- Kayıt
- 6 Şubat 2015
- Mesajlar
- 549
- Tepkiler
- 436
- Meslek
- Nükleer ve Atom Mühendisi
- Üniv
- MEPhI, KTÜ
Teknoloji ile eşdeğer olarak sanayinin de hızlı bir gelişim gösterdiği son yüzyılda, çevre ve insan birlikteliğine gölge düşüren bu gelişme, ekolojik mimari düşüncesini gündeme getirmiştir. Kaliteli yaşam isteği, konutlarda konforların yüksek seviyede olması yönündeki çalışmalar ve inşaat sektöründeki her geçen gün ilerleyen yöntemler, konutlardaki enerji tüketimini çok yüksek seviyelere taşımıştır. Bunun sonucu olarak, çevreci konutlar ya da diğer adıyla yeşil binalar yaygınlaşmaya başlamıştır.
Bu düşüncede ki amaç, enerjiyi daha az seviyede tutup, daha yüksek verim almaktır. Bu sayede, doğaya verilen zarar minimum düzeye indirip, daha sağlıklı mekanlar, daha yaşanabilir bir doğal çevre oluşumuna katkıda bulunulmuştur.
Ülkemizde çevreci konutlar ve akıllı evler, maliyet ve tasarım süreçlerinde istemeyen problemler yaşanmaktadır. Gelişmiş ülkelere göre daha az artış gösteren bu kavram, yapılan son atılım ve teşviklerle beraber, inşaat endüstrisinde yerini almaya başlamıştır. Çevreci konutlar ise; konforun yanı sıra, evlerin çevreye olan etkilerinin de ön planda tutulduğu evlerdir. Bu evlerde en az atık oluşumu planlanmış ve oluşan atıklarında yeniden kullanımı ve geri dönüşümü yapılarak değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Bu kapsam standart donanımların otomasyonundan, evin kendisi için gereken enerji ve temiz su kaynağı oluşturması, oluşan atıkların geri dönüşümlü olarak kullanılmasını sağlayabilecek çok geniş bir yelpaze içinde ele alınmaktadır.
Enerji tasarrufunun ve doğal enerji kaynaklarının kullanımının ön planda tutulduğu binalarda, ısıtma ve havalandırmada kullanılan enerji yarı yarıya düşürülebilmektedir. Yapılan araştırmalara göre yapılar, dünyada enerjinin yaklaşık üçte birinin kullanmaktadır. Yeşil bina veya çevreci konutlar ile enerji tasarrufu, doğayı koruma, yenilebilir enerjinin kullanımı ve konforlu bir yaşam ortamı ve aynı zamanda gelecek için temiz bir çevre bırakma özlemi hedeflenmektedir. Bu çevreci evler çevrenin ve geleceğin korunması açısından her geçen gün önem kazanmaktadır. Aynı zamanda burada yaşamını sürdüren veya bu yaşam alanlarında yetişecek olan yeni nesiller daha çevreci ve tam donanımlı görsel çevre eğitimi alarak büyüyeceklerdir. Gördükleri ve kazanacakları çevreci davranışları yaşam boyunca kullanarak sonraki nesillere aktaracaklardır
Çevreci konutlar diğer yapılardan ayıran birçok faktöre sahiptir. Bu binalarda ısıtma, soğutma, havalandırma ve elektrik ihtiyaçlarının karşılanması için sürdürülebilir enerji çözümlerinden yararlanılmaktadır. Tasarımlar, doğal ışıktan maksimum yararlanacak şekilde dizayn edilmektedir. Binada ya da bahçesinde bulunan bitkiler, suyu az tüketen türlerden seçilmektedir. Bahçe sulamasında evsel atık suların arıtmasından sonra temizlenmiş sular kullanılmaktadır. Bu durum bile su tasarrufu veya suyun düzenli kullanılması bakımından büyük önem arz etmektedir
Kendi enerjisini kendi üreten çevreci konutlar günlük güneşlenme süresi ortalama 7,2 saat olan ülkemizde; Fotovoltaik güneş pilleri ile kendi kullanacağımız enerjiyi ve hatta daha fazlasını üretme imkanına sahiptir. Bu teknolojilerin kullanılmasıyla ihtiyacımızdan fazla üreteceğimiz enerjiyi, Enerji Verimliliği Yasasının çıkmasıyla şebekeye geri satma imkanımız da oluşmuştur. Binamızın çatısına yerleştireceğimiz fotovoltaik pillerin alanı, kullanacağımız enerji miktarına oranla değişmektedir. Kendi enerjimizi konut içerisinde kendimiz üretsek bile, enerji tasarrufu ile enerjinin akıllıca kullanmak, gereksiz enerji tüketimini önlemek gerekmektedir.
Yazıyı Hazırlayan: Dinçer Kaya
Bu düşüncede ki amaç, enerjiyi daha az seviyede tutup, daha yüksek verim almaktır. Bu sayede, doğaya verilen zarar minimum düzeye indirip, daha sağlıklı mekanlar, daha yaşanabilir bir doğal çevre oluşumuna katkıda bulunulmuştur.
Çevreci konutlar diğer yapılardan ayıran birçok faktöre sahiptir. Bu binalarda ısıtma, soğutma, havalandırma ve elektrik ihtiyaçlarının karşılanması için sürdürülebilir enerji çözümlerinden yararlanılmaktadır. Tasarımlar, doğal ışıktan maksimum yararlanacak şekilde dizayn edilmektedir. Binada ya da bahçesinde bulunan bitkiler, suyu az tüketen türlerden seçilmektedir. Bahçe sulamasında evsel atık suların arıtmasından sonra temizlenmiş sular kullanılmaktadır. Bu durum bile su tasarrufu veya suyun düzenli kullanılması bakımından büyük önem arz etmektedir
Kendi enerjisini kendi üreten çevreci konutlar günlük güneşlenme süresi ortalama 7,2 saat olan ülkemizde; Fotovoltaik güneş pilleri ile kendi kullanacağımız enerjiyi ve hatta daha fazlasını üretme imkanına sahiptir. Bu teknolojilerin kullanılmasıyla ihtiyacımızdan fazla üreteceğimiz enerjiyi, Enerji Verimliliği Yasasının çıkmasıyla şebekeye geri satma imkanımız da oluşmuştur. Binamızın çatısına yerleştireceğimiz fotovoltaik pillerin alanı, kullanacağımız enerji miktarına oranla değişmektedir. Kendi enerjimizi konut içerisinde kendimiz üretsek bile, enerji tasarrufu ile enerjinin akıllıca kullanmak, gereksiz enerji tüketimini önlemek gerekmektedir.
Yazıyı Hazırlayan: Dinçer Kaya
Dosyalar
-
20,1 KB Okunma: 1.238
-
20,1 KB Okunma: 910
-
20,1 KB Okunma: 882