu ayın başında, askeriye bu yaz HAARP’ın faaliyetini durdurmak niyetinde olduğuna dair Kongre’ye resmi bir açıklama yaptı. Hava Kuvvetleri Bilim, Teknoloji, Mühendislik Sekreteri Yardımcısı David Walker “Gelecekte ihtiyacımız olan bir alan değil ve bu araştırma fonları daha iyi bir yere harcanabilir” dedi ve iyonosferi idaret etmenin diğer yolları üzerinde çalıştıklarına değinerek bitirdi.
HAARP’ın kurulduğundan bu yana, Walker’ın yaptığı türden açıklamalar komplo teorilerine ilham kaynağı olmuştur. Daha dün bir Sırp bilimci ülkesindeki son sel felaketi için HAARP’ı şöyle suçladı: “Sanki gökyüzü açıldı ve deniz suyu oradan aniden boşaldı. Bunlar görmeyi beklediğimiz tipik yağmur damlacıkları değildi. Bu HAARP’ın ne ilk ne de son olacak tasarladığı bir hava durumu kontrolü durumuydu.” Ve geçen hafta, bir meteorolog, Ohio Star Academy Okulu’nda bir konuşma yapması için davet edildi. Bir öğrenci ona “HAARP’ın iklimi kontrol ettiği sürece ve size ihtiyaç kalmadığında ne çeşit bir işte çalışmak isterdiniz?” diye sordu. Öğrenci bu soruyu fen bilgisi dersinden öğrendikleri sonucunda sormuştu.
UZUN VE KARIŞIK BİR HİKAYE
Derin sularda keşif yapan Sovyet denizaltılarının konumlarını öğrenmek için devletin başlattığı bir araştırma olan HAARP’ın kapatılması, hareketli geçmişine baktığımızda biraz hayal kırıklığına uğrattı. 1980’lerin ortalarında Washington, DC’de Deniz Kuvvetleri Araştırma Laboratuvarı’nda olan fizikçi Dennis Papadopoulos iyonosferde dolaşan yüklü parçacıkların birer anten olarak kullanılabileceği önerisinde bulundu. Zamanlaması manidardı. Çünkü Pentagon Birleşik Devletler’e (Gakona, Alaska) saldıran Sovyet bombardıman uçaklarını bulması için tasarlanan radar tesislerini devreden çıkarmaya başlamıştı.
Amerikan Savunma Bütçesi üzerinde hafife alınmayacak etkisi olan Alaska Senatörü Ted Stevens’ın federal parayı eyaletine akıtmakta üstüne yoktu. Bu nedenle HAARP, Stevens’a Alaska’da kurulacak olan bir askeri tesisi finansal açıdan destekleme imkanı sundu.
Soğuk Savaş’ın etkisi azalırken, Stevens son projesinden kendisini temize çıkarmak için yalnızca bir gerekçe gösterdi. Nature dergisi 2008’de konu hakkında şöyle yazdı.
“1990’da bir konferansta Stevens Kuzey Işıkları’ndaki enerjiyi dünyadaki enerji krizini çözmek için kullanılmak üzere yeryüzüne indirmekten bahsetti. Bu sebeple birçok fizikçi arasında alay konusu oldu. Diğer bir senatörün oğlu olan Nick Begich gibi diğerleri de HAARP’ın doğal gazları mikrodalgalara dönüştürerek gelecek olan Sovyet füzelerini etkisiz hale getirecek bir füze savunma silahı ya da kalkanı olduğunu iddia etmeye başladılar. Fikir alay edilerek ‘ölümcül kalkan’ olarak adlandırıldı. Hatta JASON savunma danışmanlığı grubu tarafından gözden geçirildi ve bir saçmalık olarak reddedildi.”
Soğuk Savaş bittiğinde, HAARP bir şeyleri araştırmakta olan bir araştırma tesisiydi. DARPA, HAARP’ın Dünya’nın çevresindeki uyduları hedef alacak yüksek irtifada gerçekleşen nükleer patlamaların sebep olacağı elektromanyetik bir darbenin etkilerine karşı koymak için çözümler üretmesi için kullanılması gerektiğini önermesiyle, fırsat HAARP için doğmuştu.
Güneş patlamalarından gelen radyasyon, GPS sinyalleri üzerinde iyonosferik etkiden dolayı meydana gelen parazitler, atmosfere giren meteorlar üzerinde gözlem yapma gibi birbirinden önemli konular hakkında araştırma yapma imkanı vardı.
Gökyüzünde göz tarafından görülebilen ilk üretilmiş aurora ile aydınlatan yapay bir kısmî iyonosfer oluşturdukları proje, HAARP’ın en önemli projelerinden biriydi.
FOLYODAN ŞAPKALILAR TAKIMI
Yıllar boyunca, HAARP kuraklığa, sellere, fırtınalara hatta depremlere sebep olan gizli bir iklim kontrol silahı olduğunu iddia eden komplo teoricileri için popüler bir hedef oldu. Venezuela’nın lideri Hugo Chavez, Birleşik Devletleri Haiti kıyılarında güçlü bir depreme neden olmakla suçladı. (İran’ı hedef alan bir deney). Bir Rus askerî yayını HAARP’ın dünyanın manyetik kutuplarını değiştirebilecek bir elektron dizisini tetikleyebileceği konusunda uyardı. Basitçe konuşmak gerekirse, dünyayı alabora olabileceğine dikkat çekti.
HAARP neden komplo teoricilerini çeken bir proje oldu?
Genel olarak, iyonosferin kontrol edilmesini gerektiren olaylarla uğraştığından ve bu görevin kötülük habercisi olarak düşünülmesinden dolayı çekici bir projeydi. Ayrıca tesisin yaptıkları her zaman anlaması kolay olmadığı ve amacının biraz şüpheli olması denilebilir. Alaska Dispatch şu şekilde aktardı.
“HAARP’ı komplo eleştirisine açık bırakan neden basit. Diğer eyalet fonlarından nemalanan araştırma tesisleri gibi kapılarını açmıyor ve kamuya yaptıkları araştırmanın önemini anlatmak için çaba gösteriyorlar.
Eğer Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nı (bir Manhattan Projesi, çok gizli nükleer teknolojiye odaklanan ve oldukça büyük bir bütçesi olan dönemsel bir tesis.) Ziyaretçi merkezine gidebilir ve bir tura katılabilirsiniz ya da hiçbir güçlük yaşamadan daha derin bir şeyler için rezervasyon yaptırabilirsiniz. Bunların aynılarını Manhattan Projesi’nin başka bir kolu olan New Mexico’daki Los Alamos’ta yapabilirsiniz. İki tesiste de gazeteciler gizlilik altında yapılmayan araştırmaya ulaşabilir veya araştırmacı ve bilim adamlarına direkt ulaşabilirler. Bunların hiç biri HAARP’ta mümkün değil.”
HAARP’ın kapanış duyurusu, Ulusal Akademiler’in Ulusal Araştırma Kurulu’nun yaptığı, tesisi ve içinde yapılanları öven, heyecan verici çalıştayından neredeyse tam bir yıl sonra olması HAARP’ın olağan dışı geçmişine göre ironik bir son oldu. Çalışma ayrıca HAARP’ın dünyanın radyasyon kuşaklarının doğasını anlayabilmemizi sağlayacak önemli gelişmeleri içeren araştırma kolları için büyük bir fırsat sunduğunu gösterdi.
Belki de, Birleşik Devletler’in inanmamızı istediği şey buydu.