Bugünkü bilimsel “Nasıl Çalışır?” başlıklı yazımda 5G ağlarının nasıl çalıştığı hakkında bilgi vereceğim. Keyifli okumalar! Günümüzde dünyada dört nesil mobil iletişim ağı vardır. Bunlar bildiğimiz gibi G, 2G, 3G, 4G. Beşinci nesil mobil iletişimi 5G, geliştirilmesi 2020 yılına kadar süreceği düşünülmektedir.
Basitçe açıklamak gerekirse: on yıllık sözde kuralı vardır. Geçmişe biraz bakarsanız, her yeni nesil mobil iletişim sistemi, bir önceki nesilden 10 yıl sonra ortaya çıkmıştır. ilk nesil, 80’lerin başında, ikinci olanın 90’lı yılların başında, üçüncü nesil 2000’li yılların başında, üçüncüsünün de 2009’lu yılların başında ortaya çıkmıştır.
Halen, beşinci neslin temel hatlarını geliştirmek için programlar geliştirilmektedir. Bu nedenle 5G’nin kesin bir tanımını yapmak imkansızdır, yalnızca ağların 2020’den sonra nasıl olacağını tahmin edebiliyoruz.
Açıkçası gelecekte, “her zaman çevrimiçi” ilkesi üzerinde çalışacak. Aynı zamanda, çok önemli bir parametre düşük güç tüketimi olacaktır.
5G’nin Genel Özellikleri
- Ağ bant genişliği 10 Gbit/s’den fazla olması bekleniliyor.
- 1 kilometre karede 100 milyon cihaza eş zamanlı bağlantı gücü.
- Veri iletiminin gecikme süresi (ping) 1 ms’den fazla değildir.
5G’nin Sağlayacağı Hizmetler
- Ultra Mobil Geniş Bant (Extreme Mobile Broadband, xMBB) – Büyük boyutlarda olan dataları göndermede;
- Kitle iletişim araçları (Massive Machine-Type Communications, mMTC) – internet desteğinin sağlanması (ultra geniş bant iletişimi);
- Çok güvenilir makinelerarası iletişim (Ultra güvenilir MTC, uMTC) – çok düşük gecikmelerle özel bir hizmet sınıfı sağlar.
1- Masif MIMO
MIMO (multiple-input and multiple-output) teknolojisi, alıcı vericilerde çoklu antenlerin kullanılması demektir. Dördüncü neslin ağlarında başarıyla kullanılan bu teknoloji, 5G şebekelerinde de uygulama bulacak. Aynı zamanda, şebekelerde MIMO 2×2 ve 4×4 kullanılıyorsa, gelecekte anten sayısı artacaktır. Bu teknoloji, uygulama için iki ağırlıklı argümana sahiptir: 1) veri aktarım hızı neredeyse anten sayısıyla orantılı olarak artar, 2) sinyal farklı antenlerin (Receive Diversity) pahasına birkaç anten tarafından alındığında sinyal kalitesi artar.
2- Santimetre ve milimetre aralıklarla geçiş
Günümüzde, LTE ağları 3,5 GHz’in altındaki frekans bantlarında çalışıyor. Mobil iletişim ağının standart 5G’de çalışabilmesi için, şebekenin daha yüksek frekans bandlarında çalışması gerekmektedir. Bilgilerin iletildiği frekans arttıkça, iletişim aralığı azalır. Bu bir fizik kanunudur, bunu yeterli normlarla sınırlandırılan verici gücünü arttırarak atlayabilirsiniz. Bununla birlikte, beşinci nesil şebekelerin baz istasyonlarının çok daha büyük bir şebeke kapasitesi yaratma gereksiniminden dolayı şimdiye kadarkenden daha yoğun olacağı düşünülüyor. Onbinlerce GHz bantının avantajı, çok miktarda serbest spektruma sahip olmasıdır.
3- Çokluteknoloji
5G şebekelerinde yüksek kaliteli hizmet sunabilmek için UMTS, GSM, LTE ve diğerleri gibi mevcut standartlar ile (örneğin, Wi-Fi) desteklenmesi gereklidir. Wi-Fi teknolojisi üzerinde çalışan baz istasyonları, özellikle yoğun yerlerdeki trafiği rahatlatmak için kullanılabilir.
4- D2D (Cihazdan cihaza)
Cihazdan cihaza teknoloji, 5G şebekesinin kullanımı olmaksızın, birbirine yakın konumda bulunan cihazların, doğrudan sinyal trafiği çekirdeği üzerinden doğrudan veri alış verişine izin verir. Bu teknolojinin avantajı, veri aktarımını spektrumun lisanssız kısmına aktarma yeteneğidir ve bu da daha fazla ağ boşaltma işlemine izin verecektir.