Mühendisler, bilim adamlarının hayvanlar üzerine incelemeleri sayesinde, icat etme ve makine tasarımı alanında geniş çaplı düşünmek gerektiğinin farkına vardılar. İncelenmeye değer canlı türlerinden birisi de hemen yanı başımızdaki karıncalardı.
Şantiyelerde mühendislerin ve işçilerin ne kadar uyumlu çalıştığını biliriz. Herkesin vazifesi belirlenmiştir. Bu yüzden aksaklıkların meydana gelme ihtimali düşüktür. Canlılar alemine baktığımız zaman da uyumlu bir çalışma disiplini mevcuttur ve bu çalışma sürekli devam eder. Canlılar alemindeki ufak hayvanlardan olan karıncaların, ekip çalışmasında disiplinli ve çalışkan olduğunu biliyoruz. Biraz da analitik hesaplamalar yapabilen, çok hızlı karar verebilen mühendisler olduklarından ve karıncalar üzerine yapılan mühendislik temelli incelemelerden bahsedelim.
Mühendisler, bilim adamlarının hayvanlar üzerine incelemeleri sayesinde, icat etme ve makine tasarımı alanında geniş çaplı düşünmek gerektiğinin farkına vardılar. Canlıların beden yapısı, hangi şartlarda ve nerede yaşadığı, ne yediği ve vücutlarını örten koruyucu tabakaların malzemesi detaylıca incelenerek, makinelerin konstrüksiyonu ve imalat malzemesi planlamasında kolaylıklar sağlandı. İncelenmeye değer canlı türlerinden birisi de hemen yanı başımızdaki karıncalardı. İnsanlar ile beraber yaşayan bu canlıların incelenmemesi düşünülemez de zaten.
Karıncalar, ne kadar eğitiKarıncamli olursa olsun tırmanmakta ve tutunmakta zorluk çekmezler. Araştırıldığında mühendislik çalışmalarına fayda sağlayacak sonuçlar elde edilmiştir. En kısa mesafeyi hesaplayabilmek ise analiz edebilen bir beyin sistemine sahip olmayı gerektirir. Mühendisler için, robotların Endüstri 4.0 çalışmalarında karıncaların bu özelliği ilham kaynağıdır. Karıncaların birbirleriyle kurdukları iletişim vesilesiyle mükemmel uyumu bu alan üzerine çalışmaların yoğunlaşmasını sağlamıştır. Belki ileri zamanlarda bir kısmı anlaşılabilecek bu yöntem sayesinde gürültüsüz, kokusuz, masrafsız bir iletişim ağı kurulabilir.
Koloniler üzerine yapılan araştırmalar, onların sahip olduğu bu harika uyumun keşfedilmesiyle başlamıştır. Topladıkları yiyecekleri en kısa yoldan ve planlı bir şekilde yuvalarına götürürler. Bunu yaparken her karınca kendi görevini yapar. En zor zamanlarda ise birbirlerine hemen kilitlenirler. Yiyecek bulmak için sahip oldukları koku mekanizmaları da araştırma sahalarından yalnızca biridir. Çözülmesi gereken birçok sırdan birisi olan karıncanın koku mekanizması, araştırmalara göre köpeğin koku alma kabiliyetinden 5 kat daha iyidir. Anlaşılabilirse ve ilham alınıp faydalı bir şekilde uygulanırsa, bazı tehlikelerden daha emin olacağımızı garanti edebiliriz. Özellikle savunma sanayisinde ve güvenlik noktasında işe yarabilir. Karıncaların yiyeceği bulmasının yanında ne zaman yiyecek toplayacağını bilmesi de başka bir araştırma konusudur.
Hindistan’daki bir karınca türü üzerinde yapılan araştırma, mühendisliğin ne kadar mühim olduğunu, insanlardan habersiz bir şekilde vazifelerini yerine getiren bu canlılar vesilesiyle insanoğluna ispat ediyor. Hindistan’ın bir şehrinde senelerdir yağış gözlenmemektedir. Kurak bir iklim mevcuttur. Bu şehirde yaşayan karıncalar su ihtiyacını bir şekilde gidermek zorundalar. Yağışın olmadığı bir yerde bunu nasıl başarabilirler? Yapılan araştırmalar,bu karıncaların yuvalarını konik bir şekilde tasarladığı,etrafını kil ile kapladığı ve ölü karıncalar ile tüyleri kullandığı tespit edilmiştir. Kullandıkları ölü karıncalar,koloniye yapılan saldırı sonucu ölmüş karıncalardır ve kendi türünü bu iş için kullanmadıkları tespit edilmiştir. Günün ilk saatlerinde çiğ ve kırağı yoğun olarak karınca ölüleri üzerine düşmektedir. Tüyler ise oluşan su damlacıklarını geçici olarak tutmaktadır. Böylesine mühendislik ve derin bir araştırma gereken susuzluk ihtiyacının çözülmesi, karıncaların gerçekten bir mühendis gibi çalıştığının göstergesidir. İşte mühendislerin ve bilim insanlarının yapacağı araştırmalar ve çözümlemeler bu doğrultuda değerlendirilmelidir.
Neredeyse bütün çalışmalar sahada başlıyor ve laboratuarda devam ediyor. Sebebi de ulaşmak istediğimiz bilgi seviyesi ve teknolojik gelişmişliğin kaynağının kainatta olmasıdır. Karıncalar ise kainatın çok küçük bir kısmındadır. Bir karıncanın dahi incelenecek bu kadar özelliği var ise mühendislerin ve bilim insanlarının çalışabileceği ve ilham alacağı geniş bir saha var demektir. Mühendisler çalışma yaparken ahlaklı bir şekilde, kainata ve canlılara odaklanarak insanlar ve diğer canlılar için faydalı çalışmaları daha bilinçli bir şekilde yapmalıdır. Ahlaklı mühendislik ise; tamamen insanların zararına olan tüm gelişmelerin ve icatların terk edilerek, faydalı teknolojiler geliştirilmesidir.