Bu sorunun cevabı evet. Sadece ilginizi çekmek için bu başlığı kullanmadım en uygun başlık bu diye kullandım ve umarım size faydası olur. Biraz sonra okuyacağınız yazı tamamen sizin için hazırlanmıştır. Evrenin yarıçapının izafi büyüklüğü yaklaşık olarak 46 milyar ışık yılıdır ve evren günümüzde hala genişlemektedir. Evren genişlemekten sıkıldığında veya daha sıkıcı bir dille sorarsak evrendeki kütle çekim kuvveti genişleme hızını geçerse ne olur? Ben sizin için cevaplayayım, evren büzülmeye başlar ve başlangıçtaki haline döner yani cebimize her gün giren milyonlarca atom altı parçacık kadar küçülür ve evet işte evreni cebimize sığdırabiliriz.
Peki, nedir bu kütle çekim kuvveti diyecek olursanız size hemen anlatayım, aslında yerçekiminden ilk kez 5 Temmuz 1687’de Sir Isaac Newton tarafından yayımlanan Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica’da bahsedildi. Newton’a göre bir elmayı ağaçtan aşağı düşüren güç aynı şeyi ay için de yapabilirdi. Böylece Newton yerçekimini bulmuş oldu, ama yörüngede bir sorun vardı. Her şey olmamıştı bir şey olması gerektiği gibi davranmıyordu ve bu güneşe en yakın olan gezegen Merkür’dü.
Bu gezegen anormal bir şekilde Newton’un ona biçtiği yörüngeyi izlemiyor ve güneşin etrafında yaylar çizerek ilerliyordu. Newton bunu bir türlü açıklayamıyordu. Daha sonra bu duruma 1905 yılında Albert Einstein el attı ve insanlığın yerçekimine bakış açısı tamamen değişti.
Albert Einstein’ın yerçekimi kuramına göre kütle uzayı büker ve cisimler (bilumum kütleler dâhil) bükülen uzayda oluşan eğimde en kısa yolu giderler. Albert Einstein bunu şöyle anlatır: Bir çarşafı gerin ve ortasına bir bowling topu koyun bu bizim güneşimiz olsun ve farklı büyüklüklerde bilyeleri bowling topuna paralel bir şekilde bırakın bunlar bizim gezegenlerimiz olacaklar. Göreceğiniz şey bilyelerin merkezdeki bowling topuna düz bir şekilde ulaşmak istemeleri ama bükülen uzay yüzünden en kısa yol olan yatay yörüngelerden ilerleyeceklerdir. Sonunda bilyeler bowling topuna ulaşacaktır ama bu deneyi çok daha büyük yaklaşık olarak 149.598.000 km alanda (güneş sisteminin tahmini genişliği) yaparsak bilyelerin bowling topuna çarpması insanoğlunun kendi kendini en azından dünyayı yok etmesinden çok daha uzun sürecek gibi gözüküyor. Ve böylece Merkür’ün sorunu çözülmüş oldu.
Peki ya evren genişliyorsa bu genişlemenin bir başlangıcı var mı? Veya soruyu değiştirirsek evrenin bir başlangıcı var mıdır? Bana kalırsa kesinlikle, günümüzde çoğu kişi evrenin büyük bir patlamayla (big bang) başladığına inanır ve bu çok mantıklı. Peki ya evrenin sonu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bana kalırsa elinde sonunda evrendeki yoğunluk miktarı artacak ve kütle çekim kuvveti evrenin genişleme hızına baskın çıkacak ve evren büzüşecek elinde sonunda elimizde sadece bir uzay-zaman tekilliği kalacak işte bu tekillik uzay-zamanın başlangıcındaki tekillikle aynı tekillik ve sonra bu yaşananlar tekrarlanacaktır. Tabii bu sadece bir teoridir ama bana kalırsa en mantıklı teori bu.