Elektromanyetik spektrumu (tayfı) gösteren elektromanyetik dalgaların çeşitli tiplerini aşağıda liste halinde verilmiştir. Frekans ve dalga boylarının geniş aralığına dikkat ediniz. Bir dalga şekli ile bitişiğindekinin arasında keskin bir ayırım bulunmamaktadır. Çeşitli radyasyon tiplerinin bütün formlarının, aynı olayın (ivmeli elektrik yükleri) sonucunda meydana geldiklerini hatırlayınız. Dalga tiplerine verilen isimler, basitçe, dalganın içinde bulunduğu spektrum bölgesini tanımlamaya uygun olarak verilmişlerdir.
Radyo dalgaları, iletken tellerden geçen ivmeli yüklerin sonucudur. Dalga boyları 104 m’den 0,1’m’ye değişen bu dalgalar, LC osilatörleri (titreşkenleri) gibi elektronik cihazlar vasıtası ile meydana getirilirler ve radyo ve televizyon iletişim sistemlerinde kullanılırlar.
Mikrodalgalar 0,3 m ile 10-4 m arasında değişen dalga boylarına sahiptirler ve elektronik cihazlarla meydana getirilirler. Kısa dalga boylarından dolayı, radar sistemleri ve maddenin atomik ve moleküler parametrelerinin incelenmesi için çok uygundur. Mikrodalga fırınlar, (içlerindeki radyasyonun dalga boyu λ = 0,122 m’dir) bu dalgaların evlerimizdeki ilginç uygulamasını temsil eder. Güneş enerjisinin, uzaydaki bir güneş kollektöründen yeryüzüne düşen parlak mikrodalgalar vasıtası ile yararlı hale getirilebileceği önerilmiştir.
Kızılötesi dalgalar, 1 mm’den görünür ışığın en uzun dalga boyu olan 7 x 10-7 m’ye kadar değişen dalga boylarına sahiptirler. Sıcak cisimler ve moleküller tarafından oluşturulan bu dalgalar, çoğu maddelerce kolaylıkla soğurulurlar. Bir maddenin soğurduğu kızılötesi IR enerjisi, iç enerji olarak kendini gösterir. Çünkü madde tarafından soğurulan bu enerji vasıtası ile, cismin atomları yerinden oynadığından, onların titreşim ve öteleme hareketleri artar, dolayısıyla maddede bir sıcaklık artması meydana gelir. Kızılötesi radyasyonun, fizik tedavi, kızılötesi fotoğrafçılığı ve titreşim spektroskopisini içeren birçok pratik ve bilimsel uygulamaları vardır.
Elektromanyetik dalgaların en bilinen şekli olan görünür dalgalar, insan gözünün görebildiği spektrum kısmı olarak tanımlanabilir. Işık, atom ve moleküllerde ki elektronların yeniden düzenlenmeleri ile oluşur. Görünür ışığın çeşitli dalga boyları, mordan (A ~ 4 X 10-7 m) kırmızıya kadar (A = 7 х 10-7 m) değişen renklerle sınıflandırılır. Gözün duyarlılığı, dalga boyunun bir fonksiyonudur. Duyarlılık, 5,5 x 10-7 m civarındaki bir dalga boyunda maksimum olmaktadır. Bunu hatırınızda tutarak, tenis toplarının sarı-yeşil renkte olmalarının nedenini tahmin ediniz.
Morötesi (ultraviyole) dalgalar, 4×10-7 m ile 6×10-10 m arasındaki dalga boylarını kapsar. Güneş, güneş yanıklarının başlıca sebebi olan morötesi (UV) ışınların en önemli kaynağıdır. Güneş koruyucu losyonlar, görünür ışığı geçirirler, fakat UV ışığın çoğunu yutarlar. Daha yüksek güneş koruma faktörüne (SPF) sahip olan koruyucular, UV ışığın daha yüksek bir yüzdesini yutarlar. Mor ötesi ışınlar, aynı zamanda gözün içindeki merceğin üzerinin bulutlanması demek olan katarakt rahatsızlığının sebebi olarak düşünülmelidir. UV ışığı tutmayan güneş gözlüklerinin kullanılması, gözleriniz için, güneş gözlüğü kullanmamaktan daha kötüdür. Herhangi bir güneş gözlüğünün mercekleri görünür ışığı yutar, bu nedenle gözlük takan kişinin göz bebeklerinin genişlemesine neden olur. Eğer gözlükler yine UV ışığı tutmazsa, genişlemiş göz bebeklerinden dolayı daha sonra göz merceklerine daha çok zarar verilebilir. Eğer hiç güneş gözlüğü kullanmazsanız, göz bebekleriniz daralır, şaşı bakarsınız ve çok daha az UV ışığı gözlerinize girer. Yüksek kalitede güneş gözlükleri, göze zarar veren UV ışığın hemen hemen tamamını tutar.
Güneş’ten gelen UV ışığın çoğu, stratosfer olarak adlandırılan Dünyanın üst atmosfer tabakasında bulunan uzun (Os) molekülleri tarafından yutulur. Bu ozon perdesi, öldürücü yüksek enerjili UV radyasyonu, kızılötesi (IR) radyasyona dönüştürür, ki o da stratosferi ısıtır. Son zamanlarda, aerosol sprey kutulardan yayılan ve soğutucu olarak kullanılan kimyasalların bir sonucu olarak, koruyucu ozon tabakasının azalması gündeme gelmiş ve konu ile ilgili büyük bir tartışma yaşanmıştır.
X ışınları, 10-8 m ile 10-12 m aralığında dalga boylarına sahip elektromanyetik dalgalardır. x-ışınlarının en genel kaynağı, bir metal hedefi bombardımana tabi tutan yüksek enerjili elektronların yavaşlamasıdır. x-ışınları tıpta bir tanı aracı olarak ve belirli kanser türlerinin tedavisinde kullanılır. x-ışınları, canlı dokulara ve organizmalara zarar verici veya öldürücü etki yaptığından, bu ışınlara gereksiz yere maruz kalmanın önlenmesine dikkat edilmelidir. x-ışınları kristal yapının incelenmesinde de kullanılır, çünkü x-ışını dalga boyları katı cisimlerde ki atomlar arası uzaklık (= 0,1 nm) mertebesindedir.
Gama ışınları, radyoaktif çekirdekler tarafından (60 Co ve 137 Cs gibi) ve belirli nükleer tepkimeler süresince yayılan elektromanyetik dalgalardır. Yüksek enerjili gama ışınımları, uzaydan Dünya atmosferine giren kozmik ışınların bir bileşenidir. Dalga boyları, 10-10 m ve 10-14 m bölgesindedir. Bu ışınlar yüksek derecede girginlik özelliğine sahiptirler; canlı dokular tarafından soğurulduğunda ciddi zararlar oluştururlar. Sonuç olarak bu tür tehlikeli radyasyonun yakınında çalışanlar, kalın kurşun tabaka benzeri iyi soğurucu maddelerle korunmalıdırlar.