Güney Afrika’nın ücra köşelerine her seferinde 1.5 kg kan taşıyan ve bunu saatte 150 km hızla, 30 dk – 4 saat arası bir zamanda yapabilen bir hava aracı düşünün. Üstelik yağmur ve rüzgara karşı dayanıklı! Böyle bir drone’a hangi ülke sahip olmak istemez ki.
Bir uçak düşünün hem havada hem de denizde gidiyor, ama böyle bir uçak yapılmıştı değil mi? Size desem ki bu uçak karbon-fiber malzemeden yapılma olup hem deniz hem de kara üzerinden kalkış yapabiliyor, 7 metre uzunluğunda ve 11 metre genişliğinde katlanabilir kanatları var, 100 beygir gücü bir motora sahip ve 450 mil boyunca saatte 177 km uçabiliyor. Sizi aşağıdaki videosuyla başbaşa bırakıyorum, haydi uçuş başlasın:
Ve üretilen bu kadar uçak nereden havalanacak? Çevre için, uçaklar için, yolcular için daha iyi bir uçak pisti istemez misiniz? Dairesel mimarı havacılıkla buluştu, işte geleceğin icadı, havacılıkta bir devrim, dairesel uçak pisti!
Bu kadar metal gövdeye bağımlılık yeter, özgürlük zamanı! Saatte 128 km’ye çıkabilen bir uçan kaykaya sahip olmak ister misiniz? Benimki de soru mu! 3 metre havalanabiliyor değil mi diye soranları duyar gibiyim; bu uçan kaykay sizi tamı tamına 3 km havaya fırlatabiliyor!
Üstelik bu kaykayı herkes kullanabiliyor, şimdi biraz havalanma zamanı geldi Marty Mcfly!
Havacılık sektöründe güzel bir gelecek bekliyor insanlığı, teknoloji ve mühendislik canlıların ihtiyacına uygun gelişmek zorunda, her şey daha ileri bir medeniyete ulaşmak içinse insanlara düşen çalışmak ve daha çok çalışmaktır; tabii ki insan olduğumuzu unutmadan.