Merhabalar arkadaşlar. Bu yazımda en küçük kareler yöntemi ve türev hakkındaki yazılarımdan sonra matematikten biraz uzaklaşıp kuyruklu yıldızdaki maden arayışlarından bahsedeceğim.
Philae… Duymuşsunuzdur bu ismi. Bu isim, geçtiğimiz aylarda basında geniş bir yer bulan, kuyruklu yıldıza indirilen uzay aracının ismi. Şimdi “basında geniş yer bulan bir şeyden neden bahsediyoruz ben bunu biliyordum” diye bir düşünce aklınızda belirivermiştir. Aslında haklısınız da, biliyoruz ama hangi yüzünü?
Philae’nin ESA (Avrupa Uzay Ajansı) başta olmak üzere basında bize yansıtılan amacını hatırlayalım: Güneş sisteminin gizemlerini hakkında bilgi edinebilmek, yıldızlarda yaşam belirtileri aramak… Lakin işin iç yüzü hiçte öyle değil. Philae’nin diğer bir amacı: Asteroit madenciliğine öncü olmak… Peki nedir bu “asteroit madenciliği“?
Asteroit Madenciliği
Özellikle son yıllarda gerek teknoloji, gerek gıda, gerekse diğer tüm tüketim ürünlerinin kullanımında freni patlamış bir kamyon gibiyiz. Gezegenimizin insanoğlunun tüm isteklerine binlerce yıldır cevap vermesi, kıyamete kadar bu durumun böyle gideceği anlamına gelmiyor. Zira gezegenimizdeki petrol rezervlerinin 50 yıl, alüminyum rezervlerimizin 75 yıl, titanyum rezervlerimizin 34 yıl içinde tükeneceği öngörülüyor. Tüm bunlara rağmen alüminyum ve titanyumun, uçak imalatı başta olmak üzere ağır sanayide ve teknolojide fazlaca kullanıldığı aşikar. Bunu bilen bilim adamları (garip bir şekilde İsviçreli değiller) çareyi evrenin başka noktalarında aramaya başladılar ve bu arayışın günümüzdeki laboratuvarı Churyumov-Gerasimenko kuyruklu yıldızı, aktörü de Philae oldu. Birçok okuyucunun aklına “neden Ay veya Mars değil de bir kuyruklu yıldız?” diye bir soru gelmiş olabilir. Yazının okunabilmesini sağlamak için o kadar uzun tutmuyoruz ama belki de başka bir yazıda onu da inceleyebiliriz.
Philae, bu amaçlar doğrultusunda uzun uğraşlar sonucu, güçlükle de olsa (laf kalabalığı olsun diye değil gerçekten çok zorlu bir süreç sonucunda) Churyumov-Gerasimenko’ ya indirildi. Fakat nereye? Üç denemeden sonra, öngörülmeyen , enerji ihtiyacını karşılayacak güneş panellerinin güneşi görmek için uygun olmayan bir yere… İndikten sonra yapması gereken çekiç darbeleriyle kuyruklu yıldızın yüzeyinden parçalar koparmak ve kopan parçaların hemen altında ne olduğuna bakmaktı. Fakat 7 dakika boyunca vurulan çekiç darbelerine karşın kuyruklu yıldızın bu konuda gösterdiği efsanevi mukavemet sayesinde Philae kuyruklu yıldız üzerinde en ufak bir çentik bile açamadı. Bu noktada tüm çabalar ve umutlar boşa gitmiş gibi görünse de durum göründüğü gibi değil. Farkedilmiş bir yanlış tecrübe olurken, farkedilmemiş bir yanlış her zaman karşılaşılma olasılığı olan bir tehlikedir. Bu nedenle Philae tüm başarısızlıkların ardından, beklenenden daha büyük bir başarı çıkardı. Yerçekimi olmayan yüzeye uzay aracı indirmede, güneş panellerinin konumunun öneminde vs yaşanan tüm başarısızlıklar gelecek araştırma ve uygulamalar için deneysel veri niteliğinde… Bu nedenle Philae eşsiz bir deneyim sunarak gelecek çalışmaların önünü açtı. Sonuçta kimse Philae’ nin kesesinde titanyum ile dönmesini beklemiyordu değil mi?