Endüstriyel suların arıtılması; Endüstriler, ürettikleri ürünün ardından açığa çıkan katı ve sıvı atıkları bertaraf etmekle yükümlüdür. Katı atıkları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onaylı lisanslı firmalara vermekle yükümlüdür. Atık suları ise bakanlığın yayımladığı yönetmeliklerdeki standartlara uygun olarak arıtmak zorundadır. Bu atık sular her işletmeden ayrı karakterde çıkmaktadır. Bu yüzden de ayrı spesifik özelliklerine uygun arıtma tesisleri inşa etmeleri gerekmektedir.
Kimyasal Arıtma
Suda çözünmüş ve/veya askıda bulunan maddelerin fiziksel durumlarını değiştirilmesi sonucu çökelmelerini sağlamak üzere uygulanan arıtma işlemidir. Kimyasal proseslerde uygun p H değerlerinde atık sulara koagülant ve/veya polielektrolit gibi kimyasalların ilavesi sonucu çöktürme işlemi gerçekleştirilerek istenilmeyen maddeler suyun tabanında biriktirilir arıtma çamuru olarak uzaklaştırılır.
Biyolojik Arıtma
Atık su içerisinde çözünmüş halde bulunan organik kirleticilerin canlı organizmalar ile parçalanması işlemi olarak tanımlanır. Bu proseste mikroorganizmalar atık su içerisindeki karbon kaynaklı atıkları besin olarak tüketirler ve çözünmüş olan tüm tehlikeli atıkları besin olarak kullanırlar. Mikroorganizmalar ömürlerini tamamladıklarında diğer organizmalara besin olurlar.
Fiziksel Arıtma
Bu proseste atık su içerisinde bulunan, suyun dibine çöken veya askıda halde bulunan katı maddelerin uzaklaştırılması amacıyla uygulanan arıtma yöntemidir. Mekanik arıtma olarak da tanımlanmaktadır. Bu arıtmada ızgaralar, öğütücüler, kum filtreleri, dengeleyici havuzlar, yüzdürme havuzları, çöktürme havuzları, yağ ayırıcılar gibi üniteler bulunmaktadır.
Türkiye’de en çok arıtma işleminin uygulanması gereken endüstri kimyasal ürünler üreten endüstrilerdir. Bu firmalardan çıkan atık sular hem sucul ortama hem de toprağa zarar vermektedir. Eğer bu arıtma sistemlerine gereken önem verilmez ise Türkiye ilerleyen yıllarda çok büyük ekolojik kayıplar yaşayacaktır.