Kütle çekim kuvveti, bir kütleye sahip olan herhangi bir cismin diğer cisimlere uyguladığı kuvvetin ismidir. Yer çekimi, fizikteki dört temel kuvvetten en zayıf olanı, güçlü kuvvetten yaklaşık 1038 kat daha zayıf, elektro manyetik kuvvetten 1036 ve zayıf kuvvetten 1029 kat daha zayıftır. Sonuç olarak, atom altı parçacıkların seviyesinde belirgin bir etkisi yoktur. Aksine mikroskobik ölçekte hakim güçtür ve astronomik cisimlerin şeklinin oluşumunda ve yörüngesinin belirlenmesinde aktif güçtür. Örneğin, “yerçekimi dünya ve diğer güneş sistemindeki gezegenlerin güneşin etrafında dönmesini sağlar.”
Güneş Sistemi’nin oluşumu ve evrimi, yıldızlı galaksilerin Planck çağında geliştirilen muhtemelen, kuantum vakum veya sanal parçacık gibi muhtemelen ilkel bir durumdan bilinmeyen bir şekilde olmuştur ve tutarlı bir ağırlık kuramı geliştirmek için girişimler kuantum mekaniği ve yerçekiminin ortak bir matematiksel çevrede diğer üç fiziğin kuvvetiyle birleşmesine izin verecek olan teori, güncel bir araştırma alanıdır. Eğer Dünya’nın ki ile karşılaştırılabilir bir kütleye sahip bir nesne yörüngesinden çıkarak dünyayı çekim etkisine alsaydı, Dünya’nın karşılık gelen ivmesi gözlemlenebilirdi. Yani evreni dengede tutan kuvvet olarak da adlandırabiliriz.
Eşdeğerlik prensibini Galileo dahil araştırmacıların büyük bir çoğunluğu araştırdı. Loránd Eötvös ve Einstein, tüm nesneler aynı şekilde düşecek fikrini dile getiriyorlar ve yerçekimi etkileri hızlanma ve yavaşlama etkilerinin farksız olduğunu, zayıf eşdeğerlik prensibini test etmenin en basit yolu, farklı kütlelerin veya kompozisyonların iki nesnesini vakumda bırakıp aynı anda zemine çarpıp vurmadıklarını görmektir. Bu deneyler sonucunda, diğer kuvvetlerin (hava direnci ve elektromanyetik etkiler gibi) önemsiz olduğu durumlarda tüm nesnelerin aynı hızda düştüğünü göstermektedir.
Genel göreliliğe göre yer çekimsel radyasyon, birlikte hareket eden nesneler gibi uzay-zamanın eğriliğinin salınımlı olduğu durumlarda üretilir. Güneş sistemi tarafından yayılan yerçekimi radyasyonu ölçmek için çok küçüktür. Bununla birlikte, yerçekimi radyasyonu, PSR B1913 + 16 gibi ikili pulsar sisteminde zamanla bir enerji kaybı olarak dolaylı yoldan gözlenmiştir. Nötron yıldız birleşmelerinin ve kara delik oluşumunun tespit edilebilir miktarda yerçekimi radyasyonu oluşturabileceği düşünülmektedir. 2012’de Çin’deki bir araştırma ekibi, yerçekimi hızının ışık hızına eşit olduğunu kanıtlayan ve tam aylarda Dünya gelgitlerinin faz gecikmelerinin ölçümlerini ürettiği açıklanmıştır. Bunun masası, Güneş kaybolduktan sonra Dünya’nın ışığı o mesafeyi dolaştırmak için gereken süre olan 8 dakika boyunca normal bir şekilde yörüngede kalmaya devam edecektir. Ekibin bulguları, 2013’te Çin Bilim Bülteninde yayınlanmıştır.
Yazının içindeki bilimsel verilerin ispatı aşağıdaki sitelerde mevcuttur,
- physicsclassroom.com
- physics-and-radio-electronics.com
- vocabulary.com
- cam.ac.uk(Cambridge University)