Bu yazım yazarı Andy Mulligan olan çöplük romanının özeti hakkında olacak. Andy Mulligan’ın yazmış olduğu Çöplük adlı macera romanı, yapısı itibariyle farklı olsa da okuyucuya iyi olanı aşılayabilecek türden bir kitap. Kitap: Raphael adındaki bir çocuğun arkadaşlarıyla beraber çöp toplayarak hayatta kalmaya çalıştıkları çocukların ilginç olaylarını konu edinir. Kitabı ilginç kılan ise, Andy Mulligan’ın başarıyla yapmış olduğu, kitabın içerisine gizem katarken aynı zamanda akıcılığı korumuş olmasıdır. Raphael’in olayları çığırından çıkaracak keşfi ise, bir çanta üzerine olur.
Çantayı açtığında içinden bir anahtar, şehir haritası, cüzdan çıkar. Raphael heyecan içinde açtığı cüzdanda kimlik kartı, fotoğraf ve para görür. Para bulmanın sevinciyle arkadaşı Gardo ile paylaşan Raphael, çantanın önemini ilerleyen zamanlarda anlayacak ve akıllıca davranıp çantayı polislere teslim etmeyecektir. Çocukça düşünmenin etkisinye arkadaşlarıyla bir gizemin içine girmiş olmanın heyecanıyla birlikte polislerden çantayı saklamaya çalışacaklardır. Bunun için tercih edecekleri yer annesiz ve babasız olan Jun Jun’un yanıdır. Kitap verdiği bazı okurlarca heyecanla birlikte okutmaya devam ederken bir yandan da sonu gelsin diye hızla okunmaktadır.
Kitap, yoksulluğa karşı verilen bir mücadelenin eseri olarak karşımıza çıkıyor olsa da yalnızca bir mücadele olmadığını da bilmek gerekiyor. Bu mücadelenin sırf para ile olmaması da çocukça düşünmenin önemini tekrardan hatırlatıyor.
Çöplük adlı bu eserin aslında tüm ülkeler için çıkarabilecek ders niteliğinde bir yanı var. Vicdanın, merakın, adalet duygusunun yeniden var olmak için gerekli olduğundan bahsedildiği bu romanı elden kolay kolay düşürmek mümkün olmayacaktır.
Andy Mulligan’ın yapmaya çalıştığı şeylerden bir tanesi de, belirsizliğin muhteşemliği adına olmuştur. Belirsiz olana ilgi duyuşumuz ve bundan yola çıkarak var olan merak güdümüzü ressammışçasına resmetmiştir.
“Her şeyden uzaklaşmış olmak bana mutluluk vermişti… Deniz manzaramız bile vardı artık, çünkü Yeşil Tepeler uzun ve güzel kumsalın hemen yanındaydı. Zenginlerin hepsi deniz kenarında olmayı seviyor, öyle değil mi?”
