Girişimcilik, işsizlik sorununa önemli bir çözüm olanağı sunduğu gibi ayrıca ekonomik büyümenin önemli bileşenidir. Girişimcinin mal veya hizmet üretimi için üretim faktörlerinin bir araya getirerek, ekonomik fırsatların yeni değerlere dönüştürüldüğü organizasyonun oluşturulmasıdır. Gerekli zaman ve çaba ortaya koyularak finansal, psikolojik ve sosyal riskler alınarak parasal kazanç ve kendi işinin patronu olma çabasıdır.
Girişimci Kimdir?
Bir mal veya hizmeti üretmek, pazarlamak için sağladığı kaynaklarla sistemli; zaman, emek, sermaye kaynaklarını bilinçli bir şekilde bir araya getiren, bu faaliyeti yaparken ortaya çıkabilecek zararı riske edebilen kişidir. Girişimci genelde sorumluluk ve risk alan, başarma isteği güçlü, fırsatları ve geleceği sezebilen, değişiklikleri benimseyebilen ve şartlara adapte olabilen kişidir. Girişimci alışagelmişin dışına çıkıp yenilikçi faaliyetler peşinden koşan kişidir. Girişimci yeni düşüncelerin yaratılması, yayılması ve uygulanmasını hızlandırır, ayrıca yeni endüstrilerin doğmasına yol açar, teknolojileri kullanan sektörlerde verimliliği artırır ve hızla büyüyen sektörler yarattığı için ekonomik büyümeyi hızlandırır.
Girişimciliğin Ülke İçin Önemi
Girişimciler bir ülke için veli nimettir. Girişimcilik ülke ekonomisine doğrudan etki eder ve büyümesini sağlar. Bir ülke ya da o ülkede bulunan toplum için oldukça önemli bir unsurdur. Girişimci kişiler sürekli üretim yaparlar ve böylece o ülkedeki mal ve hizmetlerin kalitesi de artmış olur. Girişimciler, yeni üretim yöntemlerini sürekli takip ederler, bu üretim yöntemlerini uygularlar ve böylece bu üretim yöntemlerini kullanarak mal ve hizmetlerin kalitesini git gide iyileştirirler. Aynı zamanda bu yöntemleri farklı şekillerde kullanarak yeni ürünler ortaya koymaktan çekinmez ve yeni pazarlar oluşmasını sağlarlar. Ülke de yerli ürünlerin pazara sürülmesini sağlar ve daha ekonomik ürünler çıkmasını sağlar.
Bir ülkede rekabet ve özel girişimcilik gelişirse o ülkede ekonomik refah da o kadar gelişir ve yükselir. Bu nedenle girişimciliğin olmadığı ülkelerin ekonomileri de çok fazla gelişme imkanı bulamamaktadır.
Bugün İsrail’in kişi başına düşen girişim sayısı dünyadaki tüm ülkelerin üzerinde ve ileri teknoloji üreten firmaları sürüler halinde New York Borsası’na katılıyor. Yalnızca 8,2 milyon nüfusa sahip olan İsrail, ABD ve Çin’in ardından en çok halka açık şirketi olan üçüncü ülke unvanına sahip. Yalnızca 8,2 milyon nufus ile Oldukça küçük bir ülke olan İsrail Ayrıca Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı 5. ülke konumunda. Burada amacım İsrail’i övmek değil ama göstermek istediğim tablo bu kadar küçük bir ülke olsanız bile yapabileceğinizin sınırları yok. Bunları yazmamın asıl amacı bizim daha iyisini yapabileceğimize inanıyor olmamdır. Günümüzde bir fikir hayal edilebiliyorsa gerçekleşebilir. Bunun örneklerini birçok firmada görüyoruz.
Türkiye’de Girişimcilere Verilen Destek
Girişimcilerimiz var tabi ama en önemli eksikleri maddi destekleri. Bir işin hayata geçirebilmesi için önce ortada bir “fikir” olması gerekir. Fikir çok önemlidir ama kaynak, yani para olmadığında olan fikir de hayata geçemez. Ama artık durum değişti. Artık fikrini projeleştirebilen birçok kişi, kurum ve kuruluş “mali destek” bulabiliyor. Hatta karşılıksız para ve hibe alabiliyor. Tabi burada TÜBİTAK’ı eleştirmeden geçemeyeceğim. Maalesef girişimlerin iyi incelenmesi, takip edilmesi ve doğru girişimlerin desteklenmesinde TÜBİTAK’ın eksik kaldığını düşünüyorum. Yakın zamanda TÜBİTAK’ın destek verdiği ”papaz eriğini imam eriğine çeviren projeyi” desteklemesi gibi örnekler verilebilir. Girişimciler arkasında duracak bir parasal desteğe, özellikle büyük projelerde çoğu zaman ihtiyaç duyar. Bu ihtiyacın karşılanması başta devlet kurumları, ülkemizin yatırımcıları ve belli başlı kurumlar gelmektedir. Girişimciler parasal destek sağlamak için bu kurumlara başvurmalı ve fikirlerini güzel sunmaları gerekir tabi ama bu kurumlarda projeleri seçecek ve destekleyecek kişiler; titiz incelemelerde bulunabilecek, adil davranabilen, girişimcilerin projelerini koruyabilecek ve girişimcilerin hayal ettiklerini hayal edebilecek nitelikte olması gerekmekte. Bu kurumlar arttıkça girişimcilerimiz desteklendiği sürece ülkemizin potansiyelinin hiçte küçümsenecek bir durumda olduğunu düşünmüyorum. Ülkemiz destek bekleyen girişimcilerle dolu.