İnternette gezinirken muhtemelen aşağıdaki fotoğraftaki -insanı kanser eden- güvenlik önlemine ve varyasyonlarına hepimiz şahit olmuşuzdur. Peki bu sistem bir kullanıcının insan mı yoksa robot mu (bot mu) olduğuna nasıl karar veriyor?
Bu sistemin adı CAPTCHA (Completely Automated Public Turing test to tell Computers and Humans Apart). Carneige Mellon Üniversitesindeki araştırmacılar tarafından 2003 yılında internet sitelerinin sadece insanlar tarafından kullanıldığını garantilemek için oluşturulmuş bir güvenlik sistemi.
Sadece insanlar bu yazıyı okuyabilir, bilgisayarlar okuyamaz.
Yukarıda ki sloganla piyasaya sürülen sistem gün geçtikçe her gün milyonlarca CAPTCHA’nın çözüldüğü bir dünyada yaşamamıza yol açtı. Buda müthiş bir beyin gücünün potansiyel kullanım alanı ihtiyacını doğurdu. Yazılımcılar kitapları tarayıp sanal ortama aktaran yani pdf formatına dönüştüren bir yazılım geliştirdiler. Yazılımın eksik kaldığı karmaşık-silik kelimeleri çözme göreviyse insanlara düştü. Yazılım kendisi çözemediği kelimeleri CAPTCHA’ya yerleştirerek insanların çözmesini sağladı. Sistemin adı da reCAPTCHA olarak değiştirildi.(burada re tekrar eden anlamına geliyor diyebiliriz)
Tamda bu noktada günde 100 milyondan fazla ReCAPTCHA çözülürken – ki bu yılda 2.5 milyon kitap pdf e çevriliyor demek – 2009 yılında Google ReCAPTCHA’yı satın aldı. Sistem ile tüm Google kitaplarını ve New York Times gazetesinin arşivini dijitalleştirdiler. Ancak bu dijitalleştirme de çok uzun sürmedi. Google yine parlak bir fikirle çıkarak Google Street numaralarını – yani cadde numaralarını – ReCAPTCHA’larda kullanmaya başladı. Bu sayedede Google Haritalar’a müthiş bir yardım ve geliştirme sağladı.
Zaman geçtikçe bilgisayar teknolojisi de ilerledi. Artık yazılım insana ihtiyaç duymadan captchaları kendi kendine çözebilir hale geldi. Google giderek gelişen yazılımlara karşı captchaları zorlaştırdı ama eninde sonunda yazılım çözmeyi başardı. Tam bu noktada tıkanan teknolojiye yeni bir soluk gerekmekteydi. Google mühendisleride bugünlerde hepimizin aşikar olduğu yeni nesil captcha’yı geliştirdiler:
Beyaz kutucuğa tıkladığımızda Google’a bazı HTTP bilgileri gidiyor. Bunlar IP adresiniz, bulunduğunuz konum, zaman, tıklamadan hemen önce imleci kaç saniye kaydırdığınız, sayfayı aşağı doğru nasıl ve kaç saniyede kaydırdığınız ve Google’ın gizli tuttuğu diğer bilgiler. Google’ın yazılımı aldığı bu bilgilerle çoğu zaman sizin insan mı robot mu olduğunuza anında karar verse de kimi zaman kararsız kaldığında aşağıdaki görüntüyle karşılaşıyoruz:
Bu resimlerden yazılımın sizden istediği 3 tanesini seçiyorsunuz bu sayede de insan olduğunuzu anlıyor.
Kişisel olarak konuşmam gerekirse her gördüğümde tadımın kaçtığı zaman kaybı gibi gelen CAPTCHA ların bu kadar dahiyane bir fikir olduğunu öğrenince daha çok tadım kaçtı:) Çünkü google çocukluğumdan beri çözdüğüm binlerce captcha yı kullanarak beni bedava çalıştırmış :)
Bu arada her sistemin bir açığı var. Yazılımı kandırmanın ironik bir yolunu bulan bu arkadaşı da tebrik etmek lazım.
Son olarakta akıllara şu soru takılıyor. Google’ın sistemi çözemediği kelimeleri Captcha yoluyla insanlara çözdürmek istiyorsa cevabın doğru olup olmadığını nasıl anlıyor? Captcha da çıkan 2 kelimeden 1 ini yazılım bildiği bir kelime atıyor, diğerineyse çözemediği kelimeyi koyuyor. Aynı captcha’yı binlerce insan çözdüğü için gelen cevaplara yorum yapıyor ve doğru kelimeyi buluyor.