Efsane cebirci Cahit Arf. 10 Türk Lirasının Arkasındaki kişiyi tanıyanınız var mı dersek galiba %70’lik bir oran tanıyoruz cevabı verecektir. Aslında bir gurur kaynağı ve göğsümüzü kabartan bir bilim insanı olmaktan ziyade matematiğe önemli katkıları olan mütevazi bir insandır. Özellikle matematiğin cebir dalına önemli nitelikli çalışmalar bırakmıştır.
Cahit Arf Hayatı
1910 yılında Selanikte doğmuş ve ilkokul yıllarında öğretmeni sayesinde matematiğe kazandırılmıştır. Matematiğe olan ilgisi ve sevgisini öğretmenine borçlu olduğu bilinir. (Tübitak Yayınları) Lise yıllarına geldiğinde ise artık okuldakiler tarafından parlayan yıldız gibi görünüyor sorulan sorulara hemen cevap vermesi ona gelecekte ne yapması gerektiğini gösterir gibiydi. Zaten tarihe bakarsak matematikte adını tarihe kazıttırmayı başarmış insanlar küçükken ya çok parlak ya da çok sönük kişiler olmuştur. Lisedeki bu başarısı ailesi tarafından da fark edilince Fransa’daki St. Louis lisesine gönderildi ve üstün başarı ile 3 yıllık lise hayatını 2 yılda bitirdi.
Türkiye’ye geri dönen Cahit Arf gelecek vaat ettiği için o dönemlerde Avrupa’ya gönderilen öğrenci kafilesine alınır. Kafileye alınan öğrencileri elemek için yapılan sınavda yine başarısını konuşturarak Avrupa’ya gitmeye hak kazanır. Cahit Arf kendi isteği üzerine liseyi de orda okumanın bir avantajını görerek Fransa da bulunan ve birçok bilim insanının yetişmesine ev sahipliği yapmış Ecole Normale Superieure’ye yerleşmiştir.
Yükseköğrenimden sonra Fransa’dan dönen Cahit Arf, dönemin ünlü ve popüler okulu olan Galatasaray Lisesinde matematik öğretmenliği yapmış daha sonra İstanbul Üniversitesinde Matematik Kürsüsüne geçmiştir. 1937 yılında dönemin bilim alanında en önemli matematikçilerinin bulunduğu Göttingen Üniversitesine doktora yapmak için gitti. Çalışma alanı cebir ile ilgili olan “Sınıf Cisimleri Teorisi” olmuştur. İyi bir öğrenci olduğu belliydi fakat matematikte dünyaca tanınması burada yaptığı çalışmalar sonucu ortaya çıkacaktı. Matematikçilerin çok zor dediği doktora konusunu sorunsuz bir şekilde tamamlamıştır. Ne kadar da tamamlamıştır derseniz 1.5 yıl kadar… Üst düzey… (Şimdiki doktora tezleri 3-6 yıl arası sürmektedir.)
Doktora hocası Helmut Hasse ile çalışmalarına son noktayı koyan Cahit Arf, çalışmalarının sonucu olarak matematik dünyasına “Arf – Hasse” teoremleri olarak geçmiştir. Doktoradan sonra yurda dönüş yapmak istese de hocası Helmut Hasse’nin ricası üzerine bir yıl daha Göttingen Üniversitesinde kalır ve o yıl içerisinde cebirsel topoloji ve diferansiyel topolojide önemli roller oynayan “Arf Invaryantı” adlı çalışmasını ortaya koymuştur.
Bir yıl Almanya’da kaldıktan sonra Türkiye’ye dönüş yapan Cahit Arf 1943 yılında Profesör ve 1955 yılında ise Ordinaryüs Profesör unvanı verildi. Adres ise eskiden de teklif edildiği üzere İstanbul Üniversitesi idi. 1962 yılına kadar bu üniversitede görev alır fakat bazı dönemler yurtdışına gider. Misafir öğretim üyesi olarak Amerika’da bulunan Maryland Üniversitesine gider. Bu sıralarda ise Mainz akademisi üyeliğine seçilir.
1960 yıllarına doğru Çekmece nükleer santralini kurmak için görevlendirilen Arf matematiksel çalışmalarının yanı sıra birçok bilim organından da konuşma teklifleri almaktaydı. 1962 yılında İstanbul Üniversitesindeki görevinden ayrılarak nükleer santralini kurma görevinde bulunur. Ayrıca tam zamanlı olarak dönemin en popüler koleji olan Robert Kolejinde dersler vermeye başlar.
Türkiye’de bilimsel araştırmalara teşvik ve yön veren bir bilim kuruluşu olan Tübitak’ın kurulmasında önemli bir rol oynamış ve 1963-1967 ve 1967-1971 yılları arasında iki kere bilim kurulu başkanlığı yapmıştır. Matematik Dünyasına yukarıda saydığımız önemli kazanımlar kattığı için 1974 yılında Tübitak bilim ödülüne layık görülmüştür. Ödül alırken yaptığı konuşma bilim insanının nasıl olması gerektiği yönündeydi ve bu konuşma büyük bir takdir toplamıştır. (Bknz: Wikipedia – Arf)
Cahit Arf yurtdışından sayısız teklifler alıyor fakat yurtta kalmak istediğini dile getiriyordu. Zaman zaman araştırma yapmak amacıyla yurtdışına çıkan Arf Princeton Üniversitesi gibi dev bir araştırma üniversitesine de gitmiş çalışmalar da bulunmuştur. Hemen akabinde dönüş yapmadan California Üniversitesi Berkeley Araştırma Enstitüsüne (Berkeley Kampüsü) geçmiştir. Bir süre orda kaldıktan sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesinin teklifi üzerine ODTÜ matematik bölümüne geçer. (ARF’in anısına bir de 103 numaralı amfi vardır) 1980 yılına kadar burada çalışır ve emekli olur. Bu dönem içerisinde Türkiye’den birçok üniversiteden fahri doktora unvanı alır. (İTÜ, KTÜ, ODTÜ…) 1983-1989 yılları arasında Türk Matematik Derneğinde görevler almış ve aynı zamanda TMD’yi hayata geçiren bilim insanlarından biridir.
Hayatına birçok ödülü sığdırmış, mütevaziliği ile hayran bırakmış ve matematik ile ilgili yaptığı çalışmalar ile bizlere matematiğe çalışma azmi kazandıran Arf’i kalp problemi yüzünden 1997 yılında kaybettik. Yaptığı matematik için “Matematik de bir resim ve müzik gibi bir sanattır” ve “Matematiği ezberleyerek değil keşfederek öğrenin” gibi söylediği akılda kalan sözlerin baş mimarıdır.
Özellikle Bilkent Üniversitesi Matematik Bölümünden Ali Sinan Sertöz hocanın kullandığı şu kelimeler Cahit Arf’ı anlatan kısa bir cümledir. “İlk kez Cahit Hocadan ders alacağız, cebir dersi… O zaman ODTÜ 3.sınıftayım. Diğer sınıflar derse başlamış koridor sessiz. Aklımdan geçiriyorum, kapı açılıp huysuz, sinirli, kibirli ve yaşlı bir hocanın gireceğini. Koridorda bir ayak sesi duyulur ve kapı açılır. Yüzünde tebessüm, bol ütüsüz pantolon ve bir gömlek, ayağında ise beyaz bir spor ayakkabı. Yüzündeki o tebessüm hiç düşmeden “Merhaba, nasılsınız bakalım?” dedi.”
Referans:
- tubitak.gov.tr/tubitak_content_files//ozgecmis/CahitArf.pdf
- sertoz.bilkent.edu.tr/efsane.pdf