İnsanlık tarih boyunca, harekete ihtiyaç duymuştur. Avlanmak, düşmanlardan kaçmak veya bir tarlayı sürmek, savaşmak; her şeyin temelinde bir yerden bir yere gitme ihtiyacı her zaman var olmuştur. Dünya tarihiyle doğru orantıda ilerleyen, gelişen teknoloji içerisinde çeşitli güç kaynakları kullanılmıştır. Bunlara kısaca bir göz atalım.
Hayvan Gücü
Başlangıçta mevcut tek güç kaslardı. Medeniyetler hayvan gücünden faydalandı. İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak için kendi kas güçlerini ve hayvanların kas güçlerini kullandılar. Atlara binerek onları ulaşım aracı olarak kullandılar. Bugün halen kutupta atların çektiği faytonlar, kurt köpeklerinin çektiği kızaklar bulunmakta ve kullanılmaktadır. İnsanlık hareket ihtiyacının ilk gelişmelerinde bunu birincil araç olarak kullanmıştı fakat gücün; daha net bir ifade ile kas gücünün bir sınırı vardı. Daha yüksek hızlara, daha büyük güçlere ihtiyaç vardı.
Su ve Rüzgar Gücü
Su üzerinde yolculuk daha hızlı ve güçlü bir hareket sağlayıcıydı. Akıntıyla yol alan insanlık rüzgara karşı yelken açmayı öğrendi. Ancak rüzgarla da istediklerini tamamen karşılamayan toplum istedikleri yere gitmek için kanallar inşa etti. Kanallarda hız sınırlıydı. Fakat insanlık gelişmeye devam etti.
Buharlı Motorlar
Aeolipil (“rüzgar topu”) adı verilen ilk buhar motoru MS 1. yüzyılda İskenderiye kahramanı bir Yunan tarafından icat edildi. Bir topun içerisinden tersi eksenlere yöneltilmiş iki borunun birinden çıkan buhar topun dönmesine sağlıyordu, Uzun bir süre sadece küçük bir prototip olarak kaldı. Bir makine olarak kullanılmadı. İlk kullanılabilir güç üreten buhar motoru, 1698 yılında İngiltere’de Thomas Savery tarafından geliştirildi. Bu motor kuyulardan su pompalamak için kullanılmıştı. 1712’de Thomas Newcomen ve 1769’da James Watt tarafından motor üzerinde yapılan iyileştirmeler ile gerçek manada bir güç sağlayan buhar motoru yapılmış oldu.
Bir silindire içerisine eklenen buharı soğutarak buharın yoğunlaştırıldı ve bu yol tekrarlanarak gaz hacmindeki hızlı düşüş pistonun hareket etmesine sağladı. Watt’ın çalışmaları, büyük bir etki yarattı ve Sanayi Devrimi’ni getirdi. Fabrikalar, artık su gücü kaynağını kullanma zorunluluğunda kalmadılar. Güç üretiminde yüksek bir ivme yakalandı. Tahrik sistemli araçlar üretmenin yolu açıldı.
Bu gelişme sonucu ile ortaya Sanayi Devrimi dünya tarihinde muazzam ilerleme ve değişim sağladı. Buhar motorları araç üretiminin önünü açtı. Toplu taşıma kavramının temelleri ortaya çıkmaya başladı.
İçten Yanmalı Piston Motorlar
Nikolaus Otto 1876 yılında; emme, sıkıştırma, ateşleme ve egzozdan oluşan dört zamanlı motorun patenti aldı. Gottlieb Daimler, 1887 yılında dikey silindirlere ve bir karbüratörle sahip ilk “modern” benzinli motoru üretti.
Aynı zaman periyodu içerisinde Samuel Langley, buharlı motora sahip bir uçak modelinin üçte bir ölçekte, benzin motorlu modelini inşa etti. 1901’de başarıyla uçan model ilk benzinli uçak olarak tarihe geçti.
1899’da Wilbur ve Orville Wright kardeşler uçurtmalar ve planörler inşa etmeye ve hava içerisinde uçuş kontrolünün sırlarının aydınlatmaya başladı. 1902’de, üç eksende (yaw, pitch, roll) kontrol edilebilen 32 fitlik bir planör geliştirdiler. 1902-1903 kışında sadece 6 hafta içinde, teknisyen Charlie Taylor’la birlikte hafif dört silindirli alüminyum blok motoru inşa ettiler. Kendi rüzgar tünellerini, %66’lık bir verimliliğe sahip pervaneyi test etmek için kullandılar.
17 Aralık 1903’te, Kuzey Carolina’nın Kitty Hawk kentinde, gaz yakıtlı bir uçakla ilk kontrollü uçuşlarını yaptılar. Aynı yıl içerisinde Samuel Langley, ürettiği 1/3 ölçekli modelin 5 silindirli hava soğutmalı ve 52 beygir gücü üreten radyal bir motorla donattığı tam ölçekli bir versiyonunu üretti fakat ekim ve aralık aylarında gerçekleştiği denemelerde kalkış sırasında uçağın yapısında oluşan hasardan dolayı başarılı olamadı.
1913’te Igor Sikorsky, 13 yolcu taşıyabilen ilk 600 bp güce sahip dört motorlu uçağı geliştirdi