Bu yazıda Jack London‘ın yazdığı beyaz diş kitabının özetini yazacağım. Jack London amerikan edebiyatının en önemli yazarlarından biri olmakla kalmayıp amerikan edebiyatının en önemli eserlerinin ortaya çıkmasında büyük rol oynamıştır. Beyaz diş, aslında bir köpek kurt melezinin adıdır. Kitap bu melez üzerinden bir perspektif sunar ve tıpkı bir insan yetişiyormuşçasına ele alır.
Jack London Beyaz Diş Kitap Özeti
Jack London’un yaptığı şey yalnızca bir roman yazmak değil, aynı zamanda bir senaryodaymış gibi okuyucuyu akışın içine çekmek. Tıpku Truman Show’daki gibi sürecini bildiğimiz bir hayatın devamını daha çok merak ettiğimizden dolayı Beyaz Diş’in ne olduğunu bildiğimizden dolayı daha fazla bağlanırız. Beyaz Dişe karşı oluşacak olan tavır da tam bu noktada şekillenmektedir. Bu tavrın sunduğu şey, sadakat ve sevgidir.
Beyaz Diş, annesinin yardımıyla ormanda avcı olmayı yavaş yavaş öğrenir. Bu avcılık süresince, en önemli şeyin aç kalmamak olduğunu ve birine yapılabilecek en iyi şeyin onun yolunda fedakarlık olduğunu annesinin onu muhafaza etmek için girdiği mücadelelerden anlar. Bu süreçten sonra Beyaz Diş, pek çok içgüdüsünün şekillendirilmesinde rol oynayacak insan ile tanışır.
Beyaz Dişin özgürlük peşinden koşmayacağı insanla ilk tanışmasından anlaşılır. Her ne kadar vahşi bir kurt içgüdülerinde yaşasa da, insan egemenliği altına girmeyi ister. Fakat bu egemenliğe girişinin bir bedeli vardır ve bu bedel, annesiyle yollarının ayrılmasından geçer.
Beyaz Dişin karakter analizini yaparken çok hassas bir çizgide gidilmesi gerekir. Şüphesiz Jack London’un da yaptığı budur. Bunun sebebi kitabın ilerleyen sayfalarında karşımıza çıkan, yeni sahiptir. Bu sahip, Beyaz Diş’in vahişiliğini kullanacak ve onu köpek savaşlarında maddi bir kaynağa dönüştürecektir. Ne olursa olsun, insan egemenliği altına girmek isteyen bir canlı için bu insan tepkisi onda büyük bir güvensizlik duygusunu yaratacaktır. Aynı zamanda, bir çelişkiyi.
Beyaz Diş’in bir köpek dövüşündeyken ölümüne yakın bir zamanda, henüz insan vasfını kaybetmemiş yeni bir sahip ortaya çıkar. Ve sahibinden alarak Beyaz Diş’e bakmaya başlar. Beyaz Diş’in burada insana karşı yeniden güven duygusunun ortaya çıktığını söylemek mümkün. Şüphesiz, bunu ancak merhamet ve vicdan sahibi bir insan aracılığıyla yapabilir.
Jack London bu kitabında canlı kavramının insan üzerindeki vicdan ve merhamet duygusunu nasıl işlediğine dikkatle bakmaktadır. Jack London’un anlatmaya çalıştığı temel argüman da, iç güdüleri körelse dahi bir canlıya yeniden güven vererek onu hayata döndürebileceğimizdir. Büyük yazarın, en önemli özelliklerinden biri vahşiliğin içerisinden merhamet gibi kavramları da gün yüzüne çıkarması onu çok önemli bir yere taşır.
“Nefes aldığı ortam nefretle, kötülükle yüklüydü ve bu durum, onun içindeki nefreti ve kötülüğü büyütmekten başka bir işe yaramıyordu.”
