Termodinamiğin birinci yasası ve termodinamiğin ikinci yasalarına uymayan bir hal değişiminin gerçekleşemeyeceğini birçok kez söylemiştik. Termodinamiğin birinci veya ikinci yasasına aykırı olan bir makineye devridaim makinesi adı verilir. Bugüne kadar yapılmaya çalışılan tüm devridaim makineleri başarısızlıkla sonuçlanmış olsa bile, bu yoldaki çabalar inançla süregelmiştir.
Termodinamiğin birinci yasasına aykırı olan makinelere, başka bir deyişle enerji vadeden makinelere birinci türden devridaim makineleri (DDM1), termodinamiğin ikinci yasasına aykırı olan makinelere de ikinci türden devridaim makineleri (DDM2) adı verilir.
Şekil’de gösterilen buharlı güç santrali ele alınsın. Buharın, fosil yakıtlardan sağlanan enerji veya nükleer enerji yerine, kazana yerleştirilmiş elektrikli ısıtıcılarla üretilmesi düşünülmektedir. Santralin ürettiği elektriğin bir bölümü elektrikli ısıtıcıyı ve pompayı çalıştırmak için kullanılacaktır. Geri kalan elektrik, net iş çıkışı olarak şebekeye sunulacaktır. Bu santralin mucidi, bir kez çalışmaya başladıktan sonra sistemin sonsuza kadar, dışarıdan bir enerji gerektirmeden elektrik üreteceğini savunmaktadır.
Bu sistem ilk bakışta, çalışması durumunda dünyanın enerji sorununu çözecek bir makine gibi görünmektedir. Fakat dikkatli bir inceleme, bu makinenin dışarıdan enerji almadan, dışarıya Qçıkan + Wnet,çıkan çıkan miktarda güç ilettiğini göstermektedir. Başka bir deyişle, sistem birim zamanda Qçıkan + Wnet,çıkan çıkan miktarda enerji varetmektedir ki bu açıkça birinci yasaya aykırıdır. Bu nedenle bu makine bir DDM1’dir ve önemsenmemesi gerekir.
ikinci örnek olarak gene aynı mucidin bir başka makinesi incelensin. Enerjinin varedilemeyeceği konusundaki düşüncelerini değiştirdikten sonra, mucit aşağıda belirtilen ve birinci yasaya aykırı olmayan değişikliklerin güç santralinin ısıl verimini büyük ölçüde iyileştireceğini savunmaktadır. Kazanda buhara verilen enerjinin büyük bir bölümünün yoğuşturucuda çevreye verilerek boşa harcandığını belirten mucit, yoğuşturucuyu kaldırarak, türbinden çıkan buharı aşağıda görüldüğü gibi doğrudan pompaya göndermeyi tasarlamıştır.
Böylece kazanda buhara verilen ısının tümü işe dönüşecek ve kuramsal olarak verim yüzde 100 olacaktır. Mucit hareketli parçalar arasındaki sürtünmenin ve ısı kayıplarının tümüyle önlenemeyeceğini, fakat iyi bir tasarımla verimin yüzde 80 olabileceğini belirtmektedir. Günümüzün buharlı güç santrallerinin yüzde 40 ısıl verimle çalıştığı göz önüne alınırsa, bu değer oldukça yüksektir.
Termodinamik bilgisi olmayan bir işletmeci, verimi iki katma çıkaran bu tasarımın en azından denemeye değer olduğu sonucuna varabilir, çünkü sistemin görünürde hatalı bir yanı yoktur. Fakat bir termodinamik öğrencisi, bu makinenin bir DDM2 olduğunu hemen anlar, çünkü makine sadece bir kaynakla (kazan) ısı alışverişinde bulunmakta ve net iş üretmektedir. Bu nedenle makine birinci yasaya uygun olmakla birlikte ikinci yasaya aykırı olduğu için çalışmayacaktır.
Bugüne kadar çok sayıda devridaim makinesi tasarımı ortaya atılmıştır ve bu konu günümüzde de mucitlerin ilgisini çekmektedir. Bazı öneri sahipleri tasarımlarının patentlerini almak için uğraşmışlar, fakat sonunda tasarımlarının pratik bir sonuç vermeyeceğini anlamışlardır.
Bazı devridaim makinesi mucitleri düşlerini gerçekleştirmek için para toplamakta başarılı olmuşlardır. Örneğin, Philadelphia’lı bir marangoz olan J. W. Kelly, 1874 ile 1898 yılları arasında, bir treni bir litre suyla 3000 mil götüreceğini savunduğu, hidropnömatik-darbeli-vakum-motoru için milyonlarca dolar toplamış, ancak 1898’de ölümünden sonra, gösteri için yapılan modelde ufak bir motorun gizli olduğu ortaya çıkmıştır. Yakın bir tarihte, bir grup yatırımcı, aldığı gücü yükselten bir enerji artırıcı için 2.5 milyon dolar yatırım yapmaya karar vermiş, fakat avukatların önce bir uzmanın görüşüne başvurmayı salık vermeleri üzerine mucit, hazırladığı modeli çalıştırmaya gerek görmeden, izini kaybettirmeyi tercih etmiştir.