Bill Gates Vakfı -Kadınlar için- Uzaktan Kontrollü “Doğum Kontrol Mikroçipi”ni duyurdu. Tabii ki bu fikir, Bill Gates dışında birinden gelmiş değil. 30 dakika içerisinde lokal anestezi ile yerleştirilen ve Doğum kontrol haplarıyla entegre olan sistemde 1.5 santimetre boyunda, 20x20x7 mm ölçülerindeki 16 yıl ömrü olduğu belirtilen İmplanon (Deri altına implant) düzenli olarak her gün 30 mg hamilelik önleyici hormon Levonorgestrel hormonunun salgılanmasını sağlayacak.
Doğum Kontrol Mikroçipi
Bill Gates’in kurduğu vakfın destek verdiği Projeyi ABD’deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) bilim adamlarının ürettiği çipin 2016’de de satışa çıkabileceği açıklandı. Üretici firma MicroCHIPS, çipin kullanıcısı tarafından istendiği zaman kapatılabileceği veya tekrar aktif hale gelebileceği belirtiliyor.
ABD’nin Sağlık Bakanlığı’na bağlı Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) nın çipin 2015’te preklinik çalışmalarının yapılmasına ve 2016’da da piyasaya çıkmasına izin verdiği kaydedildi. MIT Tech Review’in beyanına göre, fikir iki yıl kadar önce Bill Gates ve arkadaşlarının Robert Langer’ın MIT laboratuvarına yaptıkları ziyaret sırasında ortaya çıkmış.
The Bill and Melinda Gates Foundation’ın 4.6 milyon Dolar’lık son bağışı da Massachusetts’teki MicroCHIPS şirketine gitmişti. Bir ay süren ilk deneme süreci başarıyla geçtiğini belirten bilim adamları çiplerin son tüketiciye ulaştırılmadan önce aşılması gereken birkaç basamak daha olduğunu belirttiler.Örneğin kablosuz veriyi korumak için çiplerin şifrelenmesi de gerekiyor.
Ancak açıklananlara karşılık şiddetle tartışılan konuların başında cihaza siber saldırıda bulunmanın mümkün olup olmadığı konusu geliyor.Yani Ürünün hacklenme ihtimali var. Takımın, mikroçipi etkili bir şekilde şifreleyerek, hackerların istedikleri zaman çipi açıp kapamalarını engellemeleri gerekmekte…
Bu nedenle araştırmacılar kablosuz olarak verilerin aktarılmasını sağlayan sistemin güvenliği için kullanılacak şifreleme yöntemini geliştirmeye çalışıyor. Daha önce 3 yıl süre ile gebelikten koruyanan İmplanon çipler zaten piyasada mevcut idi.
Mevcut İmplanonun bilinen dezavantajları şunlar idi:
Özel eğitim gerektiren bir takma ve çıkarma süreci vardır. Cerrahi bir işlem ile takılıp çıkartılır. Her beş kadından birinde adet düzensizliği ve adet kanamalarının kesilmesine neden olabilir. Bazı kadınlarda ise kanamalar çok düzensiz ve miktarı değişken olabilir.
Hangi kadında ne tür kanama bozukluğu olacağı önceden bilinemez. Bu nedenle adet düzensizliğini tolere edemeyen kadınlarda kullanılması uygun değildir. Üzerinde durulması gereken diğer bir konu İmplanonlar kimler için uygun olmadığı;
• Ağır karaciğer hastalığı olanlar
• Karaciğer tümörü olanlar
• Meme kanseri ya da şüphesi olanlar
• Açıklanamayan ve nedeni bilinmeyen vajinal kanaması olanlar
• Gebe olan ya da gebelik şüphesi olanlar
Doğum kontrolü ve nüfusun azaltılmasın aşılar ve genetiği değiştirilmiş temel besin maddeleriyle gerçekleştirmesi ile ilgili hakkında çıkan çok sayıda haber bulunan Gates aşıların yanında, erkek testislerinin üzerine ultrason ışını göndererek, erkekler için doğum kontrol dahil olmak üzere 10 farklı kısırlık projesini de finanse etmektedir.
Ama daha da önemlisi, dünya eko-sistemini doğrudan imha edecek iki ana projeye finansman olmuştur.
- Jeo Mühendislik
- Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar veya GDO
Bill Gates, 23 milyon dolar dolayında Monsanto Şirketi hisse senetlerini satın alarak aslında Çok Uluslu Bioteknoloji Amerikan Şirketi olan Monsanto’nun Afrika’da GDO’lu ürünlerini yaygınlaştırma faaliyetine destek vermiştir.
İşte konun en can alıcı noktası tam da burasıdır. Monsanto ve DuPont firmaları, 2001 yılında, erkek sperminde ve kadın yumurtasında kısırlık yaratan bir gen’i bulan Epicyte adlı küçük çaplı bir biyoteknoloji araştırma şirketini satın almışlardır. Bill Gates’in babası da uzun zaman, resmi olarak öreme sağlığı çalışmaları yapan, ticari bir amacı olmayan (Planned Parenthood) Planlı Ebeveynlik organizasyonu için çalışmıştır:
Bill Gates bilgisayarlara bakışımızı 90’larda değiştirdi. Daha sonraki on yılda da milyarderlerle ilgili düşünce biçiminizi değiştirdi. Şimdi de, bu on yıllık süre sona ermeden önce doğum kontrolüyle ilgili düşünce biçimimizi değiştirme peşinde.
İnsan soyunun ıslahı biliminin* (eugénisme/eugenics) sosyal kontrol sağlamada kullanılan en etkin yöntem olduğu artık anlaşılmaktadır. Bu yönetim felsefesi, diğer hususların yanı sıra, aynı zamanda “arzu edilmeyen kişilerin” üreme kapasitesine sınırlama getirme yoluna gitmeyi de hedeflemektedir.
Teknoloji güdümlü bugünkü dünyada, kamu ve özel sektör kuruluşları, bizlerin hareketlerini kontrol altına almak amacıyla bir dizi tam teçhizatlı ileri teknoloji ürünü araçları kullanmaktadır.
Teorisyen ve filozof Herbert Matcuse; “Çağdaş toplumların entelektüel ve teknoloji kapasitesi çok daha yüksek bir seviyeye ulaşmıştır” şeklinde ifade edereken, aynı zamanda, modern dünyanın karşı karşıya bulunduğu sorunu da dile getirmiştir. Diğer yandan bu ifade, toplumun/siyasal erkin günümüz şartlarında bireyler üzerindeki hâkimiyetinin ne düzeyde olduğuna da işaret etmektedir.