Ana SayfaKişisel GelişimAhlaki Değerler Nasıl Evrimleşti

Ahlaki Değerler Nasıl Evrimleşti

Etik, insana özgü doğru düşünce ve davranışları içeren değerler bütünüdür. “Ahlak” olgusundan belirli bir noktada ayrılır. Ahlak, ulusların tarihi geçmişi, dini, gelenek görenekleri, milli birlik anlayışı gibi yerleşik toplumsal alışkanlıklarından etkilenir. Dolayısıyla genel geçer bir özellik arz etmez.

Oysa etik, evrensel ve toplumlar üzeridir. İçeriği herkes için geçerlidir. Bu anlamda, daha çok seküler bir yaşam tarzı gerektiriyormuş gibi görünse de, aslında etik, yaşam felsefesi ne olursa olsun, her bireyi koşulsuzca içine alır. Dürüst, insanlara saygılı, hoşgörülü, paylaşımcı, güvenilir, anlayışlı ve adil olmak gibi pek çok “insanca” değeri kapsar.

Ahlak

Peki nasıl oldu da, toplumlarda bu değerler yerli yerine oturdu?

Yaşadığımız toplumda ola gelen ahlak doktrininin temeli itibarı ile, Tanrı olgusuna bağlı olarak geliştiği düşünülür. Diğer taraftan davranış bilimleri, tıpkı evrimsel biyolojide olduğu gibi, insan davranışlarının da seçilimle değişim gösterdiğini iddia eder. Ancak biliriz ki, insan davranışları her ne kadar evrimsel zorlamalara muhatap olsa da, insan aynı zamanda etik unsurları belirlemek için aklını kullanabilir ve doğru adli muhakemede bulunabilir.

Yani kısacası, türümüzün, ahlak kurallarına tabi olmasını sağlayan güç, onun ruhsal varoluşudur. İnsan ruhsal tarafı aracılığı ile, etik yasasının bilgisine sahip olur ve onu tabi olması gereken bir görev olarak içselleştirir. Etiğin kabul görmeye başlamasıyla, bireylerin hayatında kayda değer bir güven duygusu gelişmiş ve yaşam kalitesinde belirgin bir artış olduğu fark edilmiştir. Çünkü insanın diğer canlılardan farklı tarafları vardır.

fenomenoloji nedir felsefe

Örneğin insanlarla hayvanları hayatta kalma adına yapılan savaşlar açısından karşılaştırdığımızda, farklı sonuçlara varırız. Hayvanlar dünyasında, yaralanmış, hastalanmış ya da zayıf düşmüş hayvanlar, aynı sürüdeki türdeşlerinden hayata devam etmesini sağlayacak bir destek göremediği gibi, başka avcı hayvanlara yem edilirler. Oysa insan dünyasında durum farklıdır. En ilkel kabilelerde bile, hasta olanlar yardım görür ve beslenmesi sağlanır. Bu, insanın sosyal kimliğinin ve empati duygusunun varlığına işaret eder.

Pek çok yaşamsal faaliyette birlik ve uyum içinde hareket etmek, beraberinde adalet olgusunu da geliştirecek ve bu da diğer düşmanlara, tabiatın tehlikelerine ve iç uyuşmazlıklara karşı direnç sağlayacaktır. Etik özellikleri ön planda olan topluluklar, diğerleri karşısında hayatta kalma bakımından avantaj sahibi olacaktır.

mühendislik ve felsefe

Öte yandan ahlak felsefesinde, insanın muhtelif koşullarda, neyin yapılmasının doğru ya da makul olduğuna ilişkin bilinebilir bir yanıtın zaten var olduğu görüşü de hayli yaygındır. Yani bir düşünce ve davranışın ahlaki olup olmadığı bir tür biliştir ve bir buyruk gibi özümüzde bir yer işgal etmektedir. Aslında bu kuram ahlaki değerlerin oluşumu ve yığılımının zaman içersinde yavaş yavaş ve kümülatif bir birikimle gerçekleştiğine işaret etmektedir. Ve bu da, ahlaklı olmanın etkin bir evrim süreci sonrasında oluştuğunu destekler niteliktedir.

Mevzuya biraz daha yukarıdan bakarsak, ahlakla ilgili değerlerin evrilme sürecinin, duygularımızın evrilme sürecine paralellik gösterdiğini anlayabiliriz. Örneğin “aşk” duygusunu tanımlamaya çalışalım. Aşk, karşı cinse duyulan aşırı sevgi ve bağlılıktır. Aşkın getirdiği evrimsel avantaj ise, çiftlerin biribirine bağlanmasını sağlayarak, sağlıklı ve üreme yönünden daha etkin bir cinsel birleşmeye zemin hazırlamasıdır.

Aşk aslında, temel bir içgüdünün evrim katalizörlüğünde duygulara dönüşmüş halidir. Etik değerlerde de sistem benzer şekilde çalışmaktır. Hayatta kalma içgüdüsü, yine duyguların varlığıyla birlikte ahlaki davranış modellerini de oluşturmuştur.

zaman nedir felsefe

Etiğin yavaş yavaş gelişerek zamanımızdaki formuna gelmiş olmasında dinin etkin bir rolü olduğunu düşünenler azımsanamayacak kadar çoktur. Ancak elimizde bu görüşü desteklemeyen veriler mevcut. Araştırmalar dini inançların ilk defa 40 ila 50 bin yıl kadar önce ortaya çıktığına işaret etmektedir.

Oysa ki, anatomik olarak insan tanımına uyan ilk atalarımızın yaklaşık 250-300 bin yıl önce yeryüzünde var olduklarını biliyoruz. Bu bilgi bizi, etik değerlerin hep var olduğunu ancak onbinlerce yıl boyunca etkinliğini giderek arttırarak bugünkü şeklini aldığı gerçeğine ulaştırır. Dinin ahlaktan bağımsız olmadığını, ancak ahlakın dinin üzerine değil, dinin ahlak üzerine oturduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Etik değerlerin günümüzde bu denli ön planda olmasının, yaşam standartlarımızın yaşadığımız yüzyıl içerisinde hızla artarak, bugünkü durumuna gelmesiyle bağıntılı olduğu görüşü de uzunca bir zaman tartışılmıştır. Yani, örneğin teknolojik, tıbbi ve ticari gelişmelerin, yaşam kalitesini ve konforu artırmasıyla birlikte insanların genel anlamda daha barışçıl bir hayat felsefesini benimsemeye başladığı ve bununla birlikte ahlaki değerlerle bağlantılı davranış modellerinin benimsendiği iddiası ortaya atılmıştır. Ancak, türümüzün onbinlerce yıllık evrimsel gelişimi göz önüne alındığında, bir iki yüzyıllık bir sosyal değişimin duygu, düşünce ve davranışlarımızda bu denli önemli bir fark yaratmasının pek mümkün görünmediği anlaşılmaktadır.

Psikoloji Felsefesi

Sonuç olarak, oluşum şekli ya da sebebi ne olursa olsun, bireysel ya da toplumsal ilişkilerimizde ahlaki değerlerin ön planda olması, kutsal bir amaca bağlanması bakımından hayatlarımızın erdemle beslenmesi, insanlığı onurlandıracak ve onu hakettiği özel konuma getirecektir.

Her zaman olduğu gibi, yazımı Robert Wright’ın güzel bir sözüyle bitirmek isterim: Ahlak, bir kazan dolusu kötü eğilimin üzerini örten parlak bir ciladır.

Cenk Demirarslan
Cenk Demirarslan
DÜŞLERİ ÖLDÜRMEK kitabının yazarı. İstanbul doğumlu, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden 1988 yılında mezun oldu. Bilim, hayatının vazgeçilmez bir parçası. Bunun dışında felsefeyle de ilgileniyor. Bilimsel araştırmalar, doğa sporları, sinema, tiyatro, sahne sanatları, ve müzik başlıca ilgilendiği etkinlikler. Amatörce resimle de uğraşıyor. İnsanın, ancak ruhsal ve zihinsel anlamda geliştiği sürece yaşamına devam edebileceğine inanıyor ve kendisi sıkı bir hümanist.
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları göster
Arıcılık Malzemeleri

Yeni Yazılar

Mühendislik Maaşları

Bunları Gördünüz mü?